Ali Küpelinin T24’te yer alan haberine göre;
New Jersey eyaletinde Dünya Kadınlar Günü kutlaması adı altında organize edilen toplantıda AKP Aile ve Sosyal Politikalar eski bakanı Sema Ramazanoğlu AKP’nin başörtüsü yasağına karşı nasıl mücadele verdiğini anlatırken bir bayan;
“Bu mücadelenizde yerden göğe kadar haklısınız. Fakat aynı mücadeleyi neden Ensar Vakfı’nda tecavüze uğrayan çocuklar için neden vermiyorsunuz?”diye sormuş.
Çok mantıklı bir soru.
Ben de orada olsaydım aynı soruyu sorardım.
Salonda bulunanların kafaları ortaçağda kalmış herhalde kadını ve yanındakileri dövmüşler.
Düşünebiliyormusunuz güya kadınlar gününü kutlayacaklarmış.
Amaç aslında referandum için evet propagandası yapmak tabi…
Dünyanın en gelişmiş ülkesinde böyle bir rezalet olmamalıydı.
AKP ve yandaşları tarafından İtibarımız iyice yok ediliyor.
Kafalar bu, erkeğe biat kültürüyle yetiştirilen, yetişen 21.Asırda kadın ve erkekler bunlar işte.
Şimdi Erdoğan’a yaranmak için yapmadıkları kalmıyor.
Bu ülkenin kurucusu ve yegâne lideri Atatürk’e saldırmalar, kadınları hakir görmeler ve referandumda “hayır ”diyecek olanlara silah göstererek tehditler savuranlar,kundakçılar, göstermelik ceza alsalar da sonradan ödüllendiriliyorlar.
Bunun için de cesaretleri artıyor.
Oysaki bu hareketler Erdoğan ve yandaşlarının hoşlarına gitse de aslında AKP ye kötü puan getirmektedir.
Türkiye sayelerinde ne hale geldi yazık…
“Ey Almanya” diye seslenirken insan bir de dönüp, kendi ülkesine bakar.
Acaba ben nerede hata yaptım diye düşünür…
***
Barış Terkoğlu Gaziantep’te AK Partili Şahinbey Belediyesi’nin yeni evlenen çiftlere dağıttığı kadının nasıl dövülmesi gerektiğini anlatan kitapçığı ODA TV de kaleme almıştı.
İçerisinde Kur’an, seccade, tespih ve takkenin olduğu bir pakette Muhammed Saki Erol’un yazdığı ‘Aile Saadeti’ isimli kitap ta varmış.
Kitapta erkeklere, eşlerine şiddet uygulamalarının tavsiye ediliyormuş. Tavsiyeler dudak uçuklatan cinsten.
Yuh artık dedirtiyor…
Yazarın adını ben de ilk defa duydum.
Hazret (!) Fethullahçıların yerine geçip yükselen Cemaatlerden Menzilcilerin liderlerindenmiş.
Kitaba göre “haddini aşmış” kadın, “ıslah edilmek” için önce öğüt verilir, ardından yatakta yalnız bırakmak gibi fiili tavırlarla yola getirmeye çalışılır. Artık bunlarla uslanmayan kadın ise dövülür.”müş.
Nasıl dövüleceği de madde, madde yazılmış.
İşte bu densiz gerici yobazlar AKP iktidarında meydanı boş bulunca teker teker ortaya çıkıverdiler.
AKP’nin yeni Türkiyesi, Allah korusun böyle bir şey olma yolunda demekki…
Okuma oranı çok az olan ve nüfusunun yarısını yoksul halkın teşkil ettiği ülkemiz maalesef Mustafa Kemal Atatürk’ün Türkiyesinden gittikçe bağlarını koparmaktadır.
Düşününce insan hayretler içinde kalıyor.
Bakanlığı sırasında Sema Hanımın erkek çocukların ırzlarına geçilmesini neredeyse hoş gösterecek sözler söylemesi bağışlanamaz…
“Bir kere rastlanmış olması, hizmetleriyle ön plana çıkmış bir kurumumuzu karalamak için gerekçe olamaz. Biz Ensar Vakfını tanıyoruz. Hizmetlerini takdir ediyoruz” diyerek vakfa sahip çıkmıştı.
Meselenin okumakla pek ilgisi de olmuyor diye düşünüyorum.
Nice okumuş insanlar var onun gibi…
Profesörler, paşalar, üsrütbeli subaylar, bilim adamları, kadınlar ve başka mesleklerden olanlar ama beyinleri taaa küçüklükleriden itibaren tutulmuş.
En yakın örnek şu FETÖ denilen örgüt işte…
Türkiye’nin içeriden ve dışarıdan dört bir yanı hainler ve düşmanlarla çevrilmiş ama bu ne iktidarın nede bazı yandaşlarının umurunda değil.
Varsa yoksa saltanat, koltuk davası ve para…
Tüm olumsuzluklara, yasaklara rağmen umudumuz asla tükenmemelidir.
7 düvele karşı çok zor şartlar altında savaşarak özgürlüğümüzü ve bağımsızlığımızı kazanan kahraman bir ulusun çocuklarıyız biz.
Mustafa Kemal Paşa (Atatürk) Samsun’a kaç kişiyle çıkmıştı?
O yanına halkını alarak destanlar yazdı ve bu güzel yurdu bizlere emanet etti.
O asla hiçbir şeyden yılmadı,korkmadı..
Bizlerde yılmayacağız.
Sonuna kadar mücadele edeceğiz.
Amasya Genelesindeki (21-22 Haziran 1919 ) şu sözler sanki bugün içinde söylenmiş gibi.
Yurdun bütünlüğü, ulusun bağımsızlığı tehlikededir.
Ulusun bağımsızlığını yine ulusun azim ve kararı kurtaracaktır.
Bunun için yapacağımız tek şey, tek adam diktasına HAYIR demek olacaktır.
Tünay Süer
11 Mart 2017