16 Nisan’da yapılacak olan referandumda MHP “kilit parti” olarak gösteriliyor. Siyaset bilimciler ve analistler konu hakkında yaptıkları açıklamalarda “MHP tabanının eğilimi, referandum sonuçlarını etkileyecektir” diyor.
Hiç kuşkusuz MHP tabanının ortaya koyacağı eğilim “evet”, veya “hayır” oylarını etkileyecektir. Ancak, bizim için en önemlisi de MHP’nin referandum sonrasındaki konumun ne olacağı olmalıdır.
Yapılan araştırmalar ve bizim tabandaki çalışmalarımız şu gerçeği ortaya koyuyor:
Milliyetçi Hareket Partisine gönül vermiş olanlar, referandumda partileri hakkında hayati kararı verecek:
“Ben kendi iradem ile MHP’nin geleceğini tayin etmek istiyor muyum? Yoksa yine parti üst yönetimi doğruyu yapıyor, yine bildiği gibi yapsın.”
Burada aslında MHP Genel Başkanı Bahçeli ve kadrosu oylanacak. Referandumun sonucu ile birlikte partinin geleceği de ortaya çıkmış olacak.
Bahçeli ve kadrosunun doğru yaptığı veya yanlış yaptığı, MHP’nin kadrolarında değişikliğin olup olmaması da bu referandum sonuçlarının tayininden sonra netleşmiş olacak. Eğer, taban Bahçeli ve kadrosunun görüşlerinin aksinde oy kullanıp, patlama yaparsa MHP’de değişimin kaçınılmaz olduğunu da göreceğiz.
Ege Üniversitesi’nden Siyaset bilimci Prof. Dr. Tanju Tosun, referandumun geleceğini değerlendirirken, MHP seçmeni konusunda da görüşlerini ortaya koydu. Tosun “MHP seçmeninin partinin geleceğine ilişkin nasıl bir tahayyüle sahip olduğu referandum sonunda ortaya çıkmış olacak. MHP’nin liderliğinde Sayın Bahçeli’nin kalmasını mı istiyor yoksa yeni bir genel başkan mı görmek istiyor? Eğer MHP seçmeni “evet” derse, Sayın Bahçeli çok net bir biçimde kendi meşruluğunu bir kez daha parti içinde tasdik ettirmiş olacak. “Hayır” diyorsa artık parti içinde değişim kaçınılmaz olacak” diyor.
MHP’nin referandumda “kilit parti” konumunda olduğunu da belirten Prof. Dr. Tanju Tosun’un Milliyetçi Hareket Partisi konusundaki görüşleri şöyle:
“MHP’lilerin tercihinin iki boyutu var. Birincisi, genel merkez ile taban arasındaki farklılıktan dolayı MHP tabanının kendi içinde yaşayacağı bir kırılma… İkinci olarak, referandumlarda MHP seçmeninin eğilimlerine baktığımızda, 1987 ve 1988 referandumları şunu gösteriyor: 1987’de siyasi yasakların kaldırılmasının ardından 1988’de yerel yönetim seçimlerinin bir yıl öne alınması referandumlarında MHP seçmeni dönemin iktidar partisi ANAP’a yakın bir pozisyon almıştı. Ama Sayın Bahçeli genel başkan olduktan sonra gidilen iki referandumda – 2007 ve 2010 – MHP tabanı bu kez muhalefetle birlikte hareket etmiş görünüyor. 16 Nisan’daki referandumda, MHP seçmeni Sayın Bahçeli ile son dönemde ilk kez iktidarın istediği yönde tercihte bulunma durumunda kalmıştır. Tabanın tavrı bu yüzden MHP açısından önemli bir kırılma olabilir. Özellikle Batı kentlerinde MHP seçmeninde hareketliliğinin daha yüksek olduğunu çalışmalarımızda tespit ettik. Başta İzmir olmak üzere, Batı’ya açık, daha liberal, hayat tarzı itibariyle daha modern kentlerde MHP seçmeni kolaylıkla parti değiştirebiliyor. Ancak MHP’liler diğer partilerle karşılaştırıldığında, seçmen davranışı açısından stratejik oy verme davranışı en yüksek olan parti ve seçmenleridir. Seçmenin istemediği bir partinin kazanmaması için kendisine nispeten daha yakın gördüğü bir başka partiye oy vermesi. Meslektaşımız Betül Ünal Aydoğdu’nun aynı zamanda doktora tezi olan çalışmasında şunu görüyoruz, MHP seçmeni öncelikli olarak CHP’ye – ki 2014 yerel seçimlerinde MHP seçmeninin yüzde 25’i özellikle büyükşehir belediye başkanı seçiminde CHP’ye oy vermiş – yüzde 15’i ise AK Parti’ye oy vermiş. İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa gibi büyük kentlerde milliyetçi MHP seçmeni son derece pragmatik ve CHP ile yolu kolaylıkla kesişebiliyor. Orta Anadolu’nun muhafazakar kentlerinde bu seçmenin AK Parti’ye yönelmesi kuvvetle muhtemeldi. 16 Nisan’da da benzer bir milliyetçi seçmen eğilimi ortaya çıkabilir.”
MHP tabanının “hayır” oylarına kilitlendiği daha önce yapılan bazı kamuoyu araştırmalarında ortaya çıkmıştı. Partide “değişim” isteyenlerin de “hayır” oylarının bu değişimi hızlandırabileceğine dikkat çekiliyor.
MHP’de “değişimin” kadrosu muhalefet cephesi “hayır” kampanyalarına başladı.
Bunun yanı sıra 1980’den bu yana Ülkü Ocakları Genel Başkanlığı görevinde bulunan 10 Genel Başkanının da “hayır” için kampanya başlatmaları Milliyetçi Hareket tabanını mutlak biçimde etkileyecektir. Özellikle de “kararsız” ya da “sandığa gitmeyeceğim” diyen MHP’lilerin bu kampanyada görüş değiştirebilecekleri de ifade ediliyor.
Son yapılan kamuoyu araştırmalarında da referanduma katılımın artmakta olduğu görülüyor. Araştırma grubu yetkilileri “Katılımın % 85’lere kadar tırmanabileceğini görmekteyiz” diyorlar. Kararsızlar da bir çözülmenin olduğu görülüyor.
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz