AKP’lilerin kışkırtıcı, düşmanlık ve korku dolu propagandaları, bu kez geri tepti… Halk düşmanca propagandalara cesaretle, umutla, sevgiyle, halaylarla karşılık veriyor…
Hele hele, din sömürüsünün ve mağduriyet edebiyatının eskisi kadar etkili olmaması, güç yitirmeye başlaması onları iyice şaşırttı…
AKP, çatışmalı, patırtılı gürültülü bir seçim ortamı yaratıp halkı karşı karşıya getirmek ve bu ortamdan yararlanmak, nemalanmak istiyordu… Hatta bazı yetkili kişiler silahlanma çağrıları bile yaptılar…
Ama başaramadılar…
Halk, şimdi, Şili’de olduğu gibi sazlı sözlü, çalgılı çengili, konusu UMUT VE MUTLULUK olan bir referandum propagandası yürütüyor ve “HAYIR” diyor…
“EVET” oyları düşmeye, HAYIR oyları yükselmeye devam ediyor… Bu yüzden AKP perişan, sudan çıkmış balık gibi… Ne yapacağını şaşırmış durumda…
Çok büyük yanlışlar yapıyor… PKK’lılara yardım ve destek verdiği artık herkesçe bilinen Barzani’nin Kürdistan bayrağını şanlı Türk bayrağının yanına koyuyor ve Bu sergilemenin MHP tabanında tepki toplayacağını, giderek “Evet” oylarının “HAYIR”a dönüşeceğini bile hesap edemiyor…
“Evetçi” bazı troller ise daha şaşkın… Yalpalıyorlar… Makaleme başlık olarak aldığım, “HAYIR” decez gari” videosunu“Sansürlenmemiş şiddet içeren video” sınıfına sokup, izlenmesini engellemek istemişler… Duvarıma bakınca göreceksiniz… Çünkü bu klip, sosyal medyayı sallayan ve hızla yayılan çok etkili bir video… Etki alanından korktular…
YANİ ŞUNU DEMEK İSTİYORUM:
AKP’liler, “Başkanlık Sistemi”ni ülkemize yerleştirip, Binbir Gece Masallarını andıran saltanat günlerini sürekli hale getirebilmek için ellerinden geleni yapıyorlar.
AKP’nin AK trolleri ve iktidar olanaklarından otlanan iş adamları, AKP’nin gönüllü fedaileri gibi çalışıyorlar…
Oluk oluk para akıyor.
Ne ararsan var seçim kampanyalarında derde devadan gayrı…
Yalan-dolan, hile -hurda, kaset, tertip, din sömürüsü, bel altı siyaseti, baskı, küfür, biber gazı, cop, gözdağı, korku… Yangın…
Seçim kampanyalarında ülkeyi parçalama, bölme, eyalet sistemi var. Bir zamanlar Türkiye Cumhuriyetine kabadayılık yapıp, kafa tutan Barzani ve Kürdistan övgüsü var…
Seçim kampanyalarında “yeni anayasa” oluşumu, federatif devlet var.
Ama gerçek yok… Eskilerin deyişi ile “hakikat” yok…
Bayrak yok. Türk yok. Birlik, bütünlük ve ulus devlet yok. Ulusal ekonomi yok. Tam bağımsızlık yok. Yağmalanan ormanlar, sular, topraklar, doğa, çevre yok…
Halk yok. Halkın perişan hali yok…
Bugünkü Türkiye’nin acınası durumu, dibe vurmuş ekonomisi yok…
6 aylık iş için müracaat ederek, kuyruklarda bekleyen, birbirini ezen binlerce işsiz vatandaş, açlık sınırının altında yaşayan milyonlar, kepenk kapatan esnaf, yabancı diyarlardan gelen şehitler yok…
Bugün 1 litre benzinin fiyatı 5 lira 30 kuruş… Oysa aynı benzin 2002’de 1 lira 66 kuruştu…
1 kilo dana etinin fiyatı 8 lira idi şimdi 35 lira…
Vatandaşın bankalara borcu 2002 yılında 6,5 milyar TL idi, bugün 382 milyar…
Kredi kartı borçları 4,3 milyar TL’den 76,5 milyar TL’ye, tüketici kredisi borçları 2,3 milyar TL’den 305,4 milyar TL’ye çıktı. (SÖZCÜ, 8 Mart 2016)
Ama gelecekte, Başkanlık Türkiye’sinde bu durum çok daha vahim bir durum alacaktır…
Çünkü hak – hukuk arama, protesto, direniş tarihe karışacak; uygulamalar, yönetim, yasalar “TEK ADAM”ın iki dudağının arasından çıkacak yönlendirmelerle gerçekleşecektir…
Parlamento, milletvekilleri, bakanlar, sivil toplum örgütleri göstermelik olacaktır…
Bu korkunç düzenden çıkışımızın çözümünü, anahtarını ise bize, yine, yüce önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk vermiştir ve demiştir ki:
“Vatanın bütünlüğü tehlikededir. Ancak bu tehlikeden milletin istiklalini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır…”
Yani işin özeti, halk deyişi ile, sağ – sol, parti – marti, sendika – mendika, dernek – mernek demeden, ulusal cephede birleşip bütünleşeceğiz ve hep birlikte:
“HAYIR” decez gari…
Türkiye’nin tapusunu TEK ADAMA vermeyeceez…
Bir yanıt yazın