Dünyada, “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi “ diye bir sistem, rejim olmadığını görüyoruz.
Ancak tüm yetkilerin bir kişide toplandığı rejimin adına dünyada diktatörlük dendiğini biliyoruz.
Erdoğan sistem hakkında; Cumhuriyetimizin geçmişi 93 yıl iken, şu anda 65. hükümet iş başındadır. Hale bakın. Bir başka ifadeyle ülkemizde hükümetlerin ömrü 16 ay bile değildir.
Böyle devlet yönetilir mi? Bunu yönetmeye çalıştılar. İşte şimdi biz bunu temelden düzeltiyoruz” diyor.
Bu sözler tamamıyla saptırmacadır.
Mesela Adnan Menderes 10 yıl iktidarda kalmıştır.
Yakın misal AKP 15 yıldır iktidardadır.
Kendileri de 15 yılda 8 hükümet oluşturmuşlardır.
Türkiye Cumhuriyetinde 27 Mayıs 1960, 21 Şubat 1962, 22 Mayıs 1963, 12 Mart 1971, 12 Eylül 1980 ve 28 Şubat 1997 tarihlerinde askerin siyasetin içerisinde yer aldığı ve ülke yönetiminde etkili olduğu yıllardır.
Buna göre hesaplamak gerekir.
Müdahalelerin yaşandığı dönemlerde siyasi istikrarsızlık, ekonomik sıkıntılar üst safhalara ulaştığı için halk askeri bir kurtarıcı olarak karşılamıştır.
Ne var ki askeri müdahaleler asla Türkiye’nin sorunlarını çözememiştir.
Aslında bu ülke darbelerden çok çekmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti üniter bir devlettir ve parlamenter sistemle yönetilir.
Seçimle işbaşına gelen hükümetler halk tarafından beğenilmezse yine seçimle giderler.
Bu sistemde Cumhurbaşkanlarının sembolik yetkileri vardır.
Erdoğan başbakanlığından beri ülkeyi tek adam olarak yönetmektedir ama bu ona yetmemektedir.
Kendisi cumhuriyet rejimi ile en üst makama gelmiştir.
Şimdi rejimi değiştirerek Monarşik bir rejim kurmak Türkiye’yi bir şirket gibi yönetmek istemektedir.
Özürlük ve bağımsızlık Türk Milletinin iliğine kemiğine işlemiştir.
Erdoğan Türk Milletinin kabul edemeyeceği bir yoldadır.
Onun konuşmalarından cesaret alan ve beklentileri olanlar başta başbakan olmak üzere halka evet demeleri için baskı uygularlarken hayır diyenleri de cezalandırmaktadırlar.
Bu çok tehlikeli bir durumdur ve halkı bölünmeye götürür.
Allahtan halkın büyük bir bölümü ne dolaplar döndüğünü bildiği için hayır diyor ve gün geçtikçe bu hayırlar çoğalıyor.
Ve halk büyük bir metanetle, sağduyulu davranmaya devam ediyor.
AKP ülkeyi içinden çıkılmaz sorunlara sokarak SEÇSİS sayesinde 15 senedir iktidarda kalabilmiştir.
Kimse mutlu değil.
Her dört kişiden üçü AKP’ye oy vermediğini söylediğine göre 15 sene nasıl olur da iktidarda kalabildiklerinin açık göstergesidir bu durum.
Ülke ne yazık ki bu iktidar ile zor ve acı günler yaşamaktadır.
Terör, ekonomik çöküntü, bir yanda şehit haberleri ile çalkalanmaktadır
Dış tehditler ayrı bir konu.
Tüm bunların yanısıra antidemokratik, sistemin kabul edilmesi için baskıların arttığını görüyoruz.
Salonlardaki toplantıları engelleme adına türlü oyunlar oynanıyor.
Hayır, pankartı açan genler gözaltına alınıyorlar vs.
Erdoğan “Siyasi istikrarsızlık, beraberinde ekonomik ve sosyal sorunları da getirmektedir” diyor.
Bu sözlerinde yerden göğe haklıdır ama 15 senedir kendilerinin iktidar olduklarını unutuyor.
15 senedir ne istediler de yapamadılar acaba?
Kürdistan bayrağımış…
Barzani’nin Türkiye’ye gelişinde İstanbul ve Ankara’da asılan Kürdistan bayrağı büyük tepki çekince
Başbakan Binali Yıldırım ;
“”Irak anayasasına göre, Kuzey Kürdistan Bölgesel Yönetimi, özerk bir yapıdır. Parlamentosu vardır. Başbakan’ı bakanları vardır. Ayrı bayrağı vardır ve dünyada da bu şekilde tanınır” dedi.
Barzani’nin PKK ve uzantılarını barındırdığını bilmeyen var mı acaba?
Güneydoğu’da halen Mehmetçiklerimiz terör örgütüne karşı savaşmaktadır.
Beşer onar gelen şehitlerimizin döktükleri kanlarında, vatan uğruna verdikleri canlarda Barzani denen peşmerge başının büyük vebali yok mudur?
Kandil’de, Irak’ta onları ABD ve yanısıra o beslemiyor mu?
Bizim şehitlerimiz dünyanın umurunda mı ki ?
Dünya onu tanımış olsa bile bize ne?
Petrol davasına kullanılan ABD maşası zavallı bir adamdır.
Bize düşmanlık yapan, kuyumuzu kazan bu adamın paçavrası nasıl ülkemizde asılır?
Bu skandaldır…
Yarın IŞİD denilen kanlı, caniler parlamento kursalar onları da tanıyacak mıyız sorusu geliyor akıllara.
AKP vatandaşın ne düşündüğünü umursamadan yoluna bakıyor.
Bu peşmergebaşı güya kendisine yakın Kürtleri evet demek için ikna edecek.
Değer mi?
Yazık Türkiye saygınlığını gittikçe kaybediyor…
Tünay Süer
1 Mart 2017
Bir yanıt yazın