Türkiye, tıkanan turizmde çıkış yolları arıyor. 2016 sezonunu sıkıntılı ve zararla kapatan sektör içinde bulunduğumuz 2017 turizm sezonundan da umutlarını kesti. Turizmciler “Başımızın çaresine bakmak durumundayız” diyor.
Konu ile ilgili yazdığımız yazılarda turizmde neden çakıldığımızın nedenlerini anlattık. Görüşlerimizi de yansıttık. Bugün bunlara uzun uzun değinmek istemiyoruz.
Ancak, yeniden toparlanmak, ayağa kalkmak, yeni projeler ve alternatif turizm çeşitliliği, tanıtım eksikliklerinin giderilmesi ile Türkiye’yi yeniden “bacasız sanayi” sepetinin içine oturtmak durumundayız. Günü kurtarmak anlayışını bir kenara bırakıp, uzun soluklu projelerle hayat bulmanın zamanının geldiğini düşünüyoruz.
Aslına bakılacak olursa turizmde alternatif turizm ve çeşitlilik alanlarında Türkiye çok önemli bir potansiyele sahip bulunuyor. Bunları araştırıp, ortak yol bulmak ve özellikle “sağlık turizmi”, “yaşlı bakım turizmi” konularında atak yaparak bu yolu kısa zaman içinde açabiliriz.
Termal turizmini de aynı havuz içinde değerlendirmemiz gerekiyor.
Üstelik yapılan araştırmalarda, adı geçen alternatif turizm çeşitliliklerinin çok daha büyük paralar bıraktığı görülüyor. Eğer önümüzde böyle bir fırsat ve böylesine bir çeşitlilik varsa neden hala yerimizde sayıyoruz? Neden harekete geçmiyoruz?
Medikal Turizm Derneği Başkanı Uzman. Dr. Sinan İBİŞ, geçenlerde yapılan bir toplantıda yaptığı konuşmada “yaşlılık turizmi”nin önemine değinmiş ve “Yaşlı turizmi dünyanın en verimli turizm alanı ve yaşlı turizmi bir tatil turistine karşılık 40-100 kat daha fazla gelir bırakan, risklerden de en az etkilenen turizm alanı” diyerek bu konuya dikkatleri çekmişti.
İbiş, açıklamalarını “Türkiye’deki dinamiklerden; iklim, genç nüfus, ulaşım imkanları, ekonomik yaşam, tarihi zenginlikler, zengin ve doğal mutfağı, güler yüzlü insanları ve hizmet seçenekleri birçok bir çok değerli unsur global sermayenin yatırımı için de fırsatlar doğurmakta. Türkiye de yaşlı bakımı ve yaşlı turizmi, yaşlı bakımı ekonomisi, yaşlı bakımında arge ve inovasyon konularında ulusal ve uluslararası işbirlikçiler ile; yenilikler ve değerler yaratacak projelere hazırlanmakta. Yaşlı turizmi dünyanın en verimli turizm alanı ve yaşlı turizmi bir tatil turistine karşılık 40-100 kat daha fazla gelir bırakan, risklerden de en az etkilenen turizm alanı. Ülkemizin bu turizm alanında dünyada kendine iyi bir yer edinmemesi için hiçbir neden yok.“ diyerek noktalamıştı.
Dikkat edilecek olursa çağımızda yaşlılık ve alzheimer konusunda tüm dünyada çözüm arayışları sürüyor. Bu konu giderek toplumda yer ediniyor. Yüzümüz bu konuya çevirdiğimizde karşımızda çok önemli bir turizm potansiyelinin var olduğunu görmüş olacağız.
Artık dünyada deniz, güneş, kum turizmi eskisi kadar önemsenmiyor. Sektörde yeni arayışlar ve alternatif turizm çeşitlilikleri daha çok aranır ve önem taşır hale geliyor.
Türkiye, kış turizmi, yeme-içme (gurme), tarih, kongre, doğa, spor turizmi alanlarında yeni arayışlar içine girdi. Bunlara ek olarak “yaşlılık turizmi”,”sağlık turizmi”nin de yer alması ile yeni bir sepetle dünyaya açılabilir. Hiç kuşkusuz, daha önce tanıtımda görülen eksikliklerin de mutlak biçimde tamamlanması gerekiyor. Çünkü tanıtım alanında çok eksikliğimiz var. Bunu bir başka yazımızda ayrıca dile getirmeye çalışacağız.
Sağlık turizmi denildiğinde ilk akla gelen Türkiye’nin tam anlamı ile bir termal cenneti ülke konumunda olmasıdır. Peki, bundan gerektiği gibi istifade edebiliyor muyuz? Hayır. Termal cenneti ülkemizde bu potansiyeli bile doğru dürüst çalıştırıp kullanamıyoruz.
Yapılan bir araştırmada bu konu nasıl değerlendiriliyor kısaca buna da bakalım:
“Termal ve spa-wellness turizmi belki en eski sağlık turizmi çaşidi olarak kayıtlarda rastlanmaktadır. İnsanlar şifa bulma için termal su kaynaklarının bulunduğu yerlere gitmişlerdir ve tedavi de olmuşlardır. 2006 verilerine göre sadece Almanya’da yılda 8 milyon insan termal kaynaklarda tedavi veya spa-wellness amaçlı olarak yurt içi veya yurt dışı seyahat etmektedir. Aynı dönemde Kültür ve Turizm Bakanlığı verilerine göre yurt dışından Türkiye’ye gelen insan sayısı 10 bin sağlık turisti olarak gösteriliyor. Termal kaynağına sahip 46 ilimizde yaklaşık 200 tesise sahip olan ülkemize gelen turist sayısı bizi tatmin edebilir mi? Önümüzde böylesine bir potansiyel varken, ortadaki rakamlar ve değerlendirmeler bizim sınıfta kaldığımızı gösteriyor. Yaş! ortalaması oldukça yüksek, sağlık harcamalarında zorunlu harcamaların arttığı Avrupa ülkeleri bu açıdan potansiyeli yüksek bir pazar olarak karşımızda durmaktadır.”
[email protected]
www.facebook.com/necdet.buluz
Bir yanıt yazın