NECDET BULUZ
Bizi takip eden okurlarımız anımsayacaklardır.
Trump konusunda yazdığımız bir yazıda “Amerika’nın yeni Başkanı da PYD konusunda Obama’nın izinde” demiştik. Bunun nedenlerine de yazımızda enine boyuna değinip, Suriye ve bölgede daha sıkıntılı günlerin yaşanabileceğine de dikkat çekmiştik.
Zaten baştan bu yana terör örgütü PKK’ya her türlü desteği sağlayan Amerika’nın, PKK’nın Suriye uzantısı PYD ile olan ilişkilerini de aynı çerçevede değerlendirdiğimizde, yaşanabilecek sıkıntıların nelere olabileceğini de görürüz. PYD eli ile PKK’ya silah desteğinin verildiğini yıllardır görmüyor muyuz?
Sidar Global Advisers (SGA) Danışmanlık Grubu yıllardır hizmet veriyor. Grubun başında da bir siyaset uzmanı olan Cenk Sidar var. Amerika’daki siyasi gelişmeleri çok yakından takip eden ve yaptığı yorumlardaki gerçekçiliği ile tanınan Sidar’ın türkiye’yi de çok yakından ilgilendiren açıklamalarından bazı bölümleri sizlerle paylaşmak istedik.
Cenk Sidar, Amerikan yönetiminin Suriye’deki PYD/YPG yapılanmasından vaz geçmeyeceğini açık bir dille ifade ediyor. Washington’un hem Türkiye’yi incitmeyecek, hem de PYD’yi korumaya yönelik adımlarını bundan sonra da atmaya devam edeceğinin altını çiziyor.
Cenk Sidar, Trump yönetiminin Şubat sonuna kadar açıklaması beklenen yeni IŞİD planının, Obama yönetiminin IŞİD’le mücadelesinden çok farklı olmayacağı görüşünde.
Sidar, Amerika’nın Suriye’de PYD ile olan ilişkisinin geleceği ve bu ilişkinin Ankara’nın beklentilerini karşılayıp karşılayamayacağına ilişkin olarak, “Bu konuda beklentilerin biraz ölçülü olması gerekir. Çünkü Washington yönetiminin bölgedeki Kürt güçlerinden vazgeçmesini beklemek çok gerçekçi olmayacaktır” şeklinde cevap veriyor. Sidar, Trump yönetiminin hem Kürtler hem de Türkler’i hoş tutacak dengeli bir politika izlemesini bekliyor. “Eğer Ankara hiçbir Kürt grubun sürece dahil olmasını istemezse ve bunu ikili kriz unsuru yaparsa, Amerika ve Türkiye ilişkilerinde sıkıntılı bir döneme girilebilir” uyarısında bulunan siyaset uzmanı, bu konuda Ankara’nın tutumunun önemini vurguluyor.
Cenk Sidar, Trump’ın seçim dönemi boyunca çok eleştirdiği ve Amerika’nın desteğini sorguladığı NATO ve Birleşmiş Milletler gibi küresel kurumların geleceği konusunda da bir değerlendirme yapıyor. Trump’ın başkan seçilmesindeki en önemli etkenlerden birinin ‘Önce Amerika’ demesi olduğunu hatırlatan Sidar, aslında bütün Cumhuriyetçi liderlerin benzer bir izolasyonist söylemle göreve geldiğini vurguluyor. Ancak bugün içinde bulunduğumuz uluslararası konjonktürün Trump’ın sadece içe bakarak dışa kapalı bir politika izlemesine izin vermeyeceği görüşünde olan siyaset uzmanı şöyle devam ediyor:
“Bu gerçekçi bir yaklaşım olamaz. Amerika’nın BM ve NATO’ya ihtiyacı olacaktır. Öte yandan Amerika, bu kurumlar için çok önemli bir finans kaynağı ve eğer Washington finansmanda kısıtlamaya giderse, bu NATO ve BM’in barış gücü ve insani yardım operasyonlarının geleceği için risk anlamına gelebilir. Ancak uzun dönemde hiçbir Amerikan yönetiminin, ülkede ciddi bir konsensüs olmadığı sürece, NATO’nun ve BM’in geleceğini ciddi ölçüde etkileyeceğini sanmıyorum.”
Cenk Sidar, Trump’ın büyük tartışma yaratan göç ve seyahat yasağı kararnamesiyle ilgili soruya verdiği cevapta ise, Amerika’daki siyasi sisteme vurgu yapıyor. Sidar, Trump’ın attığı adımın hem ekonomik istikrar hem de ülkedeki siyasi birlik açısında büyük sıkıntı yarattığını ve ülkedeki önemli siyasetçilerin de karşı çıktığı kararnamenin hukuk tarafından durdurulduğunu söylüyor.
Amerika’nın hukukun üstünlüğüne sahip bir devlet olduğunun ve hiçbir başkanın hukukun üzerine çıkamayacağının Trump’a hatırlatıldığını vurgulayan Sidar sözlerini “Amerika’daki denge ve fren mekanizmasının işlediğini görüyoruz. Bu da, genel sistem tartışmalarında bize iyi yol gösteren bir adım olarak görülebilir” diyerek bitiriyor.
Her zaman söylediğimiz şu olmuştur:
Amerika, çok uzun vadeli projeler hazırlıyor. Yönetimler değişse de bu projelerde devamlılık esasına göre hareket ediliyor. Ya da günün koşullarına göre çok küçük değişikliklerle hedeften vaz geçilmiyor.
Amerika’nın Suriye’de ve bölgemizde var olan projeleri bulunuyor.
Trump’un bu projeleri rafa kaldırabileceği görüşü içinde olanlar da var. Ancak, yeni Başkan ve yönetiminin attığı adımlara bakılacak olursa müttefikimizin bu projelerden geri adım atmaya niyetli olmadığını görüyoruz.
Amerika’daki yetkililer dün “PYD bizim kara unsurlarımız” diyorlardı. Bugünkü yönetimden de aynı açıklamalar gelmeye başladı. PYD konusunda Trump yönetiminin de görüşlerinin aynen devam ettiği görülüyor.
Rusya’nın PYD ile olan ilişkilerini güçlendirme yönünde adım atmasından sonra müttefikimizin PYD konusunda daha hassas davranabileceğini de unutmamak gerekiyor. Neredeyse terör örgütü PYD iki süper güç arasında paylaşılamayacak konuma gelmiş durumda görünüyor.
Cenk Sidar’ın açıklamalarına bakacak olursak, bu gerçeği de görmüş oluruz.
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz
Bir yanıt yazın