CEHENNEMDEN ÖNCEKİ SON KOORDİNAT (1) “DOST KURŞUNU”

CEHENNEMDEN ÖNCEKİ SON KOORDİNAT – (1) - Ahmed Djemal portrait Project Gutenberg eText 10338

 

CEHENNEMDEN ÖNCEKİ SON KOORDİNAT – (1)

“DOST (!) KURŞUNU”

Hüseyin MÜMTAZ

 

Tam yüzyıl önce de bu coğrafya böyleydi.

Ve Cemal Paşa, özellikle aynı coğrafyada içinde bulunduğumuz kısır döngüyü algılamamıza yardımcı olacak en önemli kilit figürdür.

Cemal Paşa; şimdi her ikisi de kapatılmış olan Kuleli Askerî İdadisini 1890’da, Harbiye’yi 1893’de bitirdi. 1895’te kurmay yüzbaşı olarak orduya katıldı. Balkan ve Sarıkamış Harekâtında görev aldı.

1911’de Bağdat Valisi, 1914’de Bahriye Nazırı oldu.

Kasım 1914’de Filistin’deki 4’üncü Ordu Komutanlığına atandı.

1915’de Ferik (Korgeneral) oldu ve (Süveyş) Kanal Seferine komuta etti.

Ve tam 100 yıl önce Temmuz 1917’de Suriye ve Batı Arabistan Orduları Genel Komutanlığına (Suriye, Filistin, Hicaz, Yemen ve Asir bölgesi komutanlığı) atandı ve birinci ferikliğe (Orgeneral) yükseldi.

“CV”sine bakar mısınız; Filistin, Süveyş, Suriye, Hicaz, Yemen ve Asir’in … tek ”komutanı”ı.

Şimdi oralarda kaç ülke, kaç bayrak, kaç padişah var?

2017’nin El Bab’ı, işte bu coğrafyanın kıyısında köşesinde kalmış köy irisi tozlu bir kasabadır.

“Suriye ve Batı Arabistan Orduları Genel Komutanı” koca Cemal Paşa’nın, değil civarından geçtiğini, haritada bile dikkatini çektiğini zannetmiyorum El Bab’ın.

İşte onu için yüz yıl sonra 2017’de çokbilmiş bazı köşe yazarlarının, derin âlim geçinen algı operatörlerinin El Bab’ın etrafındaki tepelerden “stratejik” diye bahsetmesine gülüyorum.

Kendisi ne ki, etrafı “stratejik” olsun.

Ve o Cemal Paşa’nın torunu gazeteci Hasan Cemal’in 2017’de, dedesinin yüz yıl önce ordular yönettiği aynı coğrafyada PKK elebaşları ile ilgili yazdığı bir yazı nedeniyle, “terör örgütü propagandası yapmak” suçundan 1 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılmasını, (suç işlemeyeceği yönünde kanaat oluştuğu için de cezanın ertelenmesini) tarihin ve talihin garip/çarpıcı bir tecellisi olarak görüyorum.

Coğrafya ve tarih bize gülüyor.

******

Şimdi…

Suriye’deki Hmeymim Rus üssünden havalanan bir Rus savaş uçağı, 9 Şubat sabahı saat 08.40’ta Suriye’nin El-Bab kasabası yakınlarındaki bir binayı vurdu.

İlerleyen saatlerde TSK, Fırat Kalkanı harekâtında üç “kahraman silah arkadaşının” daha şehit olduğunu duyurdu, 11 de yaralı vardı. TSK; “Fırat Kalkanı Harekâtı bölgesinde, 09 Şubat 2017 tarihinde saat 08:40 sularında, Rusya Federasyonuna ait bir savaş uçağı tarafından DEAŞ hedeflerine icra edilen hava harekatı esnasında, kazaen TSK unsurlarının olduğu bir binaya isabet eden bomba ile üç kahraman silah arkadaşımız şehit olmuş, biri ağır olmak üzere 11 kahraman silah arkadaşımız ise yaralanmıştır. Yaralı personelimiz tedavilerinin yapılması maksadıyla süratle hastaneye ulaştırılmıştır” dedi.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Basın Danışmanı Dmitri Peskov Rus haber ajansı Ria Novosti’ye yaptığı açıklamada, Putin’in Rus Hava Kuvvetleri’nin kazayla açtığı ateş sonucunda Türk askerlerinin hayatını kaybetmesi sebebiyle Erdoğan’a başsağlığı dilediğini açıkladı.

Akşam saatlerinde de Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ve Rusya Federasyonu Genelkurmay Başkanı Orgeneral Valeriy Gerasimov arasında gerçekleşen telefon görüşmesinde, Orgeneral Gerasimov meydana gelen talihsiz olay nedeniyle Akar’a üzüntülerini bildirerek başsağlığında bulundu.

Sonra olaylar birden “gelişti”, çanak çömlek patladı.

Putin’in Sözcüsü Peskov yaptığı açıklamada “Koordinatları Türk tarafı verdi.  Bize iletilen verilere göre harekât düzenlendiği esnada orada Türk askerinin bulunmaması gerekiyordu” dedi.

Rusya’nın açıklamasının ardından Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş konuştu. Rusya’nın açıklamasını yalanlamayan Kurtulmuş, “Koordine yanlışlığı” diyerek; “Dünkü olay, Rusların da teyit ettiği gibi tamamen kaza sonucu ortaya çıkmış bir olaydır. Bizim açımızdan olay, bütünüyle aydınlatılmaya çalışılıyor, araştırılıyor. İlk bilgiler, koordine yanlışlığı, yanlış bir koordinasyon. Herhangi bir şekilde maalesef istemdışı meydana gelmiş bir olaydır. Bütünüyle bir kazadır, ilk bilgilere göre. Ama bunun nasıl vuku bulduğu, bu aradaki koordinasyon meselesinin nasıl bu kadar atlandığı da ortaya konulacaktır. Şimdi anlaşılıyor ki çok daha yakın bir koordinasyona ihtiyaç var” açıklamasını yaptı.

Sizce Peskov mu, Kurtulmuş mu daha mahcup bir ifadeyle konuşuyor?

Vuran kim, vurulan kim?

Ve tam da bu trajik “vurdu, vurdu, vuruldu” olayı sırasında CIA Başkanı Türkiye’de.

“Mesaj” Türkiye’ye mi, Amerika’ya mı?

Ondan önce de on gün içinde May ve Merkel Türkiye’de; Trump ve Putin telefonda.

Hemen sonrasında BM Genel Sekreteri ve İngiltere Genelkurmay Başkanı.

Hayırdır İnşallah!

Ve dedikodular, söylentiler…

“El Hus köyüne giren Suriye ve Rus askerlerinin oluşturduğu birlik ÖSO ve içerisinde Türk askerlerinin de bulunduğu bir grup tarafından saldırıya uğruyor. Bu saldırıda 12 Suriye askeri yaşamını yitirirken, 6 Suriye askeri ise rehin alındı. Rusların konuyu aydınlatmak için yaptıkları girişimler sonuç vermeyince Rus ordusu operasyon kararı alıyor ve TSK’ya ait Tank komuta merkezi olarak kullanılan binayı vuruyor. Sonrasında yapılan görüşmeler sonucunda ÖSO militanları ve Türk askerleri, esir Suriye askerlerini serbest bırakarak El Hus köyü Suriye ordu birliğine teslim ediyor ve geri çekiliyor”.

Elin ağzı torba değil ki büzesin!

100 yıl arayla aynı coğrafyada “dost”lar tarafından sırtımıza vurulan kaçıncı hançer/başımıza atılan bomba?

Üstelik bu çağda sanki biri aklımızla alay ediyor.

Attığımız günlük, haftalık, aylık adım sayımızı bilen; iş çıkışı eve dönüş için metroya bindiğimizde “Ev denilen yere 46 dakika” uyarısı veren akıllı telefon devrinde Suriye’deki “koordinat karışıklığı”nı mantıklı bir açıklamasını bana kim yapabilir?

Bu olay Suriye’de durumun ne kadar kırılgan ve kışkırtmalara açık olduğunu çok acı bir şekilde bir kez daha gösteriyor. Türkiye’nin Suriye harekâtında şehitler artıyor.

Suriye’de, Türkiye’nin “terörist” dediklerine eski ve yeni müttefikleri Amerika ve Rusya terörist demiyor.

Kimin ne olduğu belli değil, at izi-iti izine karışmış vaziyette.

Özdil yazıyor;

“Suriye’den 8 şehit daha geldi. Şimdilik 64 şehidimiz oldu.

Türk Silahlı Kuvvetleri’nde hava, deniz, kara, general, amiral, subay, astsubay, uzman, erbaş ve er dahil toplam 351 bin asker bulunuyor. Buna mukabil, Türkiye’de askerlik çağında 425 bin Suriyeli yaşıyor! Yani… Türkiye’de, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin mevcudundan daha fazla sayıda, eli silah tutacak yaşta Suriyeli var. Şam’dan sonra en büyük Suriyeli şehri İstanbul… 700 bin Suriyeli İstanbul’da yaşıyor”.

100 yıl önce Cemal Paşa “Suriye ve Batı Arabistan Orduları Genel Komutanı”…

100 yıl sonra torunu aynı bölgede “terör örgütü propagandası yapmak suçundan” ceza alıyor.

Amerika ve Rusya, 100 yıl önce isimlerinin bile geçmediği bir coğrafyada “baş aktör”.

Herkes Türkiye’nin “terörist” dediklerine silah, malzeme, teçhizat veriyor.

Mehmetler şehit oluyor.

Kim kör, kim şaşı? 15 Şubat 2017

 


Yazıları posta kutunda oku


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir