Tarihi yalan çoktü, Milosoviç aklandı / Kozinoğlu ile Miloşeviç’in ölüm nedeni aynı!

Ali Gharajehlou [a_ghara@hotmail.com]
Tarihi yalan çöktü Miloseviç aklandı!

Yugoslavya’nın son başkanı olan Slobadan Miloseviç’in tutuklu bulunduğu hücrede ölümünden 10 yıl sonra kararını açıklayan Uluslararası Ceza Mahkemesi, Miloseviç’in savaş suçlusu olduğuna dair yeterli kanıt olmadığına hükmetti. - image001 3

Yugoslavya’nın son başkanı olan Slobadan Miloseviç’in tutuklu bulunduğu hücrede ölümünden 10 yıl sonra kararını açıklayan Uluslararası Ceza Mahkemesi, Miloseviç’in savaş suçlusu olduğuna dair yeterli kanıt olmadığına hükmetti.

Yugoslavya’nın son başkanı olan Slobadan Miloseviç’in tutuklu bulunduğu hücrede ölümünden 10 yıl sonra kararını açıklayan Uluslararası Ceza Mahkemesi, Miloseviç’in savaş suçlusu olduğuna dair yeterli kanıt olmadığına hükmetti.
Mahkeme mart ayında da Miloseviç’in 1992-95 Bosna Savaşı sırasında Müslümanların ve Hırvatların etnik temizliğine ilişkin ortak plana iştirak ettiğine dair yeterli kanıt olmadığına da vurgulamış aksine bunun tersi doğru olabileceğini belirtmişti.

PERİNÇEK’E MEKTUP YAZMIŞTI
2001 yılında tutuklanan ve tutuklandığı süre boyunca hakkındaki iddiaların doğru olmadığını defalarca tekrarlayan Miloseviç 2002 yılında Aydınlık dergisi ve Doğu Perinçek’e gönderdiği mesajda şu ifadelere yer vermişti:
“Sizler, dost kurumlar ve dost insanlar, yapmış olduğumuz onur mücadelesinin adının sosyalizm olduğunu en iyi bilenler, Yugoslavya gerçeğini savunmaya devam ediniz. Çünkü Yugoslavya’nın Batı tarafından parçalanması sadece bir başlangıç. Kirli elleri dünyanın bütün devrim ülkelerini yıkmak için sürekli çalışıyor. Sayın Perinçek, siz ve ben aynı davayı savunuyoruz, yani ülkelerimizi. Zaten sosyalizm de bu demek değil midir? Sosyalistler önce ülkelerini savunmak zorunda değil midir? Durmayın Sayın Perinçek, siz öyle bir ülkede bulunuyorsunuz ki, dünya o ülke sayesinde kurtulur veya yıkılır”

BİR TOPLUM MÜHENDİSLİĞİ ÇALIŞMASI: SLOBODAN MİLOSEVİÇ

Yugoslavya’nın son başkanı olan Slobadan Miloseviç’in tutuklu bulunduğu hücrede ölümünden 10 yıl sonra kararını açıklayan Uluslararası Ceza Mahkemesi, Miloseviç’in savaş suçlusu olduğuna dair yeterli kanıt olmadığına hükmetti. - image002

Bunca dert arasında Miloseviç de nereden çıktı diye soracaklar çıkabilir. Yugoslavya ve Miloseviç özelinde yaşananların yaşamın geneli için söz konusu olduğunun altını çizmek isterim.
Slobodan Miloseviç adı söz konusu olunca onu anımsamayanların sayısı hiç de az değildir. Anımsayanlar ise Yugoslavya’nın parçalanma sürecinde özellikle Bosna’da yaşananlardan sorumlu olduğu algısına sahiptir. Bu son derece doğaldır. Gerçeğin değil de algılatılmak istenenin algılatıldığı dünyada buna benzer şeyler çokça yaşanmıştır. Bu da onlardan birisidir. Propaganda makinesi geçmişte olduğu gibi bir kez daha son derece başarılı bir iş çıkartmıştır.

Tek kutuplu dünyanın ilk işi yutamayacağı kadar büyük yapıları sindirilebilecek lokmalara bölmek olmuştu. Kanla, canla ve Nazilere karşı saygın bir direnişle kurulmuş Yugoslavya’ya bu dünyada artık yer yoktu. Etnik, dinsel ve mezhepsel farklılıklar öne çıkartılarak Sırp-Boşnak, Boşnak-Hırvat, Hırvat-Sırp, Arnavut-Sırp, Makedon-Arnavut düşmanlıkları yaratıldı.
Hitler faşizmine karşı savaş vermiş, yeni bir millet yaratmış Yugoslavların bu şekilde biri birine girmesi eşyanın doğasına aykırıydı. Sosyalizmin değil ama sosyalist bloğun yerle bir edildiği koşullarda ortaya çıkan psikolojik ortamda olmaz denilen oldu! Hitler’e geçit vermeyen bir halk ayrıştı, renkli devrim düzenbazlarına teslim oldu ve biri birine düşebildi.
Bu kanlı süreçte kendisine kötü rol biçilenlerden oldu Slobodan Miloseviç. Senaryonun yazarları ve uygulayıcıları paramparça olmuş Yugoslavya manzarası karşısında ellerini ovuştururlarken, dünya kamuoyu önüne “sorumlu” sıfatıyla çıkartıldı. 2001 yılında tutuklandı, LaHey’de yargılanırken 2006 yılında son derece kuşkulu bir biçimde hücresinde ölü bulundu. “Eli kanlı bir günahkârın!” sıradan ölümü karşısında kimsenin kılını kıpırdatması gerekmezdi.

Yugoslavya’yı yok yere bölmeye girişip, ateşe atanların görmezden gelindiği ortamda Miloseviç boy hedefi yapıldı.
Geçtiğimiz günlerde artık adı unutulmaya yüz tutan Miloseviç’le ilgili kimi haberler yer aldı kimi gazetelerde ve internet basınında. Kim ne kadar okudu? Hangi bilgiyle irdeledi? Bu soruların yanıtını vermek güç!
Bir kez daha anlaşıldı ki; yargılamadan hüküm giydir ve hatta belki de Miloseviç örneğinde olduğu gibi giydirdiğin hüküm üzerinden infaz et kuralı bir kez daha sorunsuzca (başarıyla) işletildi.

Miloseviç’in tutuklanışının üzerinden 15 yıl, kuşkulu biçimde ölümünün üzerinden 10 yıl geçti. Dünya onu Yugoslavya’nın parçalanışı sürecinin eli kanlı katili olarak tanıdı. Bu nedenle de ölümünün araştırılması bile gerekmedi. Olan güzelim ülkeye, suçsuz insanlara oldu. Yıkılan bir ülkeyi, yitip giden canları geri getirmeyecek hiçbir şey!

Emperyalist kurguyla kana bulanan, parçalanan Yugoslavya’da olanların suçu birilerinin üzerine yıkılarak “günah keçisi” yöntemi başarıyla kullanılmış oldu. Böylelikle II. Dünya Savaşı’nda faşizme karşı şanlı bir direniş göstererek doğan bir milletin ortadan kaldırılması ve o milletin kurduğu bir ülkenin talan edilmesi; Srebrenika’da Hollandalı askerler gözetiminde yapılan bir katliamın üzerinin örtülmesi sağlandı.
Suçlu diye boy hedefi yapılan, suçsuzluğu geç de olsa anlaşılan birisi üzerinden Yugoslavyalaştırma süreci tamamlanmış oldu.
İnsanlık belleksiz ve bilinçsiz oluşunun bedelini bu kez kendisinden esirgenen özürle ödeyecek!

Son sözü Miloseviç adına düzenlenmiş olan internet sitesindeki tümcelere bırakalım!

“Miloseviç’i savunmak, Sırbistan’ı savunmaktır!”
Felsefemiz : Slobodan Miloseviç her hangi bir insan değildi. Aynı zamanda Yugoslavya’da dökülen kanların toplu işlenmiş bir suç olduğu savıyla Sırp halkının üzerine yıkılmasında aracı yapıldı. Sırp halkı Miloseviç’e yöneltilen suçlamaların altından kalkmadıkça kendisini savunamayacaktır.

Kozinoğlu ile Miloşeviç’in ölüm nedeni aynı!

Teoman Alili

10 Ekim.2016

Ergenekon kumpası sırasında tutuklanan Kaşif Kozinoğlu duruşmalara çıkamadan cezaevinde hayatını kaybetmişti. MİT’teki görevleri nedeniyle çok önemli açıklamalar yapması beklenirken hayatını kaybeden Kozinoğlu bildiklerinin bir kısmını Aydınlık’a gönderdiği mektuplarla kamuoyuna duyurmayı başarmıştı. Kozinoğlu’nun ölmeden önce Aydınlık’a mektuplar yazması dikkat çekmiş ve öldürülmüş olabileceği şüphelerini arttırmıştı. Eski MİT görevlisi, 2011 yılında hayatını kaybetmiş, dönemin Adli Tıp kurumu üç ay boyunca çalışma yaptıktan sonra ölüm nedenini “iskemik kalp hastalığı” olarak açıklamıştı.

MİLOŞEVİÇ’TE HAPİSTE ÖLMÜŞTÜ

Kozinoğlu gibi çok önemli bir duruşma öncesinde hapishanede ölen bir başka isim de Yugoslavya eski Devlet Başkanı Slobodan Miloşeviç’ti. 2006 yılında Hollanda’nın Lahey kentinde bulunan ‘Savaş Suçları Mahkemesi’ tarafından yargılanan ve çapraz sorgusu öncesinde hücresinde ölü bulunan Miloşeviç’in de ölüm nedeni “iskemik kalp hastalığına bağlı ani kalp krizi” olarak açıklanmıştı. Miloşeviç’in ölümü büyük tartışmalara neden olmuş yapılan otopsi sonrasında eski Yugoslav liderin yanlış ilaç nedeniyle hayatını kaybettiği açıklanmıştı. Açıklamadan sonra başta Rusya olmak üzere pek çok ülke ölümün araştırılmasını istemişti.

‘İSKEMİK KALP HASTALIĞI’

Uzmanlara göre bu hastalık belirti göstermeden ani kalp krizine neden olabiliyor. Bazen yoğun egzersiz veya yemek sonrası görülebileceği gibi yanlış ilaç kullanımı da bu hastalığa neden olabiliyor. Gizli şeker ve hipertansiyon durumlarında yanlış ilaç kullanımı söz konusu hastalık nedeniyle ani ölümlere neden olabiliyor. Hipertansiyon hastası olduğu bilinen Miloşeviç’in ölümünden sonra yapılan otopsisinde yanlış ilaç kullanıldığı tespit edilmişti. Benzer ölüm nedeninin Kaşif Kozinoğlu’nda da ortaya çıkması ve Kozinoğlu ailesinin ölümü şüpheli bulması soru işaretlerini arttırıyor. Bilindiği gibi Kozinoğlu, Aydınlık’a yazdığı mektuplarda Fethullah Gülen okullarında çalışanların CIA’ya bilgi sızdırdıklarını açıklamış fakat duruşmaya çıkamadan hayatını kaybetmişti. Miloşeviç’in de çapraz sorguya girebilse başta Srebrenitca olmak üzere eski Yugoslavya’da yaşanan katliamlarda BM ve CIA’nın rolü üzerine açıklamalar yapması bekleniyordu.

Yugoslavya’nın son başkanı olan Slobadan Miloseviç’in tutuklu bulunduğu hücrede ölümünden 10 yıl sonra kararını açıklayan Uluslararası Ceza Mahkemesi, Miloseviç’in savaş suçlusu olduğuna dair yeterli kanıt olmadığına hükmetti. - image001 3

Yorumlar

  1. Mert mustafa avatarı
    Mert mustafa

    Katledilen, tecavüz edilen ve de diri diri topraklara gömülenler adına sizleri lanetliyorum.
    Bir katliamı savunmak için bu kadar edebiyat yapmanıza gerek yoktu, sadece komünizm ideolojimizden dolayı katliam yapsa da biz onu destekliyoruz demeniz kafiydi.

    Amerikanın vahşi kapitalistleri bile kendi katliamlarını savunmadı. Yüzleri tutmadı.
    Ama sizde haya, namus ve şeref kalmamış. Yazık!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir