Kenan Evren, Tayyip Erdoğan ve Kişiye Özel Anayasa

scelik44)

1982 Anayasası Kenan Evren’in Cumhurbaşkanı olacağı varsayılarak yapıldı. Sanki ondan sonrası olmayacakmış gibi, her şey Kenan Evren’e göre düzenlendi ve Cumhurbaşkanına, Atatürk dönemi dahil, o zamana kadar Cumhurbaşkanlarına verilmemiş birçok yetki verildi. Örneğin, Genelkurmay Başkanını, rektörleri, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ve Başsavcıvekilini; Devlet Denetleme Kurulu, Yükseköğretim Kurulu, Anayasa Mahkemesi, Askerî Yüksek İdare Mahkemesi, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyeleri ile Danıştay üyelerinin dörtte birini atamak gibi…

Diğer yandan aynı anayasaya göre, bu kadar çok yetkisi olan Cumhurbaşkanı sorumsuzdur; sadece TBMM üye tam sayısının en az dörtte üçünün vereceği kararla, vatana ihanetten Yüce Divan’da yargılanabilir.

1982 Anayasası hazırlanırken tek kişiye, özellikle hiçbir sorumluluğu olmayan bir kişiye bu kadar çok yetki verilmesinin doğru olmadığını savunanlar oldu. Bunlar hemen “yoksa Kenan Evren’e karşı mısın?” denilerek susturuldular. O dönemde “Kenan Evren’e karşı olmak” büyük suçlamaydı ve Rahmetli Kamer Genç gibi bir iki cesur yürekli yurtseverin dışında, bu suçlamaya göğüs gerecek babayiğit pek çıkmadı.

Oysa söz konusu olan Kenan Evren de değildi. Kenan Evren Cumhurbaşkanı seçilse bile 7 yıl görev yapacak ve ondan sonra bir daha seçilemeyecekti. Ancak Kenan Evren dahil, anayasayı yapanlar 7 yıl sonrasını göremeyecek kadar öngörüden/ uzak görüşten yoksun kişiler oldukları için 7 yıl sonrasını düşünemediler.

Kenan Evren’den sonra gelen Turgut Özal ve Süleyman Demirel, seslerini çıkarmadan, bu yetkileri kullandılar. Hatta Turgut Özal, (neden gerek gördü, bilinmez!) Türk Ceza Yasasından “vatana ihanet” suçunu da kaldırdı. Böylece Cumhurbaşkanları tümden sorumsuz oldu.

Hukukun üstünlüğüne inanmış bir hukukçu olan Ahmet Necdet Sezer, Cumhurbaşkanı seçildiği gün, Meclis’te yaptığı teşekkür konuşmasında “Anayasa’da cumhurbaşkanına verilmiş olan yetkilerin demokratik ilkelere aykırı olduğunu ve bunun düzeltilmesini” istedi. Ama sözleri havada kaldı, kimse bu konuda tek bir adım atmadı.

Ardından gelen Abdullah Gül, bu yetkileri tepe tepe kullandı.

Tayyip Erdoğan ise “bu yetkiler bana yetmez” dedi ve tüm yürütme erkini üstlendi. “Anayasayı çiğniyorsun” diyenlere, “Anayasa’yı bana uydurun” dedi. Bunun üzerine, Devlet Bahçeli’nin “baş üstüne” demesiyle gerekli değişiklik yapıldı.

Ancak değişiklik bu kez de Tayyip Erdoğan’a göre yapıldı. Yani bu kez de 12 sene sonrasını öngöremeyen bir değişiklik yapıldı (2019’dan sonraki iki seçimi de Erdoğan’ın kazanacağını varsaysak 5+5=10 yıl, 2 yıl da şimdi var, toplam 12 yıl).

Değişikliğe “evet” diyen/ diyecek efendiler, 12 yıl sonra ne olacak? Ki, Allah geçinden versin, her ölümlü gibi Erdoğan daha önce Hakkın rahmetine de kavuşabilir. Ondan sonra kim Başkan olacak, öngörebiliyor musunuz? 1982’de Kenan Evren için tasarımlanmış makama, ileride Tayyip Erdoğan’ın gelebileceği kimsenin aklına gelir miydi? Bu nedenle 12 yıl sonra (belki daha da önce) şu anda kimsenin aklına gelmeyen biri Başkan olabilir!..

Henüz devletin anlamının bilinmediği yeni oluşmuş kabile devletçiklerinde yasalar kişiler göre yapılır. Binlerce yıllık devlet geleneği olan Türk ulusuna bu değişiklik yakışmaz. Böyle bir birikime sahip sağduyulu halkımızın referandumda “HAYIR” diyerek, bu ayıbın tarihini lekelemesine izin vermeyeceğine inanıyoruz…

1982 Anayasası Kenan Evren’in Cumhurbaşkanı olacağı varsayılarak yapıldı. Sanki ondan sonrası olmayacakmış gibi, her şey Kenan Evren’e göre düzenlendi ve Cumhurbaşkanına, Atatürk dönemi dahil, o zamana kadar Cumhurbaşkanlarına verilmemiş birçok yetki verildi. Örneğin, Genelkurmay Başkanını, rektörleri, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ve Başsavcıvekilini; Devlet Denetleme Kurulu, Yükseköğretim Kurulu, Anayasa Mahkemesi, Askerî Yüksek İdare Mahkemesi, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyeleri ile Danıştay üyelerinin dörtte birini atamak gibi… - 1748579

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir