Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Amerika’nın yeni Başkanı Trump arasında yapılan telefon görüşmesinden sonra Türk-Amerikan ilişkileri arasındaki gerginliğin, yerini bahar havasına bıraktığını gördük.
Erdoğan cephesi, görüşmelerin olumlu yansıdığını söylüyor. Trump ile daha iyi anlaşmalara varılabileceği görüşünde. Erdoğan’ın da “Trump ile daha iyi anlaşacağız” dediği ifade ediliyor.
Trump’un, telefon görüşmesinden sonra CIA Başkanı Mike Pompeo’yu hemen Ankara’ya göndermesi, birici ağızdan sıkıntıların dinlemesi, Türkiye’nin isteklerinin not edilmesi hiç kuşkusuz ileriye dönük iyileşmelerin de ilk adımı olarak değerlendirilmelidir.
Şimdi şu noktaya dikkat:
CIA Başkanı’nın Ankara’da bulunduğu sıralarda Rusya’nın Suriye’de El Bab’da Mehmetçiğin bulunduğu binayı vurması, 3 şehit haberi ve ardından gelen “Yanlışlık oldu, baş üzüntülerimizi iletiyoruz” açıklamaları gündemin alt-üst olmasına neden oldu.
Rusya, bununla da yetinmedi ve hemen yeni bir açıklama daha yaptı ve “PKK ile PYD bizim için terör örgütü olarak listemizde yer almıyor” dedi.
Putin’in bundan sonra daha nasıl adımlar atacağını tahmşn etmekte zorlanıyoruz. Nedenine gelince: Putin’e güvenmiyoruz. Bu görüşümüzü daha önceki yazılarımızda da detayları ile ortaya koymuştuk.
Türkiye ile Amerika’nın yakınlaşmaya başladığı bir dönemde bu olay ve açıklama acaba tesadüf olabilir mi? Bize göre “hayır olamaz.”
Burada Rusya’nın bir rahatsızlığının var olduğunu söyleyebiliriz.
ABD, Suriye konusunda baştan bu yana “Munbiç’e giremezsin Rakka’ ya İSİD’ le savaşmak için gideceksin, PYD’ ye kesinlikle dokundurtmam” diyor. Rusya: “Suriye’ de benim sayemde bulunuyorsun, PKK – PYD’ de benim kontrolümde “mesajını vermeye çalışıyor.
“Fırat Kalkanı Harkatı”na Amerika destek vermiyordu. Trump’un son günlerde bı-u operasyona Türkiye için destek vermeye başlaması da Rusya’yı rahatsız etmiş bulunuyor.
Türkiye şimdi bu ikilem arasında sıkışmış durumda.
CIA Başkanı’na çok geniş kapsamlı bir brifingin verilediği söyleniyor. Bu brifingde FETÖ terör örgütü lideri Gülen’in Türkiye’ye iade edilmesi, PYD’nin terör örgütü olarak kabul edilmesi ve silah desteğinin kesilmesi gerektiği ifade ediliyor.
Münbiç’e bir askeri harekât yapılacaksa, Türkiye’nin bunu Amerika ile birlikte yapmaya hazır olduğu, böyle bir operasyonda da PYD’nin yerinin olmaması gerektiğinin altı çiziliyor.
Türkiye’nin haklı istekleri var. Bu istekler Obama döneminde de bir çok kez gündeme geldi. Dosyalar dolusu bilgi ve belgeler sunuldu. Ancak, bugüne kadar Amerika’dan olumlu yanıt alamadık.
Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz:
Türkiye, en büyük müttefiki Amerika ile iyi ilişkilerin sürdürülmesini istiyor. Karşılıklı işbirliğinin yine karşılıklı çıkarların gözetilerek sürdürülmesini doğru atılmış bir adım olarak görüyor.
CIA Başkanı’na verilen brifingin sonuçlarının beklentisi içine girildi.
Eğer, Trump olumlu adımlar atar, Obama gibi isteklerimizi görmezden gelmez ise Türkiye’nin bölgedeki tercihi Amerika olacaktır.
Rusya’nın en büyük sıkıntısı ve rahatsızlığının da bu noktadan kaynaklandığını düşünüyoruz.
Putin, Suriye ve bölgede şu anda üstünlüğü eline geçirdi. Bunu kaybetmek istemiyor. Bu üstünlükte Türkiye ile olan işbirliğinin de önemi çok büyük. Amerika’nın yeniden bölgede sahneye çıkması Rusya’nın bugünkü çıkarlarını da alt-üst edebilir.
Bölgede her ülkenin ayrı bir beklentisi ve hesabı bulunuyor. Bu noktada önemli olan Türkiye’nin çıkarlarının gözetilmesi ve sıkıntılarının giderilmesi olmalıdır.
Trump ve yönetim kadrosunun vereceği kararlar Türkiye için olduğu kadar Rusya için de çok büyük önem taşıyacaktır. Bu konuda yeni Başkan nasıl adımlar atacak bekleyip göreceğiz.
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz
Bir yanıt yazın