Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya ile uçak krizinden sonra başlayan ve bir daha toparlanamayan turizm sektörüne destek için gurbetçilere seslendiği konuşmasında “Komşunu da al gel” diye seslendi. Bu çağrı hiç kuşkusuz önemlidir.
Erdoğan çağrısında “Baba ocağına gelen akrabalarını ziyaret eden vatandaşlarımız izinlerinden en azından bir haftasını da Türkiye’de evimiz, vatanımızı da tanıyalım anlayışı ile turizme ayırmalıdır. Yurt dışındaki vatandaşlarımız sadece kendileri gelmekle kalmayıp yaşadıkları ülkelerindeki komşularını, dostlarını, arkadaşlarını da ülkemize davet etmelerini istiyorum” dedi.
Turizm sektörümüzün sıkıntıları biliniyor. 2016 yılını kriz ile geçiren sektörün 2017 yılını da sıkıntılı geçireceği görülüyor. Beklenen rezervasyonlar gerçekleşmedi. Yapılan rezervasyonların da önemli bölümü iptal edildi. “Bacasız sanayi”den beklentiler yerine gelmeyince de yaşanan ekonomik krize sektörün yükü de binecektir.
Rusya’dan beklenen turist sayısındaki azalma endişe veriyor. Ancak, Avrupa’dan gelmekte olan turistin de önü kapalı. Yıllardır Avrupa, Türkiye’ye turist göndermiyor. Bir de üstüne üstlük yetkililer vatandaşlarını “Türkiye’ye gitmeyin” diye uyarıyor.
Sanıyoruz, Cumhurbaşkanı, konuşmasında Avrupa’daki gurbetçilere seslenerek çağrıda bulundu. Gurbetçilerimiz bu çağrıya kulak verir mi, verirlerse yapacakları çalışmalar nasıl sonuçlanır bunu ilerleyen zaman içinde göreceğiz.
Çünkü Avrupa’dan gelen turist sayısı Rusya’dan gelen turist sayısından hem daha çok, hem de daha fazla para bırakıyor.
Daha önce konu ile ilgili çok yazdık. Vurgulamaya çalıştığımız noktalar da oldu. “Türkiye’ye neden turist gelmiyor?” sorusuna da yanıt aradık. Şimdi bu konuyu bir kez daha sütunlarımıza taşıyoruz.
Türkiye’nin dışarıdaki imajı çok kötü. Özellikle Avrupa’daki yazılı ve görsel medya sürekli olarak Türkiye’yi kötüleyen yazılar ve görüntüler yayınlıyor. Türkiye’yi terör ve savaşın ortasında bir Ortadoğu ülkesi olarak göstermeye çalışıyor. “Can ve mal güvenliği tehlikede” deniliyor. Bütün çabamıza rağmen bunu önleyemedik. Ya da çalışmalarda yetersiz kalıyoruz.
Turist, güven duymadığı, can ve mal güveninin olmadığı bir ülkeye gitmez, tatil yapmaz. Özellikle Batılılar buna çok önem veriyor. Türkiye’nin imajını kötüleyen yazı ve görüntülerden de çok etkileniyorlar. Yapılan araştırmalarda “Türkiye’yi tercih etmememizin en büyük nedeni can ve mal güvenliğinin tehlikede oluşu” görüşünü öne sürüyorlar.
Bundan da komşularımız ve diğer rakip ülkeler istifade ediyor.
Türkiye’ye gelmeyen turistlerin önemli bir bölümü Yunanistan’ı ve adalarını tercih ediyor. İspanya, İtalya, Fransa’ya gidenlerin sayısındaki artışların da buradan kaynaklandığına dikkat çekiliyor.
Ortada hiç kuşkusuz siyasi ve ekonomik durum da var. Bu konuyu bir başka yazımızda enine boyuna gündeme getireceğiz.
Bakın, geçenlerde Freedom House bir araştırmanın sonuçlarını yayınladı. Bu sonuçlar Batı’da çok önemli ses getirdi. Birçok medyada da köşelere taşındı. Türkiye özgürlüklerin gerilediği bir ülke olarak bu araştırmada yer alıyor.
Avrupalı turist işte bundan da etkileniyor.
Özgür olamayacağını düşündüğü bir ülkeye Batılı bir turisti getirmek, ikna etmek mümkün mü?
İşte o açıklamanın haberi:
Freedom House, Türkiye’nin 2016 yılında özgürlüklerin en çok gerilediği ülke olduğunu açıkladı. Küresel Demokrasiye Çifte Tehdit’ başlıklı raporda Türkiye bu yıl da ‘kısmen özgür’ kategorisinde tutulurken son 10 yılda özgürlüklerin en çok gerilediği ülkeler sıralamasında Orta Afrika Cumhuriyeti’nin ardından ikinci sırada yer aldı. 2016’da ise özgürlüklerin en çok gerilediği ülke Türkiye oldu
Tamam, Cumhurbaşkanı’nın gurbetçilere çağrısını yerinde buluyoruz, umutlanıyoruz ve destekliyoruz ama, bir de madalyonun öteki yüzünü görmemiz de gerekmiyor mu?
Şimdi “Türkiye’ye neden turist gelmiyor?” sorusuna daha kolay yanıt verilebilecektir sanıyoruz.
Yine de temennimiz ve beklentimiz Erdoğan’ın çağrısının yerini bulması ve gerçekleşmedir.
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz
Bir yanıt yazın