“SEYİR İCRA EDİLMİŞ”
Hüseyin MÜMTAZ
Demek işin aslı (ş)böyleymiş;
Benim gibi sâde vatandaşlar “seyreder”…
Komutanlar ise “seyir icra eder”…
Ama çok geçmeden son tahlilde ikisi arasında hiç fark olmadığı, her iki faaliyetin de aynı kapıya çıktığı anlaşılır; komutanların “da” sadece ve ancak sâde vatandaş gibi uzaktan seyredebildiği kayaların önünde hâtıra fotoğrafı çektirebildiği görülür.
Hâlbuki haber daha “ham”ken ne heyecanlanmıştık!
Yunanistan; Türk Ordu-Millet tarihinin en rezil sayfasını teşkil eden “helikopterle Yunanistan’a sığınma” olayından sonra sayıları ve rütbeleri ile ilgilenmeye hiç lüzum görmediğim “düşmana (Almanya’ya da 50 kişi kaçmış) iltica eden” firari askerleri teslim etmemiş; 15 Temmuz travmasından yara alan Türk Ordusu’nun (bir ihtimal) imkân ve kabiliyetlerini test etmek için de Kardak kıyılarında anlamsız tahrik hareketlerine girişmişti.
Dişlerimizi sıkarak uygun cevabın zaman ve zemininin nasıl olabileceğini sorguluyorduk kendi kendimize.
Derken ekranlara ajansların bomba haberi düştü.
“Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, bugün saat 12.00 sıralarında Kardak Kayalıkları’nı ziyaret etti. Yunan botunun, Orgeneral Akar’ın Kardak’a girmesini önlemeye çalışması gergin anların yaşanmasına neden oldu. Yarım saat süren gerginlikten sonra Genelkurmay Başkanı Akar, Bodrum’a geri döndü”.
İlk heyecanla “Tamam” dedik, “Cevap işte böyle olmalıydı!”… Akar ve beraberindekilerin Kardak’a çıkıp biraz dolaşıp, gerekli mesajı verdikten sonra döndüklerini düşündük.
Yakışanı buydu.
Ancak yukarıdaki ilk haberi dikkatle okuyunca da bazı soru işaretleri uyanmadı değil.
Kardak kayalıklarını “ziyaret” ne demekti; Yunan botu Türk Genelkurmay Başkanı’nın Kardak’a girmesini nasıl önleyebilirdi; “yarım saat süren gerginlik”te Yunan botu amacına ulaşmış mıydı da Akar Bodrum’a geri dönmüştü?
Genelkurmay’ın “geciken” açıklaması “gecikmedi”.
“Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi AKAR, Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanları ile birlikte 29 Ocak 2017 tarihinde, Aksaz Deniz Üs Komutanlığı ve Donanma Komutanlığı bağlısı gemilerde inceleme ve denetlemelerde bulunmuştur.
Ziyaret sırasında Kardak Kayalıkları bölgesinde Deniz Kuvvetlerimize ait iki hücumbot ile seyir icra edilmiştir. Orgeneral AKAR, TSK olarak Ege Denizinde icra etmiş olduğumuz tüm faaliyetlerde deniz alaka ve menfaatlerimizin korunmasında daima dostluk ve barışı göz önünde bulundurduğumuzu belirtmiştir”.
Meğer “Aksaz Deniz Üs Komutanlığı ve Donanma Komutanlığı bağlısı gemilerde inceleme ve denetlemelerde bulunduktan sonra Kardak Kayalıkları bölgesinde Deniz Kuvvetlerimize ait iki hücumbot ile seyir icra etmişler”.
Yâni “bağlısı” gemilerde inceleme ve denetleme yaptıktan sonra Kardak kayalıklarını “seyretmişler”.
Pek de iyi etmişler.
(İki gün önce, 27 Ocak’ta sivil kıyafetle yapılan Nuri Pakdil ziyaretinin, bu seyir icrasının gölgesinde kaldığını düşünüyorum).
Sonuçta Çiller’in 1996’da “O bayrak inecek, o (Yunan) asker gidecek” kararlılığı neticesi “bir tim”le çıkılan Kardak’a en üst düzey komuta heyeti tarafından 21 sene sonra “iki hücumbotla” ancak “seyir icra edilebilinmiştir”.
Atılan taş, kurbağayı ürkütmemiş, üstelik AB’nin bir de “kulak çekmesine” neden olmuştur.
“AB Komisyonu’nun günlük basın toplantısında bir soru üzerine Akar ve kuvvet komutanlarının Ege Denizi’ndeki Kardak Kayalıklarına gidişi gündeme geldi. Sözcülerden Maja Kocijancic, geçmişte Türkiye ve Yunanistan arasındaki gerilime ilişkin itidalli olmaları yönünde açıklama yaptıklarını hatırlatarak, bu değerlendirmelerin hâlâ geçerli olduğunu söyledi.
Yunan Başsözcü Schinas ise ekleme yapmak istediğini belirterek, ‘Azami iyi komşuluk ilişkilerine sahip olmak katılım öncesi ortaklarımız için belirlediğimiz önemli bir kriter’ dedi”.
Benzer terminoloji ile ifade edecek olursak “Avrupa Birliği –bağlısı- Kocijancic ve Schinas fırça -icra etti-”.
Yâni 50 yıldır hâlâ “Katılım öncesi ortak” statüsünde sayılan/görülen/oyalanan Türkiye için “en önemli kriter” azami “iyi komşu”luk ilişkilerine sahip olmak.
Uslu çocuk olmak.
Kardak’ı uzaktan “seyrettikten” sonra önünde poz verip fotoğraf çektirmek bu lâfı, bu “diplomatik azar”ı işitmemize değmiş midir ey ahali? 1 Şubat 2017
NOT: Mersin’in Anamur ve Kayseri’nin Develi İlçelerinde “PKK terör örgütüne ’terör örgütü’ diyemeyen ve operasyonlara karşı gelen, Türkiye Cumhuriyeti’ni suçlayan” kişilerin senaryosunu yazarak, çalıp, oynadığı bir filmin gösterilmesi Belediyelerce yasaklanmış.
Başkanları kutluyor, örnek olmasını diliyorum.
Bir yanıt yazın