İki gece önce televizyon kanallarında dolaşırken Habertürk’te Can Ataklı ve Hakan Bayrakcı’y ı görünce izlemek istedim.
Kanala girdiğim anda Atatürk tartışılıyordu.
İnanın tahammül sınırlarımı zorlayarak ancak kısa bir müddet dayanabildim.
Can Ataklı yine alı al, moru mor olmuş vaziyette karşısındaki hanıma meram anlatmaya çalışıyordu.
Kadın sanki ikinci bir Nagehan Alçı idi…
Belli ki bir özenti içerisindeydi…
Karşısındakinin konuşmasına fırsat vermemek için makineli tüfekti sanki.
Atatürk’e ve onun kurduğu rejime takmış gibiydi.
Aklımda kaldığı kadarıyla Atatürk padişah veya diktatör olmak istiyormuş ta, çekindiği için cumhuriyeti kurmuş.
Koca bir yuh çektim.
Zavallı, hasta bir kafa işte…
Atatürk ‘ün kimseden çekinmediğini istese diktatör de, padişah ta olabileceğini ama onun bilim ve akılı tercih ettiğini öğrenememiş.
***
Kadın biraz tanıdık geldi bana.
Ben CHP ye yıllarca oy verdim diyen bu hanımı yakın plan görüntüsünde tanıdım.
Galiba estetik filan yaptırmış onun için ilkten hatırlayamamıştım.
Bu hanımefendinin Atatürk düşmanlığı öteden beri vardır.
2011 yılında yine bir televizyon programında Tunceli (Dersim) tartışılıyordu.
Kemal Burkay diye birisi olayı katliam olarak anlatıyordu.
CHP önceki milletvekillerinden Manisa Milletvekili Şahin Mengü de konuk olarak oradaydı.
İlerleyen dakikalar içinde Sevilay hanımefendi (Hitler yapmazdı bunu) demişti
Mengü’nün tepkisi çok büyük olmuştu.
Sevilay pişkince;
“Yapmayın Allah aşkına. Munzur kan gölüne döndü. Kusura bakmayın ama böyle bir katliamı ancak Hitler kafalı biri yapabilir” .
“Bunu Hitler yapmadı mı Almanya’da Yahudilere karşı. Bu faşistlik değil mi yani? Bu diktatörlük değil mi?” demişti.
Hitlerin dünyada 5 milyon kişinin ölümüne sebep olduğunu, Yahudileri fırınlarda yaktırdığını, yaptığı işkenceleri ona birilerinin anlatması ve bu bayanın biraz tarihi okuması gerek.
O programda ağzının payını almıştı ama gördüm ki kafa aynı kafa.
Hiç değişmemiş.
Atatürk sayesinde bir meslek edinmiş, istediği gibi konuşabiliyor, giyinebiliyor, seçme hakkı var, şeriat yasaları uygulanmıyor, tek eşlilik var ,en önemlisi Laik Türkiye Cumhuriyeti ile özgür birey olmuş.
Buna şükredeceği yerde dinci, şeriat özlemcileri gibi Atatürk’e ve onun yolundan giden tüm yurt severlere hakaret ediyor.
“Türk tipi parlamenter sisteme karşı çıkmıyorsun da neden Türk tipi başkanlığa karşı çıkıyorsun arkadaşım?”diyerek beyin yıkamaya çalışıyor.
Sabah Gazetesinden kovulmayı hazmedememiş sanırım halen birilerine yaranma peşinde.
25 Ocak 2017 tarihli “ Türk tipi parlamenter sistem oluyor da başkanlık niye olmuyor?”başlıklı yazısında da Atatürk için şöyle demiş.
Şimdi geldik asıl vurucu yere! Kurucu liderimiz Mustafa Kemal Atatürk, parlamenter sistemi tercih etmiş. Neden? Çünkü Batı demokrasisinin ilerlemesinde etkisini görmüş de ondan, ama bunu yaparken de o rejimin beşiği kabul edilen İngilizleri bire bir örnek almamış.
Daha doğrusu alamamış! Çünkü İngilizlerde sembolik olarak muhafaza edilen krallığın bizdeki karşılığı padişahlık topyekûn yok edilmişti.
Padişahlığı veya diktatörlüğü istemesi onun bileceği şeydir tabi.
Kafa, laikliğe dinsizlik, referanduma hayır diyenler kâfirdir kafası.
Bunu saraydan oda bekleyenlerin yaptıklarını görüyoruz.
Meğer ne çok heveslisi varmş…
Bereket ki halkımızın büyük çoğunluğu ne Atatürk’ten ne de onun kendilerine verdiği haklardan, bilim ve akıldan vazgeçmiyor.
HAYIR’lar çığ gibi çoğalıyor.
Sözlerimi şöyle Mevlana Celaleddin Rumi’yi sevgiyle anarak bitiriyorum.
Nice insanlar gördüm, üzerinde elbisesi yok. Nice elbiseler gördüm, içinde insan yok.
HAYIRLI günler dileklerimle.
Tünay Süer
30.Ocak. 2017