DELİDİZGİN KIYAMETE DÖRTNALA

 

DELİDİZGİN KIYAMETE DÖRTNALA - suriye3

 

DELİDİZGİN KIYAMETE DÖRTNALA

Hüseyin MÜMTAZ

 

Trump geldi, böyle oldu.

“Doludizgin” değil, “delidizgin”.

Gelir gelmez Amerikan ordusunun mevcudunun arttırılması talimatı verdi, göçmen kabulünü askıya aldı; “terörle ilişkili olduğu varsayılan” Suriye ile Irak, Libya, Suriye, Iran, Sudan, Somali ve Yemen’den mülteci alımını durdurdu.

(Amerikan ordusunun yüzde on beşi Amerika’dadır. %85’i “dünyada”dır. Mevcudu “fazlalaştırılan” ordu acaba dünyanın neresinde görev yapacaktır sizce?)

Meksika sınırına duvar örüyor.

(4 milyon Suriyeli geçtikten sonra Türkiye’nin, Suriye sınırına duvar örmesinin mantığını akıllara düşürdü).

Putin’le görüşüp terör örgütü IŞİD’a karşı birlikte hareket etme kararı aldı…

“Suriye’de kesinlikle güvenli bölge kuracağım” diyerek bir anda gündemi değiştirip, Rakka’da strateji değişikliğinin işaretini verdi. Pentagon’dan IŞİD’in kalesi Rakka’yı ezmek için kara unsurları ve helikopterlerin devreye girmesini, yeni planın bir ay içinde hazırlanıp hayata geçmesini istedi.

Suudi Kralı Selman’ı telefonla arayarak “Suriye ve Yemen’de güvenli bölgeler oluşturulmasını desteklemesini; S.Arabistan’ın bölgedeki rakibi İran’a karşı dikkat edilmesini” rica etti.

(Yemen’i anladık da, S.Arabistan’ın Türkiye dururken “Suriye’deki güvenli bölge” ile ne ilgisi vardır? Bir süre önce kurulan, karargâhının Riyad’da olduğu ve Türkiye’nin de içinde bulunduğu varsayılan “İslâm Ordusu” dolayısı ile olmasın?)

Topa Ali Kemal’in torunu da girdi; parlamento’nun üst kanadı olan Lordlar Kamarası’ndaki Uluslararası İlişkiler Komisyonu’nda konuşan Johnson, “Esad gitmeli söylemi işe yaramadı, seçime girmesine izin verilmeli” dedi.

(May’in, Trump dönüşü ayağının tozuyla bayram değil seyran değilken gerçekleştirdiği Türkiye ziyareti; “eğer altında başka bir şeyler yoksa” acaba “sadece” bu bağlamda mı değerlendirilmelidir?)

Evet, resmen binmişiz bir alâmete…

Ama bu safhada gidiş kıyamete değilse bile; 100 yıllık Sykes/Picot, Rice/Ralph Peters haritalarının, kısa adı GOP olan felâket senaryosunun “son düzlüğe” ulaştığını göstermektedir.

Ortalıkta uçuşan haritaların bini bir para.

Debka’ya göre Suriye’de; ABD, Rusya ve Türk güvenlik bölgeleri kurulacak. Adı geçen üç ülke bölgede kendi kontrolleri altında, sınırlarını da kendilerinin belirleyeceği üç güvenlik bölgesi kuracaklar.  ABD ordusunun Suriye’de iki güvenlik bölgesine sahip olacağını öne süren Debka’ya göre, bu bölgelerden biri Kürt bölgeleri dahil olmak üzere Fırat nehrinin doğusundan Irak sınırına kadar olan tüm bölgeyi kapsayacak. Bu gelişmenin 2015’in sonlarına doğru Obama ve Putin arasında aynı doğrultuda yapılan anlaşmayı kısmen dirilteceği öngörülürken, Rusya’nın ise Fırat nehrinin batısından Akdeniz’e kadar olan bölgede sorumluluk sahibi olacağı söyleniyor. Yeni anlaşma kapsamında Türkiye, Suriye-Türkiye sınırının tamamında yaklaşık 650 km uzunluğunda bir alanda ve Suriye içine doğru 35-50 km genişliğinde bir bölgeyi kontrolü altında tutacak. Türkiye’nin kontrolüne bırakılacak bölgenin El-Bab’a kadar uzanacağı belirtiliyor.

Nereye kadar? El Bab’a kadar.

27 Ekim 2016 günü Gazi ve Şehit Yakınları Atama Töreni’nde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan ne demişti?

“Fırat Kalkanı Harekâtı kapsamında El Bab’a ilerliyoruz. IŞİD Cerablus, Rai ve Dabık gibi El Bab’ı da terk edecektir. Ondan sonra Münbiç’e, Rakka’ya yöneleceğiz”.

               

Trump’tan sonra, Afrika dönüşü 27 Ocak 2017’de yâni tam 3 ay sonra bu söylemde radikal bir değişiklik gözlüyoruz;

                “El Bab’da bundan sonraki süreçte süratle mesafe almak suretiyle oradaki işi bitirmek, daha derinliğine gitmemek lazım. Yapılan çalışma bu istikamettedir”.

                http ://www.hurriyet.com.tr/ohal-yorumu-netice-alana-kadar-devam-40347628

               

                Bu yeni “taktik hedef değişikliği”nde Trump’ın “gemi azıya almış” söylemlerinin mi yoksa Debka’da sızdırılan planın mı etkili olduğunu zaman gösterecek.

Ama neresinden bakılırsa bakılsın Amerika’nın Suriye’de S.Arabistan desteği ile kuracağı “güvenli bölge” mide bulandırıyor.

Biz aynı filmi görmeye Baba Bush/Özal zamanında başlamıştık.

“Uçuşa yasak bölge” ve “36’ıncı Paralel”i hatırlıyor musunuz?

Hikâyenin sonunda 4 Temmuz 2003’de başımıza “Chuwall” geçirilmiş ve “Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi” ete kemiğe bürünmüştü.

Sonradan kırmızı halılarda ağırlayacağımız o Barzani dilinin altından da baklayı çıkaracaktı; “Dört parçanın ilk parçası ve bağımsızlık”…

Sakın Suriye’deki o müstakbel Amerikan/Rus ortak yapımı PKK/PYD/YPG güvenli bölgesi, o “dört parçanın” ikinci parçası olmasın?

Bu sefer GOP/BOP’a Rusya da ortak çünkü hem PYD/YPG’nin halen Moskova’da “dış temsilciliği” var hem Rusya’nın Astana görüşmelerinde muhaliflere sunduğu Anayasa taslağında, Arapçanın Suriye’nin resmi dili olduğu fakat ülke içerisindeki “özerk Kürt yönetim organları”nın Arapça ve Kürtçeyi eşit düzeyde kullanacağına ilişkin bir madde bulunuyor.

Demek Irak’tan sonra Suriye’de de “Özerk Kürt Yönetimi”…

Sıra nereye gelecek?

Üçüncü, dördüncü bölge neresi?

Bir “Chuwal”ı, bir zilleti daha kaldırabilecek mi bu millet?             30 Ocak 2017

 

DELİDİZGİN KIYAMETE DÖRTNALA - suriye3

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir