NECDET BULUZ
Son günlerde tartışılan bir konu da “Palm yağı zararlı mı, değil mi?” konusudur. Bazı doktorlar ve uzmanlar “zararlı” diyor, bazıları da tam aksini söylüyor. Bugün piyasada satılan “paketi hoş, içi boş” atıştırmalıklarının hemen hepsinde palm yağının kullanılması öyle görünüyor ki bu tartışmaları daha da hızlandıracaktır.
Biz bu konuyu şimdi bir kenara bırakalım ve asıl tehlikeye bir kez daha dikkat çekelim:
Biz, uzun zamandır Prof. Dr. Osman Müftüoğlu’nun yazılarını takip ediyoruz. Osman Hoca, özellikle sağlıkla ilgili yazıları ile dikkat çekiyor. Son yazılarından birinde de “paketi hoş,içi boş” şeyler, yani atıştırmalıklar üzerine yazmış. Yazısında palm yağının adını geçirmiyor ama “zararlı yağların” bu atıştırmalıklarda kullandığına vurgu yapıyor:
“Herkes “aç mıyım tok muyum?” diye sormadan aklına geldikçe bir şeyler atıştırıyor. İşyerlerinde çekmeceler, evlerde buzdolapları abur cubur dolu. Çoğu da maalesef işe yaramaz, “paketi hoş, içi boş” şeyler. Ne vitamin, mineral, antioksidan, posa, ne de sağlıklı protein, yağ, karbonhidrat var içlerinde. Varsa yoksa kötü şeker, zararlı yağ, renk verici, tat verici (aromalar), koku ekleyici ve/veya koruyucu kimyasal… Dahası var! Üretici ve pazarlayıcıları onları bize daha kolay satabilmek, lezzetlerine lezzet katıp daha sık ve çok yedirebilmek, özetle daha çok kazanabilmek için ellerindeki iki büyük kozu daha inatla kullanıyorlar. Bu iki koz da son derece önemli. İkisi de tehlikeli olabilecek birer sağlık tehdidi. Kozlardan birincisi “şeker”, ikincisi de “yağ”
Anlayamadığımız nokta şu:
Osman Müftüoğlu’nun dile getirdiği bu konuyu televizyonlarda, gazetelerde birçok doktor, diyetisten, uzman da dile getiriyor. Ancak, bunlar bu kadar zararlıysa bizi yönetenler bu konu karşısında ne gibi önlemler alıyor? Alınıyorsa bu ürünler hala neden raflarda yerini alıyor?
Ortada sağlığı tehdit eden ürünler varsa bunlar hala göz göre göre neden satılıyor? Ya da sağlığa zararlı oranları tespit edilebiliyor mu?
Sağlıklı bir nesil yetişmesi için çaba gösteriyoruz. Adı geçen bu yiyeceklerle beslenen çocukların sağlıklı olabileceğini düşünüyor musunuz?
Geçtiğimiz gün Bodrum Bitez’de bir dost ziyaretine gittik. Ev sahibesinin iki kız torunu var. Doğma büyüme Bodrumlular. Zeytin ve zeytinyağı üretimini de kendileri sağlıyor. Yemeklerinde, böreklerinde, çörek ve keklerinde de katkısız zeytinyağı kullanıyorlar. Çok da güzel hamur işleri yapıyor.
Ancak bir sıkıntısı var, diyor ki:
“O kadar özenle yaptığım kekleri, kurabiyeleri, poğaçaları bizim kızlar yemiyor. Markete koşuyor, işte o sizin dediğiniz “paketi hoş, içi boş” atıştırmalıkları alıp yiyorlar. Bunun önüne bir türlü geçemiyoruz.”
Satılan ürünlerin çoğunda da “zararlı” denilen palm yağlarının kullandığını da belirtiyor ve “Bizim sağlıklı zeytinyağlarımızın yerini hiçbir yağ tutmaz” diye de ekliyor.
Konunun özeti bu
Şimdi Osman Müftüoğlu hocanın konu ile ilgili yazısının bir başka bölümüne de göz atalım:
“Neticede nişasta bazlı fruktoz da palm yağı da riskli. Her ikisi de kanseri tetikliyor. İkisi de damar sertliğini gıdıklıyor. İkisi de eklemleri çürütüyor, belleği bozuyor. Daha da tehlikelisi bu ikili insülin direncini tetikleyip obeziteyi patlatıyor. Ve sonra da bunları üretenler bu zararlı atıştırmalıkları bazen masumiyet karinesine sığınarak bazen de mutluluk, eğlence, keyif, hoplama-zıplama-atlama, tatil durumu gibi algılar oluşturarak bize çocuklar ve gençlere pazarlıyorlar. Lütfen biri bu işe bir dur desin. Lütfen aileler bu konuya birazcık daha eğilsin ve çocuklarının atıştırmalık seçimlerine dikkat etsin.”
Bir de hiçbir zaman akıldan çıkarılmaması gereken şu konuyu anımsatalım:
Çocuklarımıza bu tür atıştırmalıkları yediriyoruz, bazen de “Çocuktur bir şey olmaz” diyoruz. Ancak, sonunda bir şeyler oluyor.
Çünkü ileri yaşlarda yenilen bu zararlı maddeler vücutta kendisini gösteriyor.
Doktorlar, diyetisyenler, uzmanlar uyarı üzerine uyarı yapıyor. Bazı üretici firmalar bu açıklamalardan rahatsız olsa da bu konularda sağlığı ön planda tutuyorsak dikkatli olmak durumundayız.
Yazımızı değerli hocamızın konu hakkındaki yazısının son bölümü ile noktalıyoruz:
“Yağ seçiminde de bazı sorunlar var. Orada da sağlığa faydalı zeytinyağı ya da tereyağı olmuyor atıştırmalık üreticilerinin tercihleri. Ayçiçeği veya diğer bitkisel yağlar da değil! Ya ucuz ve güvensiz margarinleri tercih ediyorlar ya da foyası aslında 10 yıl kadar önce ortaya çıkan, şimdi de önce Avrupa Gıda Güvenliği Ajansı, sonra da Gıda ve Tarım Bakanlığımız tarafından sorguya alınan bir şüpheli yağı, palm yağını kullanıyorlar. Oysa palm yağı da tıpkı “çakma şeker fruktoz şurubu” gibi hem ucuz hem de yapısı her kılığa girebilen ama miktarı bir gram bile eksilmeyen ucuz ve enteresan bir yağ. Saf haliyle bile içinde zararlı ve belki de kanserojen olabilecek bileşikler barındırdığı ileri sürülüyor. Isıl işlemlerden geçirildiğinde ise adeta bir trans yağ bombası haline geliveriyor.”
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz
Bir yanıt yazın