NECDET BULUZ
Amerika’nın yeni Başkanı Trump görevi devir aldı. Trump ve ekibi ile uyumlu bir çalışma içine girilip, bugüne kadar yaşanan gerginliklerin sona ermesi hedefleniyor. Nitekim bazı sorunların çözümü için de Trump ve ekibinin iş başına gelmesini bekliyorduk.
Ancak son gelen haberler ve gelişmeler bu beklentilerimize de yanıt alamayacağımız yönünde görülüyor.
Önce habere bir göz atalım:
Binlerce ABD askerinin Suriye’ye gireceği yeni bir plan hazırlayan Pentagon’a Başkan Donald Trump’ın Kürt gruplara silah sağlaması için yetki vereceği konuşuluyor.
ABD Savunma Bakanlığı’nın (Pentagon), Donald Trump ile birlikte gelecek yeni yönetime sunulmak üzere binlerce ABD askerinin Suriye’ye gireceği yeni bir plan tasarladığı belirtiliyor. CNN’in haberine göre, yeni yönetime sunulacak planlar, ABD Başkanı Barack Obama’ya sunulanlara göre ABD askerlerinin Suriye’ye daha doğrudan müdahale etmesini içeriyor.
Bakanlığın hazırladığı planların, Trump göreve gelir gelmez değerlendirilmeye başlanacağı aktarılırken, İran gibi ABD dış politikasında önemli kimi meseleler için de tasarılar yapıldığı da belirtiliyor.
Trump Eylül ayında yaptığı konuşmalarda, ABD’li generallerden 30 gün içinde IŞİD’i yenecek bir plan sunmalarını isteyeceğini söylemişti. Seçeneklerin, Başkan Trump’ın, göreve başlar başlamaz savunma bakanı olarak atadığı “Çılgın Köpek” lakaplı James Mattis tarafından onayına sunulacağı belirtiliyor.
Buna ek olarak, ağır silahlı ABD özel operasyon birliklerinin, yerel güçleri desteklemek için ilk kez çatışmaya girmesi de bekleniyor. CNN’e konuşan kaynaklar, yeni planlar çerçevesinde Suriye’ye binlerce ilave ABD askeri gönderileceğini duyurdu. Plana göre askerler Rakka’nın alınması için savaşta görev üstlenecek. ABD’nin başını terörist PKK/PYD’nin çektiği Suriye Demokratik Güçleri’ni (SDG) silahlandıracak ve eğitecek birlikler de göndereceği ifade ediliyor.
ABD’nin kaç asker göndereceğine dair uzlaşı olmadığı, bu sayının savaştaki ortağı Kürtlerin silahlandırılmasına bağlı olduğu aktarılıyor. Trump’ın Pentagon’a Kürtlerin silahlandırılması için yetki vereceği öne sürülürken, Kürtlerin bu silahları Rakka için kullanacağı öne sürülüyor. Bu hamlenin Türkiye’yi kızdıracağı, ancak ABD’nin SDG’yi Rakka etrafındaki bölgeleri alabilecek tek güç olarak gördüğü kaydediliyor.
Bu gelişmeler şunu gösteriyor:
En büyük dostumuz ve müttefikimiz Amerika, terör örgütü PKK’nın Suriye uzantısı PYD ve onun silahlı gücü PYD’ye bundan sonra da silah yardımını sürdürecek. Bu silahların PKK’nın da eline geçtiğine dair bilgi ve belgelerin Amerikalı yetkililerin de elinde olmasına rağmen müttefikimizin Obama dönemindeki gibi PYD aracılığı ile PKK’ya yardımı sürdüreceğini görmekteyiz.
CIA’nın Rakka’daki PKK kontrolünde bulunan Haseke’de 28 Arap kabilesi temsilcileri ile gizli bir toplantı yaptığı, bu toplantıda PKK’nın uzantısı SDF’ye destek vermelerini istediği yönünde bazı haberler de geliyor. Bu gelişmeler de “Amerika PKK’ya adam topluyor” yorumlarına neden oluyor.
Bu arada şu konuya da değinelim:
Halep’in düşmesi öyle görünüyor ki en çok PKK ve IŞİD’a yaradı. PKK’dan devşirme SDF ‘nin Amerika’nın desteği sayesinde Rakka’ya doğru büyük toprak kazandığı söyleniyor. IŞİD ise sürekli olarak PKK’ya toprak bırakırken ilk kez bu dönemde rejimden toprak kazandığına dikkat çekiliyor.
Özetleyecek olursak Suriye toprakları üzerinde oyun içinde oyun oynanıyor ve kimin eli kimin cebinde hala belli değil.
İşte bu durum Türkiye-Amerika ilişkilerindeki gerginliği sürdürmeye neden olacaktır.
Trump yönetiminden FETO terör örgütü lideri Gülen’in Türkiye’ye iade konusu da bulunuyor. Şu ana kadar bu konuda hiçbir gelişme ve açıklama olmaması da bu konunun da sorun olarak ortada bulunacağını gösteriyor. Gülen’in halen Amerika’da çok rahat hareket etmesi, yeni malikaneler alması, çevresi ile olan ilişkileri bu sorunların süreceğinin belirtileridir.
Bizim görüşümüz şudur:
Amerika’nın Suriye ve Ortadoğu’daki Obama dönemindeki politikaları Trump ve yönetimince de sürdürülmek istenilecektir. Gelişmeler bunu gösteriyor. Zaten Amerika gibi ülkelerde yönetimin değişmesi, politikalarda köklü değişiklikleri getirmiyor. Özellikle ülke çıkarlarına yönelik dış politikalardaki süreklilik önem kazanıyor.
Eğer, Türkiye bölgede iyi bir politika izler, müttefikimiz Amerika’nın yeni yönetimi ile de sıkı bir işbirliğine girebilirse bunun sonuçlarını da alabilir. Bu da uzun vadede elde edilebilecek kazanımlardır.
Karşılıklı çıkar ilişkilerinde uygulanması gereken politikalar vardır ve bunların hedefine ulaşması ile de sonuç elde edilebilir. Gerilim politikalarını bir kenara bırakmak, gerçekleri göz önünde bulundurup, siyasi ve ekonomik güç ayarında ortamlarda hareket etmek daha doğru atılmış adımlar olacaktır.
Karşılıklı çıkar ilişkilerinde almak kadar vermek de gerekiyor.
Temennimiz içinde bulunduğumuz sıkıntılı ortamlardan bir an önce kurtulmak, huzur ve barış içinde yaşanabilirlik kazanmaktır. Millet olarak bu sıkıntıları da atlatabileceğimiz inancı içinde olduğumuzun bir kez daha altını çizmek istitoruz.
[email protected]
www.facebook.com/necdet.buluz
Bir yanıt yazın