Bu köşede 1 Ocak 2017’de yayınlanan yazımda doların ateşinin neden düşürülemediğini, dolar bozdurmakla dolardaki artışın önlenemeyeceğini yazmıştım. CNN Türk’te Tarafsız Bölge programına katılan iktisatçı Necmettin Batırel “Dolar yakında düşecek, buradan vatandaşlara sesleniyorum, ellerinde ne kadar dolar varsa bozdursunlar” demişti. BATIRel’e inanan vatandaş da dolarları bozdurarak tasarruflarını batırmıştı. Ahmet Hakan da haklı olarak kendisine şu soruyu sormuştur: “Necmettin Baba! Bir ses ver yahu! Sana uyup dolarlarını bozduranlar, seni arıyorlar.”
Necmettin Baba’da bu soruya şu cevabı vermiştir: “Ahmet Hakan Bey… 7 Aralık’taki programınızda ‘Dolar düşecek, satın’ demiştim. Düşmedi mi? Düştü… İki gün içinde 3.50’den 3.35’e inmedi mi? İndi. Benim sözümü dinleyip 3.10’dan, 3.20’den aldıkları dolarları satanlar para kazanmadı mı? Kazandı.O zaman ne tantana yapıyorlar? Onlardaki kuyruk acısı ne biliyor musunuz? Kârdan zarar… Ben o gün bir yorumda bulundum, hatta ‘yanılabilirim’ de dedim. Dolardaki son yükseliş anormal bile değil, çağdışı… Tüm dünya birleşmiş Türkiye’yi batırmak için kurşun yağdırıyor. Orantısız güç kullanıyorlar. Aynen Reina’daki katliam gibi… Silahsız masum insanların makineli tüfekle taranması gibi…Buna kimse dayanamaz. Bilmem anlatabildim mi?”
Ahmet Hakan’ı bilmem ama ben bu cevaptan bir iktisat hocası olarak hiçbir şey anlamadım.
Öncelikle neden tüm dünya birleşerek Türkiye’yi batırmak için kurşun yağdırsın? Tüm dünyanın işi gücü yok Türkiye ile neden uğraraşsın. Kurşun yağdırmakla dolardaki artış arasında ne gibi bir ilişki var? Merkez Bankası Başkanı acaba bu ilişkiyi nasıl açıklar? Dolardaki gelişmeleri “kurşun yağdırmak” ile açıklayan öğrencimi ben sınıfta bırakırdım. Çünkü, dışa açık ekonomilerde döviz kurları, ekonomik faaliyetleri etkileyen çok önemli göstergelerden biridir. Bu göstergedeki istikrarsızlık, ekonomik faaliyetleri olumsuz yönde etkiler ve istikrarsızlığa yol açar.
Dolar ve diğer konvertibl paraların Türk Lirası karşısında değer kaybı iç ve dış ekonomik ve politik gelişmelere bağlıdır. Necmettin Batırel’in görmek istemediği dolardaki bir iki günlük dalgalanmalar değil, uzun vadeli gelişmelerdir. Yoksa “İki gün içinde 3.50’den 3.35’e inmedi mi? İndi. Benim sözümü dinleyip 3.10’dan, 3.20’den aldıkları dolarları satanlar para kazanmadı mı?” diyerek açıklama yapılamaz. O zaman şu soruyu sormak gerekir: Dolar 3.50’den 3.35’e indiğinde 3.10’dan aldıkları dolarları Batırel’in sözünü dinleyip satanlar, şimdi dolar 3.72’lerde iken satamadıkları için zarar etmiş olmuyorlar mı?
Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın bir gazetecinin döviz kurlarındaki yükselişle ilgili soruya verdiği karşılık önemlidir: “Bizimki med cezir hareketi gibi oldu. Bir konuşma yapıyorsunuz. Bakıyorsunuz ki bir konuşmada hemen iniveriyor. Sonra tekrar çıkıveriyor.” Bu cevap şunu gösteriyor. Kurdaki dalgalanmaların temel sebebi, ekonomik olmakla birlikte siyasidir de.
Döviz piyasalarındaki aşırı oynaklığın ve Türk Lirasının değer kaybetmesinin arkasında yatan dinamikleri sadece ekonomik verilerle açıklamak doğru değildir. Avrupa Parlamentosu’nun Türkiye ile ilişkileri dondurma kararı kuru olumsuz yönde etkilemiştir. Günümüzün küresel dünyasında siyasi ve jeopolitik risklerin artması, sadece parasal önlemlerle sorunların çözümünü zorlaştırır.
Ekonomide dolarizasyonu azaltmaya yönelik önlemler alınması doğrudur ama yeterli değildir. Terör, referandum, Suriye krizi, hukukun üstünlüğünden sapma, Batı dünyası ve Avrupa Birliği ile olan anlaşmazlıklar ile OHAL gündemden düşmeden ve de ABD Merkez Bankası’nın izlediği politikalara uyum sağlamadan dolardaki artışı önlemek zordur. Nitekim sadece dolar bozdurmakla dolardaki anormal artış önlenememiştir
Sorunu, doları ucuz alıp pahalı satarak para kazanma olarak değerlendirirseniz, bunun “su üzerinde yazı yazmak” la eşdeğerli olduğunu bilmeniz gerekir. Ekonomideki genel dengeyi ihmal ederek olayı sadece para kazanmaya indirgerseniz eğer, bu sizin hayal dünyasında yaşadığınızı gösterir. Uluslararası kuruluşlar dolardaki ani dalgalanmaları değil uzun vadedeki değerinin ne olacağını bilmek isterler.
Benim her 3 ayda bir Münih’teki IFO Merkezine (Ifo Center for Business Cycle Analysis and Surveys) gönderdiğim sualnamede (Q u e s t i o n n a i r e WES Survey January 2017: Data requested for Turkey Code-No.: 16001852 – 5032.8059.01) ABD doları karşısında Türk Lirasının gelecek 3 ay sonrasındaki durumu sorulmaktadır. (Question 6: At present, in relation to this country’s currency the following currencies (US dollar, euro, UK pound, and yen) are….. (in case a currency is your local currency, please disregard the respective category) US dollar [ ] 1 overvalued, [ ] 2 about at proper value, [ ] 3 undervalued)
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Ocak 2016’da 2016-2018 Orta Vadeli Program’da (OVP) doların 2016’da ortalama 3 TL olacağının beklendiğini açıklamıştır. OVP’de dolar kuru tahmini yer almazken açıklanan hedeflerden kurun hangi seviyelerde olabileceği hesaplanmıştır. OVP’da ortalama dolar kuru 2017 için 3.13 TL, 2018 için 3.24 TL olarak kullanılmıştır. Dolar şimdi 3.72 seviyesindedir. Bu durumda OVP hedeflerinin yeniden revize edilmesi gerekir.
Türkiye’de bir moda var. Bilgi sahibi olmayanlar fikir sahibi olmadan dolardaki artışı “Onlardaki kuyruk acısı ne biliyor musunuz? Kârdan zarar…” diyerek basitleştiyorlar. Ekonomini temel kurallarını “es geçerek” olayı “kuyruk acısı” yada “kurşun yağdırmakla” açıklayanlara Türkiye Ekonomisi kitabımın 16 ve 17’nci bölümlerini, (s. 597-581) ve Uluslararası Ekonomi kitabımın 21 ve 22’nci bölümlerini (s. 555-637) okumalarını öneririm.
Bir yanıt yazın