NECDET BULUZ
Yıllardır savunduğumuz bir konu var:
Dış politikada önemli olan sonuç alabilmek olmalıdır. Çünkü dış politika sonuç alma sanatı olarak değerlendiriliyor. Sonuç getirmeyen, aksine krize dönen politikalar aynı zamanda yanlış adımların atıldığının da bir göstergesidir. Eğer yanlış adım atlıyor, sıkıntılar başlıyorsa yeni politikaları devreye sokmanın da hiçbir sakıncası olmaz. Yanlıştan dönmek de bir doğrudur.
Bunları niye yazıyoruz?
Daha önce Suriye ve Irak’ta uygulanan dış politikalar hep ters tepti. Bu yanlışlıklar da bizi özellikle terörle mücadele konusunda sıkıntılara soktu.
Suriye politikalarına yıllar sonra yeni yön verme çalışmalarımız başarı ile yürüyor. Irak ile olan sıkıntılarımızın da Başbakan Yıldırım’ın Irak’a yaptığı ziyaret sonrası düzelebileceğine dair işaretler var.
Başbakan Yıldırım, Bağdat’ı ziyaret ederek Başika’da Türk askerleri, PKK’nın Kandil’den sonra Sincar’a da yerleşmesi ve Musul’u kurtarma harekatına Türkiye’nin dahil edilmemesi nedeniyle kopma noktasına gelen Irak-Türkiye ilişkilerini normalleştirme konusunda önemli bir adımI atmış bulunuyor. Yıldırım, PKK’nın Sincar’dan çıkarılması ve tüm Irak’tan Türkiye’ye yönelik terör tehditlerinin yok edilmesi konusunda Bağdat ile işbirliği yapılacağını söyledi.
Özellikle PKK’nın yeni Kandil haline getirdiği Sincar’ın terör örgütünden temizlenmesi konusunda iki ülkenin birlikte hareket etmeye karar vermesi ve bundan sonra da topraklarında terör örgütlerinin yerleşmesine izin vermeyeceklerini kayıt altına almaları da bölgenin geleceğini şekillendirecektir.
Kaldı ki Irak, Türkiye için çok önemli bir pazardır. Bu pazarın kapılarının da yeniden açılacak olmasını da küçümsemeyelim. Özetle nereden bakılacak olursa olsun, iyi ilişkiler ve kesintisiz iletişimin önemini bir kez daha görmüş oluyoruz.
Biz bunu son derece olumlu bir gelişme olarak değerlendiriyoruz.
Çünkü gerek Suriye, gerekse Irak’ta bulunan terör yuvalarının dağıtılması ile, terörist saldırılarında sona gelinebileceği görüşündeyiz.
Daha önce yazdığımız yazılarda da “Sınır dışındaki terör yuvaları yok edilmeden ne PKK, ne de IŞİD terör saldırıları bitmez” demiştik.
Şimdi, sınır dışındaki terör yuvalarına karşı başlatılan bu çalışmaların başarı ile sonuçlanması ile Türkiye terör konusunda nefes alabilecek konuma gelecektir.
Demek ki, daha çok dost edinmek dış politikada “olmazsa olmaz”lardan biridir. Her ülke ile gerilim yaşamak, kavgalı duruma düşmek, düşman artırmak bir fayda getirmiyor. Son yıllarda yaşanan olaylardan bunu çok daha açık biçimde gördük. Yıldırım’ın Başbakan olmasından sonra söylediği “Daha çok dost edineceğiz” sözlerini de hep desteklemişizdir.
Irak ile olan gerilim politikalarının Bağdat ziyareti ile düzelmesi ve bölgede dengeleri değiştirebilecek adımların atılması hem Türkiye, hem Irak hem de bölge açısından son derece önemlidir. Bu nedenle biz bu ziyareti son derece olumlu bulmaktayız.
Zaten aşağıda varılan anlaşmanın maddelerine baktığımızda bunun ne kadar yararlı bir ziyaret olduğunu da hemen görmekteyiz.
Türkiye-Irak 3. Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi Toplantısı sonrası yayımlanan ortak bildiride verilen kararlar şöyle:
– İki taraf, topraklarında herhangi bir terör örgütünü bulundurmayacak.
– İki taraf, Uluslararası Koalisyon’un DEAŞ’a karşı yürüttüğü mücadelede işbirliği içinde hareket edecek.
– İki taraf, bölgede güvenliğin ve istikrarın sağlanması için birlikte çalışmak, ayrıca mezhebi ve etnik kutuplaşma dahil bölgenin güvenlik ve istikrarını tehdit eden tüm faktörleri bertaraf etmek üzerinde mutabık kalacak.
– Taraflar, Başika Kampı’nın bir Irak kampı olduğunu vurguladı. Irak tarafı, Başika kampı hususundaki tutumunun sabit olduğunu belirterek, Türk tarafının kuvvetlerini çekmeye yönelik süreci başlatması ve bu meselenin sona erdirilmesi gerekliliğini vurguladı.
– Irak ve Türkiye, aralarındaki ticari ve ekonomik işbirliği düzeyinin artırılmasının, terörden zarar gören bölgelerin yeniden inşasının ve imzalanan anlaşmaların hayata geçirilmesinin önemine değindi.
– Taraflar, Dicle ile Fırat Nehirlerine ait suların yönetimi ve ortak su projelerinde işbirliğinin artırılması üzerinde anlaştı.
Bir de önemli olan bir başka konu da şudur:
Eğer Suriye ve Irak’ın toprak bütünlüğü tehlikeye girer komşularımızda bölünmeye giden bir süreç başlarsa bundan en fazla etkilenen ve zarar görecek olan ülke Türkiye’dir.
Yıldırım’ın Bağdat ziyaretinden sonra dile getirdiği “Irak’ın egemenliği ve toprak bütünlüğü bizim için çok önemlidir” sözleri de zaten bunu ifade etmektedir.
Temennimiz, daha önce yapılan yanlışları yinelememek, atılan yanlış adımları da hızla düzeltmektir. Bunun Türkiye’nin birliği, bütünlüğü, bölgenin geleceği açısından önemi çok büyüktür. Bugün, bu adımların hızla atılmakta olduğunu görüyoruz ve bunları da hem olumlu buluyor, hem de destekliyoruz.
[email protected]
www.facebook.com/necdet.buluz