ERMENİ FAALİYETLERİ ( 27 Aralık 2016 )

1.. Clarku.edu’ da yer alan haberin başlığı : “ Otobüs, 2 nci Dünya Savaşı’ nda Nazi’ lerin Yahudilere karşı caniyane eylemlerinin acımasız hatırlatıcısına üç saatlik yolculuk için Varşova’ dan Auschwitz’ e giden yolda gürültülü hareket etti, ” Haberin Özeti : “Otobüs Yolcuları, Yahudi Doğruluk Vakfı’ nın Temmuz 1993 yılında tertiplediği çok günlük konferansa katılanlar idi. Yolculuk sırasında Clark Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı David Strassler, yanında oturan Yale Üniversitesi profesörü hanıma ‘ Holokost konusunda Ph.D. alabilmek için nereye gidilmesi gerektiğini sordu. Prof. Debórah Dwork’ un cevabı; ‘Holokost tarihi konusunda hiçbir enstitü doktora uzmanlığı vermiyor’. Strassler, Amerika’ ya döndüğünde o zamanki Clark Üniversitesi Rektörü’ ne ‘ Üniversite akademik talimatına uyarsa ve fakülte onaylarsa kendisi ve kardeşinin finansmanını toplayacağı bir Holokost Etütleri Merkezi açılmasını ‘ önerdi. O sırada Sidney ve Ralph Rose kardeşler de benzer bir öneri vermişlerdi. Bu gelişme sonucu 1998 yılında ‘Strassler Merkezi’ , daha sonra da ‘Strassler Holokost ve Soykırım Etütleri Merkezi’ tesis edildi… Prof. Dwork, Merkezin Başkanlığını 20 yıl sürdürdükten sonra 31 Mayıs’ ta bu görevi tamamladı. Dwork’ un ailesi Holokost sırasında tamamen öldürülmüşlerdi. Söz konusu Merkezin, Ermeni <sözde> soykırımı kürsüsünde şimdi Taner Akçam bulunuyor….”

https://www.clarku.edu/…/deborah-dwork-charts-new-path-afte…

2. Insidehighered.com ve Slate.com’ da yer alan habere göre : “ Noel kutlaması nedeniyle Drexel’ den Yard. Prof. George Ciccariello Maher’ in ; “ Noel için tek isteğim beyaz soykırımdır” diyerek gönderdiği twet süratle yayıldı ve pek çok protestolara neden oldu. Bu durum üzerine, içlerinde bilim insanlarının da bulunduğu 3.500’ den fazla kişi Üniversitenin Maher’ i savunmasını talep eden bir dilekçeyi imzaladı. Maher, bir soru üzerine şunları söyledi: “Noel akşamı, hayali bir kavram olarak hicivsel bir tweet attım – Beyaz Soykırım-, bir hayal ürünü….Yüzlerce ölüm tehdidi aldım…”

https://www.insidehighered.com/…/drexel-condemns-professors…
http://www.slate.com/…/drexel_censures_professor_for_white_…

3. Armenpress.com’ da yer alan haberin başlığı : “Yılın habercisi : Armenpress 2016 medya ana haberlerini özetliyor.” Haberin özeti : “ ‘ 2016 Sayısız olaylarla doludur. Yıl, sınır ihlaleri ile başladı. Dağlık Karabağ Başkanının sözcüsü Davit Babayan olayları her gün verdi. Durum Nisan ayında tırmandı ve 4 Gün Savaşı meydana geldi…Zayiatlar günlük olarak ilan edildi… 24 Nisan’ da Ermeni <sözde> soykırımının anıldığı gün Hollywood starı George Clooney Aurora Ödülünü vermek üzere Erivan’ a gitti….Diğer önemli bir haber de Papa’ nın Ermenistan ziyareti oldu…Erivan’ da polis bölgesine baskın 17 Temmuz’ da vuku buldu, bazı polisler rehine olarak alındı…13 Eylül’ de önceden tahmin edildiği gibi Karen Karpetyan Başbakan olarak atandı…..”

http://armenpress.am/…/newsmaker-of-the-year-armenpress-wra…

4. Agos Gazetesinde yer alan haberin başlığı : “ Anadolu’nun unutulan Rum nüfusu.” Haberin Özeti : “ Araştırmacı Ari Çokona’nın ’20 Yüzyıl Başlarında Anadolu ve Trakya’daki Rum Yerleşimleri’ başlıklı kitabı hakkında Çokona’nın söyledikleri, özetle; ‘ Yüz yıl kadar önce Anadolu ve Trakya’nın kalabalık bir Rum nüfusu vardı. Tarihsel nedenlerle bu nüfus günümüzde birkaç bine kadar indi. Türkiye tarihinin bir parçası olan bu insanlar, arkalarında varlıklarının maddi kalıntılarını ve kültürlerini bıraktılar. Geride kalan her yerleşimin eskilere uzanan bir tarihi, her binanın, her okulun, her ibadethanenin bir adı, bir hikâyesi var. Bir şeyin adı unutulunca sıradanlaşır, özgünlüğünü yitirir. Bir şeyin adı unutulunca anısı da yavaş yavaş ölmeye başlar. Anıların unutulup gitmesine gönlüm elvermedi. Osmanlı Rumlarının yaşadığı köy, kasaba ve kentlere ilişkin bildiklerimi, araştırıp öğrendiklerimi kâğıda dökmek istedim. İstatistik tablolarında, yaşlıların anılarında, kitapların dipnotlarında sıkışıp kalan bilgileri bir araya getirmenin ilginç olabileceğini düşündüm. Özellikle yerleşimlerin eski ve yeni adlarına, nasıl ve ne zaman kurulduklarına, kilise, manastır, şapel ve okullarının adlarına, kuruluş yıllarına odaklandım. Bu yerleşimlerin nüfusu, ekonomisi, sosyal hayatı, eğitim hayatı ve ilginç gelebilecek özgünlükleri hakkında bulduklarımı kaydettim. Her yerleşimde hangi dilin konuşulduğunu, halkının yerli mi olduğunu yoksa başka bir bölgeden göç mü ettiğini belirtmeyi de ihmal etmedim. Yerleşimlerin tarihine odaklanan bu çalışma, kaçınılmaz olarak buralarda yaşayan insanların hikâyelerine de değinmek zorundaydı. Kitapta Rumların sosyal örgütlenmeleri, eğitimleri, meslekleri, sanat ve spora ilgileri hakkında bölümler var. Okudukları gazetelere ve dergilere, dinledikleri müziklere, kurdukları derneklere de yer veriliyor…….Rum nüfusun geleneksel yerleşimleri Trakya, Marmara Denizi’nin güneyi, Ege ve Akdeniz kıyıları, Batı ve özellikle Doğu Karadeniz ile İç Anadolu’dadır. ….Ticaretle uğraşmak ve yükseköğretim gerektiren doktorluk, eczacılık, mimarlık ve avukatlık gibi meslekleri yapmak üzere bireysel bazda Anadolu’nun iç kesimlerine yerleşenler de zamanla küçük cemaatler oluşturdular. ……1923’te imzalanan Lozan Antlaşması’yla Batı Trakya’daki Türklerle, İstanbul, Gökçeada ve Bozcaada Rumları dışında, Anadolu ve Doğu Trakya’daki Rumlar ile Yunanistan’daki Türklerin mübadele edilmeleri kararlaştırıldı. Mübadeleye tâbi olacak azınlıklar da dinî inançlarına göre tespit edildi. Rum nüfusa 1939’da Türkiye’ye katılan Hatay’daki Rum Ortodokslar da eklendi. Son yıllarda, İzmir’e sonradan yerleşenler de burada küçük bir cemaat oluşturdu. Türkiye’deki Rumlar zaman içinde azalarak günümüzde sayıları birkaç bine kadar indi …..

http://www.agos.com.tr/…/173…/anadolunun-unutulan-rum-nufusu

5. Agos Gazetesinde yer alan haberin başlığı : “Ermenistan’da ‘yeni hayat’ kuran Türkiyeli Ermeniler” Haberin Özeti : “ Türkiye’de siyasi ortamın giderek gerginleştiği bu dönemde göç konusu bir kez daha pek çok insanın zihnini meşgul ediyor. Bu vesileyle yakın tarihin sancılı dönemlerinde ‘en yakın ve en uzak komşu’ Ermenistan’a göç etmiş Türkiyeli Ermenilerle buluşmak, onların hikâyelerini ilk elden aktarmak istedik. Büyük bir açık yüreklilikle hayatlarını paylaşan bu insanların her biri farklı maceralarıyla insanın yeniden başlama gücü ve umudunu ortaya koydu. ….İstanbul’dan Erivan’a gitmek için kalkacak uçağa ayrılan gişenin önünde uzun bir kuyruk oluşmuştu. Valizlerinin bir kısmını vermek için sırada bekleyenlerin büyük çoğunluğu Ermeni’ydi, uçak Ermenistan’a gidiyordu ve yolcuların hemen hepsi Türkçe konuşuyordu. …..Ermenistan’a gidip oraya yerleşen çok sayıda Türkiyeli Ermeni var. Bir kısmının gidişi 1970’lerin sonuna dayanırken bir kısmı son dönemde böyle bir karar almış gençler… Her biri farklı dürtülerle, farklı beklenti ve hayallerle gidiyor olsa da, şu kesin ki bugün bu eski Sovyet ülkesinin sokaklarında Türkçeyi ve Batı Ermenicesini daha sık işitiyorsunuz.”

http://www.agos.com.tr/…/ermenistanda-yeni-hayat-kuran-turk…

6. AVİM Bülteninde yer alan haberlerin başlıkları ve ulaşılabilecek linkler :

a.. “Ferdinand-Hodler sokağı katili ile buluşma.” (Türk Başkonsolosluğu Sekreteri Mehmet Savaş Yergüz 21 yaşındaki Mardiros Jamkochyan tarafından 9 Haziran 1981, Cenevre’ de katledilmişti )
http://avim.org.tr/…/FERDINAND-HODLER-SOKAGI-KATILI-ILE-BUL…

b. Avrasya Ekonomik Yüksek Konseyi toplantısı : St. Petersburg’da düzenlenen toplantıya Rusya, Kazakistan, Kırgızistan ve Ermenistan liderleri katıldı.
http://avim.org.tr/…/AVRASYA-EKONOMIK-YUKSEK-KONSEYI-TOPLAN…

c. Kollektıf Güvenlık Anlaşması Örgütü toplantısı: Örgüte üye ülke liderlerı St. Petersburg’da toplandı.
http://avim.org.tr/…/KOLLEKTIF-GUVENLIK-ANLASMASI-ORGUTU-TO…

d. Serj Sarkisyan: Avrasya Ekonomik Birliği (AEB) ‘nin vadedici bir geleceği olduğuna eminim.
http://avim.org.tr/…/SERJ-SARKISYAN-AEB-NIN-VADEDICI-BIR-GE…

e. Ermenistan Azerbaycan cephe hattında ateşkesi 46 kez ihlal etti.
http://avim.org.tr/…/ERMENISTAN-AZERBAYCAN-CEPHE-HATTINDA-A…

1.. Clarku.edu’ da yer alan haberin başlığı : “ Otobüs, 2 nci Dünya Savaşı’ nda Nazi’ lerin Yahudilere karşı caniyane eylemlerinin acımasız hatırlatıcısına üç saatlik yolculuk için Varşova’ dan Auschwitz’ e giden yolda gürültülü hareket etti, ” Haberin Özeti : “Otobüs Yolcuları, Yahudi Doğruluk Vakfı’ nın Temmuz 1993 yılında tertiplediği çok günlük konferansa katılanlar idi. Yolculuk sırasında Clark Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı David Strassler, yanında oturan Yale Üniversitesi profesörü hanıma ‘ Holokost konusunda Ph.D. alabilmek için nereye gidilmesi gerektiğini sordu. Prof. Debórah Dwork’ un cevabı; ‘Holokost tarihi konusunda hiçbir enstitü doktora uzmanlığı vermiyor’. Strassler, Amerika’ ya döndüğünde o zamanki Clark Üniversitesi Rektörü’ ne ‘ Üniversite akademik talimatına uyarsa ve fakülte onaylarsa kendisi ve kardeşinin finansmanını toplayacağı bir Holokost Etütleri Merkezi açılmasını ‘ önerdi. O sırada Sidney ve Ralph Rose kardeşler de benzer bir öneri vermişlerdi. Bu gelişme sonucu 1998 yılında ‘Strassler Merkezi’ , daha sonra da ‘Strassler Holokost ve Soykırım Etütleri Merkezi’ tesis edildi… Prof. Dwork, Merkezin Başkanlığını 20 yıl sürdürdükten sonra 31 Mayıs’ ta bu görevi tamamladı. Dwork’ un ailesi Holokost sırasında tamamen öldürülmüşlerdi. Söz konusu Merkezin, Ermeni <sözde> soykırımı kürsüsünde şimdi Taner Akçam bulunuyor….” - iki

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir