MSP (Milli Selamet Partisi) Gençlik Kolları Üyesi gençler, “Akıncılar” adı verilen dernekler kurmaya başladılar. Artık Türkiye’de militan İslamcı örgütlenme bu dernek kanalıyla yapılıyordu.
Bu arada İslamcı gençlerden İran’a gidip orada eğitim alıp tekrar Türkiye’ye dönenlerin sayısı sürekli artıyordu. Bir müddet sonra bu derneklerin yönetimi Humeyni hayranı İKO (İslam Kurtuluş Ordusu) mensuplarının eline geçiyordu!
Akıncılar Derneği Genel Kurulu 8 Nisan 1978 günü yapıldı.
İlk konuşmayı Erbakan “Allahuekber” ve “Mücahid Erbakan” nidaları arasında yaptı ve ağır sanayi hamlesini anlattı.
Erbakan’dan sonra kürsüye Yılmaz Yalçıner çıktı.
Bu kişi “Humeyni Ruhullah’ın Türkiye İmamı” Ali Ekber Mehdipur’un yardımcısı idi! Erbakan’ın yüzüne karşı aynen şunları söyledi;
“Bugün Türkiye’de Müslümanlar esarettedir. Vazifemiz bu esaret zincirini kırmaktır. Biz sanayicilikle değil, cihad ile görevliyiz.”
Salondaki afişlerden biri şöyle idi;
Kahrolsun küfrün zilleti/Kurulsun İslam Devleti/Putları yıkalım/
Kör Kemal’in putunu yıkalım…
İran’daki “İslam Fedaileri” örgütünü örnek alan Akıncılar, Türkiye’nin birçok yerinde silah eğitimi aldıkları kamplar kurdular.
Bolu’ya 25 km uzaklıkta Demirciler Köyü yakınlarındaki ormanlık arazisinde kurulan kamp, Jandarma tarafından basıldı. Yakalananlardan biri Erdoğan’ın 40 yıllık arkadaşı, geçen hafta İzmir’deki Ege ve 9 Eylül Rektörlerini tehdit eden AKP Milletvekili Metin Külünk idi. Metin Külünk’ün üzerinden bir tabanca, çadırında 43 dinamit lokumu, ateşleme fitilleri, mermiler bulundu.
Daha sonra Metin Külünk Akıncı Liseliler Başkanı, Erdoğan ise
MSP İl Gençlik Kolu Başkanı oldu.
Mehmet Güney, Metin Yüksel, Mehmet Ali Tekin, Metin Külünk,
Edip Yüksel, Yakup Aslan’dan oluşan ekip, Humeyni’nin Türkiye İmamı Mehdipur’a en yakın çalışan ekipti.
Bu ekip, İstiklal Marşımız okunurken yere oturan ve Hilafet sancağının açıldığı Konya Mitingini de Erdoğan’ın organizasyonunda düzenlemiştir.
Erdoğan’ın, El Kaide liderlerinden Gülbettin Hikmetyar’ın dizinin dibine çöktüğü günler de taa o zamandandır!
Erdoğan’ın “Dindar ve Kindar Nesil” dediği neslin nasıl yetiştiğini şimdi anladınız mı?
Dindar ve kindar nesil isteyenlerin bir özelliği de utanma duygularını yitirmiş olmalarıdır!
-Büyük Ortadoğu Projesine Eşbaşkan olan da, Amerikan askerinin 1,5 milyon Müslüman’ın ölümüne sebep olan da, aynı Amerika’ya üst akıl deyip sözüm ona Amerika’ya kızan da aynı kişi olunca bunu ne ile açıklayacağız?
-Suriye Devlet Başkanına 6 ay arayla “Kardeş Esad” diyen de,
“Kalleş Esed” diyen de aynı ağız olunca bu tutumu neyle açıklayacağız?
-FETÖ ile 11 yıl koyun koyuna yaşayıp onu devletin en önemli makamlarına getiren ile, FETÖ’nü katil-darbeci- ajan ilan eden aynı kişi ise, bu davranışı ne ile izah edeceğiz?
-Türk Milleti fakirleşip borca batırılırken, avro ve dolarları ayakkabı kutularına istif edenler aynı kadro olursa bunu neyle izah edeceğiz?
Elbette ki tüm lisanlarda, tüm dinlerde, tüm ahlak anlayışlarında, tüm felsefi düşüncelerde bunların adı “Utanmazlıktır.”
15 yıllık bu yalan rüzgarına güç verenler, gerçeklerin saptırılmasına el verenler, hırsızlığa-yolsuzluğa-rüşvete yol verenler, korkularından ellerindeki basın organlarını demokrasi düşmanlarının ayaklarının altına serenler Türk Tarihine “Utanmazlığın-Yüzsüzlüğün-İhanetin”
21. Yüzyıldaki örneğini bırakmış oldular.
Bu ayıp, onların kendilerine ve 7 göbek soylarına yetecektir…
Not;
Bir kabın içinde ne varsa, dışarı o sızar. Aydınlık-barış-dostluk-kalkınma-zenginleşme-hakça paylaşma ve medeniyet varsa bunlar sızar. Hırs, ülkesine düşmanlık, fesat, kötülük, bölücülük varsa dışarı bunlar sızar! Başka ne bekliyordunuz ki…
Sağlık ve başarı dileklerimle 21 Aralık 2016
Rifat Serdaroğlu
Yazıları posta kutunda oku