Yasanın gerekçesine eklenen virus

FRANSA'NIN SOYKIRIMI SUÇUNUN İNKARINI CEZALANDIRMA YASASININ GEREKÇESİNE YÜKLENEN VİRÜS - fransa meclisi

FRANSA’NIN SOYKIRIMI SUÇUNUN İNKARINI CEZALANDIRMA YASASININ GEREKÇESİNE YÜKLENEN VİRÜS

I. GİRİŞ

Fransa Anayasa Konseyi, Fransız Parlamentosu tarafından 2012 Ocak ayında kabul edilen, “Ermeni soykırımını inkar edenlerin cezalandırılmasına dair kanunu” anayasaya ve düşünceyi ifade özgürlüğüne aykırı olduğu gerekçesi ile iptal etmişti. 2012 yılında seçilen Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande, benzer bir taslağı yeniden Parlamanto gündemine taşıyacaklarını açıkladı; bu bağlamda, Fransa’nın, A. B. “Irkçılık ve Yabancı Düşmanlığı ile Mücadele ve Soykırımı ile İnsanlığa Karşı Suçların İnkarının Cezalandırılmasına ilişkin Çerçeve Kararına” uyum sağlama gerekçesi ile soykırımının inkarının cezalandırılmasına ilişikin bir mevzuat çıkarma bahanesini kullanmamayı düşündüğünün işaretini verdi. 2014 Ocak ayında Ankara’yı ziyaret eden Fransa Cumhurbaşkanı Hollande, Ermeni soykırımının Fransa’da yasa ile tanınmış bulunduğunu vurguladı, AB Çerçeve Kararına da atıfta bulunarak izleyecekleri yolu belli etti. Başkan François Hollande yeni yasasanın hazırlanmasını AİHM başkanlığından emekli olmuş ünlü hukukçu Jean-Paul Costa’nın başkanlığında bir heyete tevdi etti. Bu heyetin hazırladığı taslak 13 Nisan 2016 tarihinde Hükumet tarafından yasama meclisine sunuldu.

Fransız Parlamentosu 1 Temmuz 2016 tarihinde Eşitlik ve Yurttaşlık yasasının bazı maddeleri ile Basın yasasının bir maddesini değiştiren bu yasa taslağını onayladı. Yasa 500 üyeli Fransa Parlamentosunun sadece 21 üyesinin katıldığı bir oturumda katılanların ittifakı ile kabul edildi. Az sayıda katılım siyasal ilginin zayıflığına ve sadece militanların bu davanın peşinde koştuklarına, diğer siyasetçilerin bıkkınlığına işaret etmektedir.

Fransız Senatosu da anılan yasayı 14 Ekim 2016 tarihinde kabul etti. Fransa Cumhurbaşkanı da yasayı onaylarsa, yasa yürürlüğe girecek.

Daha sonra yeterli sayıda parlamenter veya senatör Fransa Anayasa Konseyine başvurduğu takdirde, anılan Konsey -yeniden- yasanın Fransa Anayasasına uygun olup olmadığını inceleyecek ve kararını verecek .

Aşağıda sunulan yasa metninde Ermeni soykırımı terimine yer verilmemesine rağmen, bu yasa, Ermenistan Hükumeti ile Ermeni diyasporası ile Fransız, Ermeni ve Türk medyaları tarafından “Fransa Ermeni soykırımının inkarını cezalandıran mevzuatı yeniden kabul etti ” şeklinde tanıtıldı; bu yorum, gelecek yıl yapılacak Başkanlık seçimlerinde Ermenilerin oylarını almak isteyen Fransız politikacıların işine gelmekteydi. Fransız Hükumetinin, Fransa Anayasa Konseyinin iptal kararını by-pass etmeğe yönelik, hileli bir hukuksal düzenleme denediği de söylendi.; bu yorumun nedeni ise, yasanın gerekçesi. Bu nedenle incelememize yasanın gerekçesini irdelemekle başlayalım:

II ) 1 TEMMUZ 2016 TARİHLİ FRANSIZ YASASI

i) Yasanın gerekçesi

Anılan Fransız yasasının gerekçe özeti, yasa metninin hemen altında yer alıyor. Böylece, açılacak bir davada yargıca gerekçeye uygun yorum yapma ve hüküm tesis etme olanağı sağlanmak isteniyor. bBu yasa iptal edilmesi talebiyle en az 60 parlamenter ya da senatör tarafından Fransa Anayasa Konseyine götürüldüğü takdirde, Fransa Hükümetinin yasanın -aşağıda ayrıntısı verilen- AB mevzuatına (Çerçeve Kararına) uyum sağlama zorunluğu gerekçesi ile çıkarıldığını vurgulayacak

İncelediğimiz Fransız yasasının gerekçesinde şu hususlar belirtiliyor:

Ayrımcılıkla mücadele (Fransa) Hükumetinin önceliklerinden biridir ; bu husus (Eşitlik ve Yurttaşlık yasa tasarısında Basın Yasası ile ilgili değişiklik öneren) yasa tasarısında yerini almıştır. Bu mücadele, soykırımı suçları ve kölelikle mücadele başta olmak üzere insanlığa karşı suçlar alanında yapılmaktadır. Bu suçların özelliği, zaman aşımına uğramamasıdır; suçlar, failleri hayatta olduğu sürece yargılanabilir ve suçların(var oldukları) tanınabilirler. Yasa, ayrıca, bu suçların inkarı veya sıradanlaştırılması ile mücadele edilmesini öngörmektedir [1]. Varlığı yargı yoluyla tanınmış olan olayları reddeden ( fr: contredit) veya nefret celbini, ya da şiddet kullanımını özendiren ,ister soykırımı, ister köleleştirme ya da başka bir insanlığa karşı suçun varlığının yadsınması (fr: remise en cause) söylemi hoşgörülemez.

Parlamento üyesi Victorin Lurel, taslak komisyonda görüşülürken önemli bir düzeltme yapmak istemiş, halen (Yahudi Kırımı) Shoah ile sınırlı olan insanlığa karşı suçların inkarının ya da sıradanlaştırılmasının, tüm insanlığa karşı suçları ve köleleştirmeyi içerecek biçimde genişletilmesini önermiştir. Hükumet bu görüşe katılmıştır ve girişimi desteklemektedir. Hükumet böylelikle, duyarlı bir konuda, Anayasa Konseyinin 2012 yılında verdiği bir karara (uymakta); Danıştayın 2013 yılında verdiği görüşün de işaret ettiği veçhile, en uygun hukuksal güvence düzeyini sağlamak istemektedir. Bu değişiklik önergesinin amacı, komisyonda kabul olunan 38 madde yazımının düzeltilmesi veaçıklığa kavuşturularak hukuksal güvenin sağlanmasıdır. Böylece, “basın yasasının 24. maddesi bağlamında , insanlığa karşı suçların savunulması kapsamına köleliği de ekleyerek tamamlamaya, bunların inkarını cezalandırmayı sağlamaya yöneliktir. Amaç, inkar suçunu ya da bu suçların sıradanlaştırılmasını, hem anayasal gereklere hem de (Avrupa Birliğinin) “Ceza Yasaları Vasıtası ile Kimi Irkçılık ve Yabancı Düşmanlığı Biçimleri Mücadele Hakkındaki 28 Kasım 2008 tarihli 2008/913/JAI sayılı Çerçeve Kararının” icaplarına göre daha iyi tanımlamaktır. Bu bağlamda iki varsayım öngörülmektedir: Bu suçlar ;

-ya bir uluslararası mahkemenin kararına ;

-ya da bir Fransız mahkemesince , 1559 sayılı yasanın Madde 38 (ter) çerçevesinde verilmiş olan ve bu suçların inkarının veya sıradanlaştırılmasının şiddet kullanımına ya da nefret celbime yönelik olarak işlenmesi durumunu saptayan bir karara konu teşkil edecektir .

Bugün sadece Shoah (Yahudi kırımı) cezalandırılamaktadır; bu yasa ise, bir mahkeme tarafından tanınmaları halinde, sınırlama getirilmeden, tüm insanlığa karşı suçların veya suçlarının inkarının cezalandırılmasına olanak sağlamaktadır. Böylece örneğin, Rwanda soykırımınınn inkarı cezalandırılabilecektir.

Ancak, bunun da ötesinde, daha geniş bağlamda,- eskiden vuku bulmuş olmaları nedeni ile yargının karar vermesine imkan bulunmayan, ama tarihsel açıdan tanınmış olan suçları ve bunların inkarı ya da sıradanlaştırılmasını, nefret celbini ya da şiddet kullanılması sonucunu veren koşullarda işlenmiş suçları ele almaya olanak tanıyacaktır.

Bu ikinci kategori, Fransa’nın varlığını kabul ettiği, ancak faillerini kovuşturma olanağı artık kalmamış bulunan, 1915 Ermeni soykırımı vakıasını kapsamaya imkan sağlayacaktır. Yasa kölelikle mücadeleyi ya da kölelere ilişkin belleğin ya da kölelerin ardıllarının onurunun savunulmasını görev edinen derneklere, bu konulara ilişkin suçlarla ilgili davalarda müdahil taraf olma imkanını sağlamaktadır.

FRANSA'NIN SOYKIRIMI SUÇUNUN İNKARINI CEZALANDIRMA YASASININ GEREKÇESİNE YÜKLENEN VİRÜS - Palais de Elysee saray elize paris fransa

Yorumlar

  1. Prof. Dr. Sadık Rıdvan Karluk avatarı
    Prof. Dr. Sadık Rıdvan Karluk

    Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün 6 Eylül 2008 tarihinde futbol maçı izlemek için Erivan’a yaptığı ziyaretin ardından atılan adımlar Türkiye-Ermenistan arasında başlayan yakınlaşma sürecinde karşılıklı olmadığı için sonuç vermemiştir. Zaten vermesi de beklenmemeliydi. Çünkü;
    • Ermenistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti Yüksek Sovyeti’nin 23 Ağustos 1990 tarihli Bağımsızlık Bildirisi’nin 12’nci maddesinde “Ermenistan Cumhuriyeti, 1915 Osmanlı Türkiye’si ve Batı Ermenistan’da gerçekleştirilen soykırımın uluslararası alanda kabulünün sağlanması yönündeki çabaları destekleyecektir” denilmektedir.
    • Ermenistan Parlamentosu, 23 Eylül 1991 tarihinde aldığı bağımsızlık kararında “Ermenistan Bağımsızlık Bildirisi’ne sadık kalacağını” açıklamış ve taahhüt etmiştir.
    • 1995 yılında kabul edilen Ermeni Anayasası’nda “Ermenistan’ın Bağımsızlık Bildirisi’ndeki ulusal hedeflere bağlı kalacağı” bir anayasa hükmü olmuştur. Soykırım yalanının uluslararası alanda tanınmasının Ermenistan’ın dış politika hedefi olduğu belirtilmiştir.
    • Erivan´da yapılan Gelişen Ermenistan Partisi’nin 4’ncü Kurultayına katılan Devlet Başkanı Serj Sarkisyan, “Bağımsızlık Karabağ halkının seçimidir. Uluslararası hukuk dahi bu konuda farklı yaklaşım ortaya koyamaz” demiştir.
    • Ermenistan’daki okul duvarlarında asılan haritalarda Türkiye’nin 12 ili yer almıştır.
    • Ermenistan Milli Marşı’nda ”topraklarımız işgal altında, bu toprakları azat etmek için ölün, öldürün” yazılıdır.
    • Karabağ’da katliam yapan Ermeni kuvvetlere komutanlık yapan bugünkü Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan’dır.
    • Sarkisyan İngiliz yazar Thomas De Waal’a, “Hocalı’dan önce Azeriler bizim şaka yaptığımızı sanıyordu, Ermenilerin sivil topluma karşı el kaldırmayacaklarını sanıyorlardı. Biz bunu- stereotipi- (zeka geriliği) kırmayı başardık” demiştir.
    O tarihten bu yana geçen sürede Ermenistan ile olan ilişkiler gelişmemiş, aksine geriye gitmiştir. Üstelik Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy’nin Ermenistan ziyaretinin ardından Fransa Türkiye arasında büyük bir gerginlik ortaya çıkmıştır. Türkiye’yi soykırım yapmakla suçlayan Sarkozy, Azerbaycan Cumhuriyeti’nin Dağlık Karabağ Bölgesi’nde bulunan Hocalı’da Ermenilerin yaptığı soykırımı görmezden gelmiş, sözde soykırım yasa teklifi sebebiyle gerginleşen ilişkileri yumuşatmak için 26 Şubat 2012 tarihinde kendisini arayan Cumhurbaşkanımız Gül’ün telefonuna büyük bir saygısızlık göstererek çıkmamıştır. Gül, “Savaşta bile cumhurbaşkanları birbirleriyle konuşurlar” diyerek çok nazik bir şekilde Sarkozy’ye cevap vermiştir. Ben Sarkozy’ye tepkimi Ziya Paşa’nın “Bed-asla necâbet mi verir hîç üniforma, Zerdûz palan ursan eşek yine eşektir” (Mayası bozuk olanlara üniforma –yüksek makam görevi- asalet verir mi hiç? Altın ile yapılmış palan da vursanız, eşek yine eşektir.) beyti ile göstermek istiyorum.
    Prof. Dr. S. Rıdvan Karluk

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir