Öncelikle şunu vurgulayalım:
Türkiye’nin Rusya Büyükelçisi Andrey Gennadiyeviç Karlov’un Ankara’da, Çağdaş Sanatlar Merkezi’ndeki bir resim sergisinin açılışında silahlı saldırıya uğrayarak yaşamını yitirmesi çok büyük üzüntümüzdür.
Ancak, böylesine sıkıntılı günler yaşadığımız bir dönemde de Rusya gibi bir ülkenin Büyükelçisini koruyamıyorsak buraya da bir nokta koymamız gerekiyor. Terörle içiçe yaşadığımız bir dönemdeyiz. Her konuda önlem almak, uyanık olmak, her an her yerden bir saldırı ike karşı karşıya kalabileceğimizi tahmin etmek durumundayız.
Şimdi gelelim saldırının perde arkasına:
Rusya ile bölgede çok iyi iyişkiler içindeyiz. Özellikle Suriye’de Rusya’nın Amerika ve Batı’ya karşı bir üstünlük sağlamasında Türkiye’yi de yanına almış olması çok büyük rahatsızlıklara neden oluyor. Daha açık söyleyelim, Amerika’nın, İsrail’in, Batı’nın, hatta İran’ın bil bu ilişkilerden son derece rahatsız olduklarını görmekteyiz.
Suriye’de bir siyasi çözüm bulunması yolunda Rusya ile Türkiye anlaşma noktasına geldiler. Bu yakınlaşma ve anlaşma Hıristiyanlar Birliği tarafından “ Bu anlaşma Avrupa için çok büyük hezimet olacaktır” açıklaması ile yankı bulmuştu. Yine aynı açıklamada “Buna engel olunması gerekiyor” denildi.
Kaldı ki Amerika ile zaten Suriye’deki PYD/YPG konusunda uzun zamandır sıkıntılı bir dönem yaşıyoruz.
Şimdi Türkiye ile Rusya arasında sağlanan işbirliği Amerika’nın PYD/YPG planını da bozuyor. Suriye’nin kuzeyinde oluşturulmaya çalışılan koridora da darbe vuruyor.
Anlasmaya göre Suriye ikiye bölünecek kuzey Suriye’ nin kontrolü Türkiye’ ye verilecekti. Diger taraf ise rejim güçleri de kalacaktı ve savaş sona erecekti. Bu şekle göre PKK,PYD.YPG gibi taşeron örgütler de TSK tarafından kısa bir süre içinde temizlenebilecekti.
Tabloya baktığımızda küresel güçlerin Suriye ve bölgemizdeki hesaplarının alt-üst olabileceğini görmekteyiz. Bu durum karşısında Türkiye ile Rusya arasındaki bu samimi işbirliğini bozabilecek adımların atılmış olması da hiçbir zaman sürpriz sayılmamalıdır. Bundan sonra da bu tür tuzaklar kurulabilir.
Rusya’nın Ankara Büyükelçisinin öldürülmesinden sonra hem Rusya, hem Türkiye, bunun ikili ilişkilere zarar vermeyeceği yönünde açıklamalar yaptı. Bunu çok olumlu buluyoruz. Yapılan saldırının neyi hedeflediği iki ülke yönetmlerince çok iyi bilindiği için bu sıcak ilişkilerin zarar görmemesi yolunda adımlar atılacaktır.
Suikasti düzenleyen Mert Altıntaş’ın Aydın’în Söke ilçesindeki Fetullah Gülen grubuna ait “Aydın Söke Özel Körfez Dersanesinde” eğitim gördüğü öğrenildi.
Hiç kuşkusuz FETÖ’cü grupları şu an CİA ve MOSSAD gibi servislerin yönettiği biliniyor. Hali ile bu öldürme olayının arkasında da bu gizli servislerin parmağının olabileceğini sanıyoruz.
Türkiye, haklı olarak sınırlarını korumak, birlik ve bütünlüğümüzü sağlamak için bazı adımları atmak durumundadır. PKK’nın Suriye uzantısı PYD/YPG güçleri ile yanı başımızdaki IŞİD tehlikesine karşı atılan adımları da olumlu buluyoruz. Bunlardan rahatsız olan dış güçlerin varlığını hepimiz görmekteyiz.
Bu kadar kapsamlı, iyi hesap edilmiş, kurgulanmış ve devreye sokulmuş eylemlerin kişilerin tek başına yapması mümkün değil. Arkalarında mutlaka bazı güçlerin olduğu kaçınılmazdır. İstanbul ve Kayseri’deki patlamalarda da aynı güçlerin devrede olduğu yolunda zaten şüpheler bulunmuyor mu?
Çok büyük ve ses getiren patlamalar oluyor. Şehitler veriyoruz. Bunların birkaç kişi ile gerçekleşecek olayların olmadığını da biliyoruz. Bunu yapanların mutlaka bazı servislerden yardım ve destek aldıklarını düşünüyoruz. Dış güçler Türkiye’ye karşı taşeron terör gruplarını kullanıyor.
Sorun bu kadarla da sınırlı kalmayabilir.
Türkiye’yi daha da sıkıntıya sokabilecek, köşeye sıkıştıracak,nefes almamızı zorlayacak bazı olayların da meydana gelebileceği ihtimallerini göz önünde bulundurmalıyız. Büyük ve tehlikeli oyunlar oynanıyor.
Özellikle Türk-Kürt, sünni-alevi çatışmalarının başlatılması yönünde dış güçlerin oyun tezgahladıkları yönünde bilgiler geliyor. Yeni ses getirici suikastlerin olabileceği ihtimalleri de var. Bunlara karşı çok dikkatli ve uyanık olmak durumundayız.
Açıkça görülüyor ki, teröre ve dış güçlere karşı bir kurtuluş savaşı veriyoruz. Bizi çevreleyen ve nefesimizi kesmek isteyen güçlere karşı her zamankinden daha çok birlik ve bütünlüğe ihtiyacımız var. Sağduyulu hareket etmek, paniğe kapılmamak ve provokatörlerin tezgahıne ve tuzağına düşmememiz gerekiyor.
Çünkü, Türkiye-Rusya yakınlaşması ve işbirliği, Suriye’yi ve Ortadoğu coğrafyasını dizayn etmek isteyen dış güçlerin tezgahını bozmuştur. Bu nedenle her türlü saldırı gelebilir. Millet olarak bütün bunların üstesinden gelebilecek güçteyiz. Yeter ki birlik,bütünlük içinde hareket edelim. Bizi çeşitli nedenle ayrıştırmak,bölmek isteyenlerin tuzağına düşmeyelim.
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz
Bir yanıt yazın