ERMENİ FAALİYETLERİ ( 13 Aralık 2016 )

1.. Svpaulmanacor.es’ te yer alan haberin başlığı : “ Ermeni <sözde> soykırımı konusunda Tez İfadesi.”  Haberde Ermeni <sözde> soykırımı konusunda çeşitli yazılar ve bu yazılara ulaşılabilecek linkler belirtiliyor. Aşağıdaki ilk link, haberde yer alan bilgi sonucu arzu edilecek yazılara ulaşılabiliyor. Ücretsiz temin edilebilecek yazılar da mevcut.

https://www.google.com.tr/webhp…
http://svpaulmanacor.es/in…/component/…/itemlist/user/211529

2.. Massispost.com’ da yer alan haberin başlığı : “ Amerikan Ermeni Müzesi Glendale şehir merkezi sitesinin konsept tasarımını açıklıyor.” Haberin Özeti : “ Amerikan Ermeni Müzesi ve Kültür Merkezi , 8Aralık günü 400’ den fazla kişinin katılımı sırasında Müze’ nin şehir merkezindeki Merkez Kütüphanesi karşısındaki yeri konusunda konsept tasarımını açıkladı. Bu yıl Mart ayında Glendale Şehir Konseyi , Amerikan Ermeni Müzesine söz konusu bölgeyi önermişti. Açıklanan konsept tasarımında; merkez içinde yer alacak teşhir galerileri, salonları, tiyatro / sinema salonu, araştırma tesisleri, öğrenme merkezi, gösteri mutfağı ve arşiv bölümü yer almaktadır.

https://massispost.com/…/armenian-american-museum-unveils-…/

3. AVİM Bülteninde, Ehtiram Aşırlı’ nın “ Güney Kafkasya bölgesinde güvenlik sorunu “ başlıklı yazısı yer almaktadır. Söz konusu yazının başlangıcında ve sonunda özetle şu cümleler yer alıyor : “ Zbigniew Brzezinskinin “Büyük Satranç Tahtası” adlı kitabında “Avrasya’nın Balkanları” olarak değerlendirilen Güney Kafkasya, 20. yüzyılın sonlarından itibaren uluslararası ilişkilerde bölgesel ve küresel etken olmak isteyen devletlerin mücadele alanı olmuştur. Karadeniz ve Hazar Denizi arasındaki bu bölge kuzey-güney, doğu-batı enerji ve ulaşım hatlarının kesişmesinde bulunması ve Hazar havzası enerji kaynaklarına sahip olması açısından büyük önem arz etmektedir……Güney Kafkasya bölgesinde, barışın, güvenliğin ve işbirliğinin temini için meseleye birbiriyle ilgili üç ayrı paradigmadan bakmak mümkündür:
-bölge sorunlarını çözmek, güvenlik sistemini kurmak, işbirliğini hızlandırmak,
-toplumun bilincinde işbirliği değerlerinin yerleşmesine, karşılıklı güven ve itibarın oluşmasına, korunmasına ve geliştirilmesine çalışmak,
-bölgesel ve uluslararası güçlerin bölgeye yönelik menfaatleri ve küreselleşen dünyada Güney Kafkasya’nın yerini ve rolünü belirlemek…….Sonuç olarak, Moskova-Ankara yakınlaşmasının Güney Kafkasya bölgesine olumlu etkisi olabilir. Azerbaycan ve Gürcistan bu süreçten pragmatik olarak faydalanabildiği takdirde, bölgede Rusya’nın etkisinin azalması sağlanabilecektir. Türkiye-Rusya arasında sıcak ilişkiler, iki ülkenin birlikte Dağlık Karabağ, Güney Osetya ve Abhazya sorunlarının çözülmesine ilişkin faaliyetleri genişleyebilir. Ayrıca gelecekte Yukarı Karabağ sorununun çözümüne ilişkin Rusya-Türkiye-Azerbaycan-Ermenistan katılımlı görüşmelerin esas teşkil edebileceğini görebiliriz.”

http://avim.org.tr/…/GUNEY-KAFKASYA-BOLGESINDE-GUVENLIK-SOR…

4. AVİM Bülteninde NEWS.am’ e atfen yer verilen haberin başlığı : “ AGİT Minsk Gurubu Fransız Eşbaşkanı Sephane Visconti Bakü’ de.” Haber şöyle : “ Azerbaycan medyasının verdiği habere göre, Visconti Azerbaycan cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Dışişleri bakanı Elmar Mamedyarov’la buluştu. Gündemde Karabağ sorununun çözüm meselesi yer aldı.
Fransız eşbaşkan Bakü’den Erivan’a hareket etti. Fransız eşbaşkanın ziyareti çerçevesinde Dağlık Karabağ’ı ziyareti ihtimal dahilinde bulunmakta.

http://avim.org.tr/…/AGIT-MINSK-GRUBU-FRANSIZ-ESBASKANI-SEP…

5. Agos.com.tr’ de Ohannes Kilıçdağı’ nın“Türkiye’nin daimi kuruluş krizi ve Ermenilik” başlıklı yazısı yer almaktadır. Yazının özeti şöyle : “ Türkiye, hergün yeniden kurulması gereken bir ülke. Bu söylediğimde mecaz veya ironi yok, zira hem muktedirlerin hem de ‘sıradan’ insanların söylem ve eylemlerinde bu yeniden kurulma işini gözlemlemek mümkün…… her devlet ve millet, özellikle de ulus devletler bir ölçüde böyledir. Üzerine oturdukları değerleri, kabulleri, pratikleri yeniden üretmek zorundadır. Merkezi milli eğitim, ordu, medya bunun için vardır…..Türkiye’de bir millet oluşturma iradesi ne üzerine kuruludur? Bu irade nasıl bir kolektif psikoloji üzerine oturur? Bu soruların cevabı şüphesiz katman katman. Fakat, en belirgin özelliklerden bir tanesi Türkiye’nin daimi bir doğuş, kuruluş krizi içinde var olagelmesidir…….Türkiye, bir ‘Neverland’, bir ‘yok ülke’dir. Her sabah uyandığında aynı günü yaşayan o film karakteri gibidir; ama o karakterden farkı bunun farkında olmamasıdır. Onun için her sabah varoluş kaygıları da tazelenir, bütün günü akşamı görüp göremeyeceği endişesiyle yaşar, ol sebeple de etrafına karşı saldırgandır. İşin diyalektik tarafı da şu ki, bu kaygılı saldırganlık, Türkiye’ye karşı diğer potansiyel şiddetleri harekete geçirir ve sonunda bu da, Türkiye’nin kaygılarını güçlendirerek kısır döngü yaratır. Siz kendiniz hala kurtuluş ve kuruluş döneminden çıkamaz ve dışarıya da bu izlenimi verirseniz, diğerleri de size öyle muamele yapar. Siz Lozan derseniz, birileri de Sevr der, mesela. ……..kurtuluş ve kuruluş aşamasından çıkamayan Türkiye, kendini kuran şiddetin nesnesi olan Ermenileri de bu çerçevede konuşur. Ermeniler ve Ermeni imgesi olmadan kurtuluş ve kuruluş anı tekrar tekrar yaşanamaz. Başka bir deyişle, Ermeniliğin sık sık olumsuz bir imge olarak anılması, kuruluş sürecinden çıkamamanın bir sonucudur….”

http://www.agos.com.tr/…/turkiyenin-daimi-kurulus-krizi-ve-…

1.. Svpaulmanacor.es’ te yer alan haberin başlığı : “ Ermeni <sözde> soykırımı konusunda Tez İfadesi."  Haberde Ermeni <sözde> soykırımı konusunda çeşitli yazılar ve bu yazılara ulaşılabilecek linkler belirtiliyor. Aşağıdaki ilk link, haberde yer alan bilgi sonucu arzu edilecek yazılara ulaşılabiliyor. Ücretsiz temin edilebilecek yazılar da mevcut. - iki

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir