İstanbul Beşiktaş Meydanı’nda yürekleri yakan hain saldırı sonrası bu satırlar yazılıncaya kadar 30 polisimizin şehit olduğu, 8 vatandaşımızın hayatını kaybettiği açıklandı. 155 kadar yaralının bulunduğu da aynı açıklamada yer alıyor.
Teröre karşı milletçe bütünleşmemiz hiç kuşkusuz etkili olacaktır. Millet olarak birbirimize sarılıp, birlik ve bütünlük içinde hareket etmek terörle mücadelede çok önemli bir psikolojik savaştır. Dikkat edilecek olursa bugüne kadar medyana gelen terör olaylarında millet olarak birleşip bütünleştiğimiz görülüyor.
Son saldırı sonrası da sosyal medyada yer alan “Sessiz kalma polisin yanındayım” kampanyasının görülmemiş şekilde ilgi görüp desteklenmesi terör ve teröristlerin karşısında birlik ve bütünlüğümüzden kesinlikle taviz vermeyeceğimizi bir kez daha ortaya koymuştur.
Sosyal medyada “sessiz kalma polisin yanındayım” kampanyasında dile getirilenlere bir göz atalım:
“Bir bütün olarak Türkiye’yi ve hepimizi hedef alan bu menfur saldırıyı lanetliyoruz. Millet olarak, sanatçısıyla, sporcusuyla, esnafıyla, siyasetçisiyle, işçisiyle, öğrencisiyle hep birlikte polisimizin destekçisiyiz. Bizim huzurumuz, güvenliğimiz ve geleceğimiz için canını feda etmekten kaçınmayan Polisimizin her zaman yanındayız. Hepimiz sokağa çıkıp, mahallemizde, iş yerimizde, trafikte görev yapan en yakınımızdaki polisimizle bir araya gelip onlara başsağlığı diliyoruz, Mevlit kandillerini tebrik ediyoruz. Sosyal medyada #Polisimin Yanındayım etiketiyle onlara destek oluyoruz. Haydi. Sen de Türkiye için polisimizle bir olduğunu, omuz omuza olduğunu göster!”
Hiç kuşkusuz milletimiz kadar siyasi partilerimizin de terör karşısında bir bütünlük sergilemiş olmalarını da sevindirici ve olumlu bulduğumuzun altını kalınca çizelim. Son kahpe saldırı sonrası AK Parti, CHP ve MHP gruplarının ortak açıklamasına da dikkatlerinizi çekmek istiyoruz:
“Milletimiz müsterih olsun insanlık düşmanı teröristler yenilecek aziz Türk milleti galip gelecektir. Teröristler ya yok olacak ya da adalete hesap verecektir. Bizler her türlü siyasi düşünce farklılığını bir kenara bırakarak bu derin acıyı paylaştığımızı özellikle belirtiyoruz. Darbe girişimi karşısında ortaya koyduğumuz milli şuuru bu terör eylemlerine karşı da koyacağımızı aziz milletimizin dikkatlerine sunuyoruz.”
Bugüne kadar çok kanlı terör olayları yaşadık, çok canlar gitti. İç ve dış düşmanların elele verip ülkemiz üzerinde estirmeye çalıştıkları bu çıkmazdan kurtulmak için millet olarak bir “kurtuluş savaşı” verdiğimizi söylemeliyiz.
Bu savaşta askerlerimizin ve polisimizin ortaya koyduğu fedakârlığı görmezden gelmemiz mümkün mü? Asker de polis de içimizden biridir. Çocuklarımızdır, onların yanında olmayıp da nerede olacağız? Şu an için morale, desteğe en fazla ihtiyacı olan, ölüme meydan okuyan, başımız sıkıştığında sığınabileceğimiz bir kale olan askerimizin ve polisimizin sonuna kadar yanında olacağız.
Sessiz kalmıyoruz, “polisimizin yanındayız” diyoruz.
Hem de sonuna kadar, sonsuza kadar, başarı gelinceye kadar. Gerektiğinde hepimiz asker, hepimiz polis olacağız. Güçlerimizi birleştireceğiz. En önemlisi de sonunda başarılı olup, terörün üstesinden geleceğimiz inancıdır.
Son günlerde terör yön değiştirdi. Daha önce sivillere yönelik eylem yapan teröristler şimdi doğrudan askerimizi, polisimizi ve güvenlik güçlerimizi hedef seçiyor. İşini en iyi şekilde yapabilmek için fedakârca çalışan yavrularımızı acımasızca şehit ediyor. Tuzaklar kuruluyor. İçimiz yanıyor. Ocaklara ateş düşüyor.
Tüm terörist grupların elele, omuz omuza verip, güvenlik güçlerimizi hedef seçerek eylem yapmaları karşısında hiç kuşkusuz millet olarak suskun kalmayacağız. Sesimiz gür çıkacak. Teröre ve teröristlere asla taviz vermeyeceğiz. Bu “kurtuluş savaşı” milletimizin başarısı ile sonuçlanacak. Bu inanç içindeyiz.
Bize bu inancı sağlayan ve bu gücü veren askerlerimiz ve polislerimizle bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da bir bütünlük içinde harekete edeceğiz. Yılmayacağız, yorgun ve bitkin düşmeyeceğiz. İnancımızı yitirmeyeceğiz. Bugünlerde bu morale, bu motivasyona çok ihtiyacımız var. Bunu da hiç kuşkusuz damarlarımızdaki asil kandan almaktayız.
İçinde bulunduğumuz bölgenin konumu, bizim özellikle terör karşısında millet olarak güçlü olmamızı gerektiriyor. Olaylar, “karma tehdit” altında olduğumuzu da gösteriyor. Bir yandan FETÖ, diğer yandan PKK, öte yandan IŞİD birçok alanda birlikte hareket ediyor. Aralarındaki görev dağılımı ile de eylemleri gerçekleştiriyorlar.
Başa dönecek olursak, bu eylemlerde hedef haline getirilen güvenlik güçlerimizin her birinin içimizden çıkan çocuklarımız olduğu gerçeğini görüp, millet olarak bu mücadelede hiçbir şeye tereddüt bırakmadan bu mücadelede kendi çocuklarımızın yanında yer almamız kadar doğal bir şey olmayacağını da görmeliyiz.
Bu nedenle sosyal medyadaki “sessiz kalma polisin yanındayım” kampanyasını olumlu buluyoruz. Biz de sesimizi yükseltiyor ve “Sonuna kadar askerimizin ve polisimizin yanında olacağız” diyoruz.
[email protected]
www.facebook.com/necdet.buluz
Bir yanıt yazın