1.. Massispost.com’ da yer alan haberin başlığı : “ Söz – The Promise filmi Nisan 2017’ de yayınlanmaya başlıyor.” Dün yayımladığımız mesajımızın 2 nci maddesinde linklerini verdiğimiz altı web sitesi aynı haberi vermişti. Massispost, yorumlarımızı yayımlayabilir diye düşünerek bu web sitesinde yer alan haberi de duyuruyoruz. Haberin Özeti : “ Terry George’ un yapımı ‘ Söz – The Promise’ filminin ABD yayın haklarını Open Road Filmleri Firması kazandı. Söz konusu Firma, daha önce en iyi Oscar ödülünü alan Spotlight – Sahne Işığı filminin yayın haklarını da almıştı. Söz filmi daha önce Kanada’ da gösterilmişti. Yayın haklarını alan Firma filmi 28 Nisan 2017 tarihinden itibaren gösterime sokacak. Söz, Ermenilerin büyük propagandalarla reklamını yaptığı bir film. Web sitelerinin bir kısmı yorum kabul ediyor.
https://massispost.com/20…/…/promise-set-april-2017-release/
2. Agos.com.tr’ de yer alan yazının başlığı : “ Resmi tarihin unutturulan sayfası: Pontos (Pontus) Rum Soykırımı.” Yazının özeti : “ Ermeni Soykırımı son yıllarda biraz daha yüksek sesle konuşulmaya başlansa da, 1914-21 arasında Karadeniz’deki Pontos Rumlarının uğradığı soykırım neredeyse hiç konuşulmuyor. Konuyla ilgili önemli çalışmaları bulunan Tamer Çilingir’in ‘Pontos Gerçeği: 1914-21 arasında Karadeniz’de yaşananlar’ başlıklı kitabı Belge Yayınevi tarafından yayınlandı. Agos Gazetesinin Çilingir’le, yaptığı söyleşinden bazı alıntılar şöyle; 1894 yılında Abdülhamit’in Ermenilere yönelik <sözde> katliamlarıyla başlayıp, 1915’te İttihat ve Terakki yönetimi tarafından 1,5 milyon Ermeni ve 300 bine yakın Süryani’nin hayatına mal olan Büyük Hıristiyan <sözde> Soykırımı’nın son etabıdır Pontos Rum <sözde> Soykırımı. Gazete, 50.000 kişisi mübadele sırasında yollarda olmak üzere toplam 353.000 kişinin hayatını kaybettiğini iddia ediyor….. Alman Sosyolog Tessa Hoffman, Trabzon’da 300 köyde Pontos Rumcası / Romeyika’ nın hâlâ yaşadığını söylüyor. ….Ama iletişimin bugün ulaştığı boyutla birlikte bu dilin kısa bir süre içinde yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğu söyleniyor. Bu dil bugüne kadar sadece ailelerin evde konuştukları bir dil. Cumhuriyet sonrası asimilasyon politikaları ile Rumca şarkılar Türkçeleştirildiği için artık şarkıları bile Rumca söyleyen insan sayısı çok az. Son yıllarda genç birkaç sanatçının Rumca albümler yapması ise dilin yaşamasına katkı sağlayacak bir gelişme olarak gösterilebilir. Ayrıca yakında kitap olarak yayınlanacak bir Romeyika sözlüğü hazırlandı. Yine internet ortamında bu dili yaşatmak için oluşturulan siteler aracılığıyla en azından belli bir kesim mücadele ediyor. Bu dilin yaşatılması için İstanbul ve Ankara’da dernek kurma girişiminde olan insanlar var……”
http://www.agos.com.tr/…/resmi-tarihin-unutturulan-sayfasi-…
3. Aina.org, Armenianweekly.com’ da yer alan ve bizim de dün duyurduğumuz “ Diyarbakır Belediye binasındaki Ermenice ve Süryanice yazıların kaldırıldığını , yerine bir Türk bayrağının çekildiği” haberini yayımlıyor. Belediyedeki levha 2012 yılında o zamanki Sur Belediye Başkanı Abdullah Demirbaş’ ın girişimi ile Türkçe, Kürtçe, Ermenice ve Süryanice yapılmıştı. Demirbaş, 9 Ağustos 2015 günü tutuklanmış, Ekim 2015’ te rahatsızlığı nedeniyle salıverilmişti…..”
Bir yanıt yazın