NECDET BULUZ
Dolar’daki yükseliş ile ilgili olarak önümüzdeki tablo şu:
Dolar’daki tırmanış, iğneden ipliğe her şeyi etkiliyor, bu da hayat pahalılığı demektir. Çünkü Dolar’daki artışın durdurulamaması özellikle ithal malların fiyatlarını artırıyor. Bu furya içerideki ürünlere de yansıyor.
Sorun hiç kuşkusuz bunlarla da sınırlı değil.
Dolar’daki artış döviz ile borçlananların borçlarını katlıyor. Birçokları borçlarını ödeyemiyor. İflaslar ve işyeri kapatmaları başladı. Türkiye’nin iç ve dış borçlarında da katlamalar var, bu da ayrı bir sıkıntı yaratıyor. Cari açıktaki çatlağın giderek büyümesi de ekonomide deprem havası yaratıyor.
Şimdi ortada hiçbir şey olmamış ve yokmuş gibi Başbakan Binali Yıldırım “Korkmanıza gerek yok, ekonomimiz iyidir ve bize bir şey olmaz” diyor.
Ortada böyle bir tablo varken, gerçekler bilindiği halde böyle bir açıklamanın inandırıcılığı olabilir mi?
Piyasalar tedirgin, iç ve dış yatırımcı frene basmış durumda. Alım gücü giderek zayıflıyor, paramız neredeyse pul haline geliyor, raflardaki mallara sürekli zam geliyor, piyasalarda denetim diye bir şey kalmadı, böyle bir tablo karşısında iyimser olabilir miyiz?
Fazla yorum yapmaya, çırpınmaya ve söz yetiştirmeye gerek yok. Son haberlere göz attığımızda durumu daha iyi analiz edebiliriz, biz yazmıyoruz gelişen olayların haberini sizlerle paylaşıyoruz yorum sizin buyurum:
“Küresel bazda yükselişe geçen doların içeride de rekor kırması yılbaşı öncesi daha fazla kazanmak isteyen stokçuları harekete geçirdi. Ürünleri sezon başında kur yükselişinden önce alan ancak döviz ve eurodaki rekor artışlardan sonra stok yapmaya başlayan firmalar, yılbaşına kadar piyasaya mal vermiyor. Sabah gazetesinde yer alan haberine göre, ürünler stokta tutulup yılbaşında yüzde 10-30 oranında zam planı yapılıyor.
Ani yükselişten kur vurgunu yapmak isteyen ithalatçılar, ürünlerini depolarda bekletiyor. Sektörün nabzının attığı, Doğubank, Perpa ve Mecidiyeköy gibi noktalarda en basit elektronik ürünler bile yok. Dışarıdan ithal edilen ofis malzemeleri (kartuş, bilgisayar ürünleri vb) piyasada bulunamıyor. Doğubank’ta satılan telefon aksesuvarları da raflar yerine depolarda bekletiliyor.
Kur yükselişini fırsata çevirmek isteyen esnaf, elindeki ürünü döviz gibi görmeye başladı. Konu ile ilgili bilgi veren mağaza sahipleri, “Döviz yükseldikçe raftaki ürünün fiyatı da yükseliyor. Esnaf döviz daha da yükselecek diye bütün ürünleri piyasadan çekti. Trakya bölgesindeki depolarda yer kalmamış durumda. 30’dan fazla sektör dövizdeki yükselişi 2017 başında satış rakamlarına yansıtmayı planlıyor. Bu da stokçuluğu patlattı” açıklaması yaptılar.
Satın almaları toplu olarak yapan sektör firmaları akıllı telefon, tablet, televizyon, bilgisayar gibi ürün gruplarında stok yapıyor. Bu yüzden pek çok ürün piyasada bulunamıyor. Firmaların, özellikle alışverişlerin yılbaşı nedeniyle yüzde 30-50 arasında arttığı aralık ayında, söz konusu ürünlere yüzde 10-30 arasında zam yapıp rafa koymayı planladığı belirtiliyor.
Hammadde ithalatı nedeniyle girdi maliyetleri yüzde 30’a varan oranlarda artan hazır giyimciler de zam için yılbaşını bekliyor. En yüksek satışlarını yılbaşı döneminde yapan sektör, zammın kaçınılmaz olduğunu ileri sürüyor. Bir hazır giyim mağazasında yöneticilik yapan Sadık Görmez, “Merkezden verilen talimat doğrultusunda bazı ürünlerin etiket fiyatlarına yüzde 20 zam gelecek. Reyonları bu doğrultuda düzenleyeceğiz” dedi.
Euro kuru üzerinden fiyatlandırılan ilaçta da stokçuluk üst seviyede. İlaçta 1 euro 2.08 lira olarak kabul ediliyor. Ancak euronun 3.60 TL’ye çıkması nedeniyle ithalatçı birçok firmanın depolarda ürünleri beklettiği belirtiliyor. İlaç satışı yapıp zarar etmek istemeyen firmalar ve depolar hastaları da mağdur ediyor. Eczacı Serap Gülmez, firma ve depoların zarar etmemek için stok yaptığını belirtti.
Otomotiv ve lastik sektörü, kur artışını fiyatlara hemen yansıttı. B segment bir hatchback otomobilin eylül başında 46 bin TL olan fiyatı 48 bine çıktı. Lastik fiyatlarında da zam yüzde 25’e ulaştı. Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu Genel Başkanı Bendevi Palandöken, lastik üreticilerine zammı geri çekmeleri çağrısında bulundu. Fırsatçılar önceden ithal ettikleri kömüre de şimdiden yüzde 20-25 zam yaptı.
Elektronik sektörünün kalbi durumundaki Perpa’da günlük ticarette ciddi bir yavaşlama göze çarpıyor. Başını elektroniğin çektiği birçok sektör, döviz artışını fırsata çevirmek amacıyla piyasaya mal vermeyi kesmiş durumda. Esnafın elindeki ithal ürünü adeta bir döviz gibi görmeye başladığını ifade eden ticaret erbapları, “Döviz yükseldiği için birçok kişi raftaki ürünü tezgahaltına indirdi. Eskiden sigaraya zam yapılmadan önce bunlar yaşanırdı. Bakkallar sigara zammından önce ürünleri bekletip, vatandaşa satış yapmazdı. Şimdi de Trakya ve Kocaeli bölgesindeki birçok depoya mallar yığıldı. Kimse getirdiği ürünü piyasaya sürmüyor. Sebebi de ithal vurgunu yapmak. Yani yılbaşını bekleyip ürünleri zamlı olarak piyasaya sürmek istiyorlar” açıklaması yaptı.
Doların Türk Lirası karşında son 1 haftada yüzde 5 değer kazanması, beyaz eşya ve tüketici elektroniği ürünlerine yönelik zammı gündeme getirdi. Kurdaki artış tahminlerine göre pay bırakan şirketler, doların 3.40 TL’yi aşmasıyla ‘B’ planına geçti. Şirketlerin yöneticileri ‘acil durum’ toplantısı yaparak, fiyatları yeniden belirliyor. Sektör yetkililerinin ortak görüşü ise aralık ayı itibariyle tüketicilere zamlı fiyatların yansıyacağı yönünde. Zam gelecek ilk ürünlerin başında da beyaz eşya ve televizyonlar geliyor. Beyaz eşya üreticileri, kur artışının özellikle iç piyasayı olumsuz etkileneceğini ifade ediyor. Televizyonlarda ise durum daha kritik. Televizyon panellerinin fiyatlarının yüzde 10 artmasının üzerine kur artışı gelecek zammı da katlıyor. “
[email protected]
www.facebook.com/necdet.buluz
Bir yanıt yazın