HDP’li milletvekillerinin dün gece bir operasyonla gözaltına alınmaları ve sabah Diyarbakır’da emniyete düzenlenen bombalı saldırı haberi ile yine çok tatsız bir güne başlamış olduk.
PKK’nın üstlendiği bombalı saldırıda 2’si polis 9 kişinin şehit olduğunu, 100’den fazla kişinin yaralandığını açıklandı.
14 yıl bitiyor neredeyse 15 yıl olacak, hangi yıl mutlu bir Türkiye olabildik ki?
Terörün bu kadar azmasına ve Türkiye’nin böylesine bataklığa saplanmasına sebep AKP iktidarıdır.
AKP iktidarı Öcalan ve PKK’lılarla sürdürdüğü “açılım” sürecinde Güneydoğu bölgesini fiilen PKK’ya teslim etti.
PKK oralarda istediği gibi at koşturdu.
Yol kesti, haraç topladı, bombalar gömdü.
Kırsaldan getirilen silahlar örgüt üyelerine dağıtıldı.
PKK, belediyeler eliyle devletleşme sürecini geliştirirken TSK’nın eli kolu bağlandığı için sadece çaresizce seyretti.
Bölgede Türk bayrağı yerine PKK paçavraları asılıyordu.
Tüm bunları bilen, gören AKP den hiç ses çıkmadığı gibi adeta izin çıkmıştı.
İşler o kadar ileri gitti ki;
BDP Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak ve Fırat Anlı 30 Mart’ta
oylarımız tavan yapacak özerklik tescillenecek.
Kürtler bir halk olarak varsa kendini yönetme hakkı da vardır. Güneyde bağımsızlığa yakın bir federasyon oluştu” diyorlardı.( Zaman Gazetesi20.2,2014 İsmail Avcı)
Velhasıl AKP Hükümetinin başlatmış olduğu “açılım Süreci’yle özerklik talebi Türkiye’nin gündemine oturtulmuştu.
BDP’nin “Demokratik özerk yönetim” diye anlattığı projeye iktidar partisi ve CHP de sessiz kalmıştı.
Kılıçdaroğlu “Dersimden sesleniyorum, barış süreci kimsenin tekelinde değildir.
Bu ülkede barış sağlanacaksa bunu yapacak parti CHP dir.
Herkes çok iyi bilsin ki bu ülkede barış süreci durmaz” diyordu.
İşte işlerin bu durumlara gelmesinde muhalefet partilerinin de etkileri büyüktür.
MHP’yi muhalefetten saymıyorum ama CHP’nin AKP karşısında dik duramayışı ve halkın kendisinden beklediği muhalefeti yapmaması da büyük etkendir.
Bir CHP’li olarak bunu içim yanarak söylüyorum.
Meydanı boş bulan AKP geçen yıllar içerisinde bu günlere gelmeyi rahatlıkla hazırladı.
Bugün Türkiye’de ilan edilmemiş bir sultanlık, bir dikta rejimi yaşamaktayız.
Bizler bunu hak etmiyoruz…
***
HDP çok güzel vaatlerle meclise girme hakkını kazandı.
80 milletvekili çıkarır çıkarmaz verdiği sözler lafta kaldı.
Bir şekilde kendisine oy veren onca insanı kandırmış oldu.
Siyasal parti gibi değil PKK militanları gibi çalışıldı.
Yüzlerce askerimizin, polis ve sivil vatandaşımızın ölümlerine sebep oldular.
Bölgede aldıkları belediyeler PKK’nın sığınağı, silah deposu haline getirildi.
Belediye araç gereçleri PKK emrine verildi.
Halk HDP den PKK’yı lanetlemesini beklerken HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş 2014 yılında, 6 – 7 Ekim’de halkı sokağa çağırıp ortalığı ateş topuna döndürmüş 50 vatandaşımızın ölümlerine sebep olmuştu.
Bunlardan ötürü ifadeleri alınmak istenmişti.
Velhasıl Demirtaş ve HDP çok yanlışlıklar yaptılar hep birlikte.
Bunları uzun uzun anlatmaya gerek yok.
Demirtaş halen yanlışlıklara devam etti.
Açıkça PKK’yı desteklemek,
Türkiye’yi yalan beyanlarla dünyaya şikâyet etmek, bölmeye kalkmak ve emperyalistlerin amaçlarına hizmet içinde olmak…
Ayrıca savcılık davetine gitmemekle ülkeyi yine kaosa sürüklemeye çalışmasıdır bence.
Kılıçdaroğlu “Halkın seçtiği siyasi partinin vekillerinin ve genel başkanlarının tutuklanması milli iradeye darbedir. Seçimle gelen seçimle gitmelidir!” ifadelerini kullandı ama milli iradeyi takan mı var?
Milli irade saraya hapsedilmiş.
Her şey tek adamın dudakları arasında kalıncaya kadar neredeydik bizler?
Bahçeli; ”bu vatana kim ihanet ediyorsa ve terörü destekliyorsa bunun yargıda hesabını vermelidirler. Hak ettikleri cezayı almalıdırlar” dedi.
Bu doğrudur.
Ancak adil yargı ile olmalıdır.
Bir yazı yorumunda şu ifadeler vardı.
Bahçeliye sormuşlar.
Şimdi PKK ile açılım yapan, Oslo’da görüşen, silah yığmalarına göz yumanlarla, IŞID’da destek verenlere, koruyanlara da söyleyecek bir sözün var mı?
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu İzmir’deki bir açılıştaki konuşmasında, Kim bu ülkeyi bu girdaptan kurtaracak? Demiş.
CHP kurtaracak tabi.
Acil kendi özüne dönerek…
Bundan kimsenin şüphesi olmasın.
Tünay Süer
04.11.2016