Hüseyin MÜMTAZ
Fesi püsküllü Kadir (Mısırlı derler ama değildir) demiş ki;
“Beni tefe koyarlar ama keşke Yunan galip gelseydi. Ne hilafet yıkılırdı. Ne şeriat yıkılırdı. Ne medreseler lağvedilirdi. Ne hocalar asılırdı. Hiç biri olmazdı”…
Doğru demiş.
Doğru demiş ama az demiş.
İlkokul çocuğuna anlatır gibi çok basit iki, üç örnekle yetinip gerisini okuyucunun ferasetine bırakayım.
“Yunan galip gelseydi” ilk aklıma gelen meselâ; 29 Mayıs’ta İstanbul’un 563’üncü, iki gün önce 26 Ekim’de de Trabzon’un 555’inci Fetih Yıldönümleri kutlanamazdı.
“Kılıç hakkı” olarak fetihle cami yapılan bütün kiliseler, bütün Ayasofyalar halâ kilise olarak kalmış olur, camiler de tam tersine “müze” olurdu.
Memlekette “Türk” olmaz; Batı Trakya ve Adalar’da olduğu gibi sadece “Müslüman azınlık” olur, “Müslüman azınlığın” da cami minareleri, yine Batı Trakya ve Adalar’daki gibi yanındaki iki katlı evin çatı katından yüksek olamaz, tamir için de izin alınması gerekirdi.
Müftülerini de “Müslüman azınlık cemaati” seçemez, Batı Trakya ve Adalar’da olduğu gibi Yunanlı Vali tayin ederdi.
Sümelâ’da her Pazar âyin yapılırdı.
Kerasunda’daki Argonotların Arestias Adası’na Arap turistler zinhar gelemezdi.
Yunanlı galip gelseydi Yunanistan’da halâ Krallık olur, Kral’ın doğum gününde minareler arasına “Ο ΘΕΟΣ ΝΑ ΕΥΛΟΓΕΙ ΤΟΝ ΒΑΣΙΛΙΑ ΜΑΣ” mahyaları asılırdı.
İnanmayanlar, Abdülhamit’in “kiraladığı” Lefkoşa Ayasofya’sında İngiliz “kiracının” astığı mahyalara baksın. (Fotoğraf 1)
O acıyı yaşayan Kıbrıs Türkü şimdi göğsünü gere gere ay- yıldızlı bayrak asıyor o camiye. (Fotoğraf 2)
Sen asabiliyor musun?
CUMHURİYET’İN 93’ÜNCÜ YILI KUTLU OLSUN. 29 Ekim 2016
NOT; Bir yaşıma daha girdim… Meğer 29 Ekim; “Dünya İnme Günü” imiş. “Beyin damarlarında ani olarak ortaya çıkan ve çok hızlı tedavi gerektiren inmeye dikkat çekme üzere ilan edilen ‘29 Ekim Dünya İnme Günü’ kapsamında KKTC Sağlık Bakanlığı’nda basın toplantısı düzenlenmiş”.
28 veya 30 değil de 29 olması tesadüf mü dersiniz?”
Yazıları posta kutunda oku