Terör yuvaları kurutulmadan…

NECDET BULUZ

Hep şunu söylüyoruz:
“Terör yuvaları dışarıdadır. Kuzey Irak’ta Kandil, Suriye’de PYD unsurlarının içindedir. Bu şer yuvaları temizlenmeden, kurutulmadan terörün üstesinden gelmek zor olacaktır. Bunun için de topyekûn terörle mücadelede adımların atılması gerekiyor.”
Son terör olaylarında şehitlerimizi toprağa verirken sorulan sorulardan biri de “Kandil’e neden girmiyoruz?” oldu.
Çokları da “Yeter artık, Kandil’e girin ve bu işi bitirin. Sabrımız kalmadı” diyor. Bazı medya kuruluşlarında da bu yönde çağrılar yapılıyor.
Yıllardır biz de aynı soruyu sorduk. Neden Kandil’e giremediğimizi araştırdık. Havadan yapılan saldırılarla bugüne kadar bir sonuç alınmadığını da gördük.
Dönemin terörle mücadele eden komutanları “Kandil’e kara harekâtı yapılmadıkça hava saldırıları ile bir sonuç almak mümkün değildir” demişlerdi. Bugün de Ortadoğu uzmanları aynı görüşleri paylaşıyor.
Bir önemli konu da, bu terörist grupların dış güçlerce kollanıp, korunmasıdır. Eğer bir terör örgütü dışarıdan böylesine bir destek görmese bunca yıldır ayakta kalabilir mi?
Hani diyoruz ya “Kandil’e neden girmiyoruz?” sorusuna bu noktada yanıt verilebilir.
“Amerika istemiyor.”
En büyük dostumuz ve müttefikimiz Amerika, Kandil’e girmemizi istemiyor, PKK’nın Suriye kolu PYD unsurlarına silah yardımı yapıyorsa, o zaman biz de düşmanı başka yerlerde aramayalım.
Geçen gün Kara Kuvvetleri Komutanı Salih Zeki Çolak, bir açıklama yaptı. Komutan “PKK’nın var olduğu günden bugüne en ağır darbeyi yediği bir dönemdeyiz” dedi.
Özetle, örgütü bitirme noktasına getirdiğimizin mesajını verdi.
Ancak, PKK’lıların halen var olduklarını göstermek için ortaya konulan eylemlere bakıldığında bunun arkasında karanlık güçlerin olduğunu görmemek mümkün değil. Öldürdükçe, yenileri ortaya çıkıyor. Şer yuvalarından sızıyorlar. Bunca silah, patlayıcı nasıl ve hangi yollardan elde ediliyor buna da bakmak gerekiyor.
Daha açık ifade edelim:
Dış güçler teröre destek verdikçe bu işin sonunu getirmek de zorlaşır.
Bakınız, Amerika Kandil’e girmemize izin vermiyorsa, PKK’nın Suriye uzantısı PYD’den vaz geçmiyorsa bu işin sonu nasıl gelecek?
Amerika’nın Irak’ı işgali öncesi Kuzey Irak’ta uyguladığı uçuşa yasak bölgede, dağlardaki PKK’lılara helikopterlerden silah, ilaç, yiyecek yardımı attığı biliniyor. Bunlar tespit edildiğinde bile pişkinliği elden bırakmadılar. PKK ile mücadele önemli adımlar atan Eşref Bitlis Paşa’nın uçağının düşmesindeki soru işaretleri bile henüz aydınlatılmadı.
Amerikalıların suç dosyası çok kabarık.
Suriye’deki PYD unsurları Amerika’dan en gelişmiş silahları alıyor Bunların arasında 2 bin PKK’lının varlığından söz ediliyor. Nitekim PYD’ ye verilen bu silahlar doğrudan PKK’nın da eline geçmiş olmuyor mu? Amerika PKK için “Terörist grup” diyor ama perde arkasından da bu teröristlere destek vermiş olmuyor mu?
Kaldı ki, Kuzey Irak’taki Peşmergebaşı Barzani ve kendisine bağlı grupların da PKK’lıkları koruyup kolladıkları biliniyor. Halen peşmergeler içinde rahatlıkla gezinen PKK’lıların var olduğu istihbarat birimlerince de tespit edilmiş bulunuyor.
Amerika’daki Başkan adaylarından Clinton, son televizyon konuşmasında “Kürt grupların silahlandırılmasına devam edeceğiz” mesajını verdi. Rakibi ile arasındaki puan farkını % 11’e çıkaran Clinton’un Başkanlığı kazanabileceği görülüyor.
Bugün Obama ve ekibi PYD unsurlarını “terörist grup” saymıyor, silah ve her türlü yardımı yapıyorsa, Clinton’da seçimi kazandığında aynı yolda devam edecek demektir. Bunu da zaten açıklamaktan kaçınmıyor.
Amerika’da Clinton’un Ortadoğu Danışmanlarından birinin son yaptığı çarpıcı açıklamalardan birine de dikkat ediniz:
“Başkan Obama’nın Büyük Ortadoğu Projesi’ni tamamlayabilecek ve cesur adımlara atabilecek tek isim Bayan Clinton’dur. Clinton’un en büyük hedeflerinden biri, Bağımsız Kürt Devleti’nin kurulmasıdır. Bu proje Bayan Clinton’un uzun zamandır dosyasında bekleyen en önemli konulardan biridir. BOP’a baştan bu yana destek veren Amerika’daki Yahudi lobisi, şimdi Clinton’un seçimi kazanması için yoğun çaba gösteriyor. “
Fazla söze gerek var mı?
Amerika’da, ulusal politikaların devamı önemlidir. Clinton, bugün Suriye ve Ortadoğu’daki Amerikan politikalarını sürdüreceklerini söylüyor. Zaten, şimdiki Başkan Obama ve ekibinin de Clinton’un kazanması için yoğun bir çaba içinde oldukları görülüyor.
Bilindiği gibi Clinton, daha önce ABD Dışişleri Bakanlığı görevinde bulunmuş, Türkiye’ye de birkaç kez gelmiş, Kürtlere ve PKK’ya olan sempatisi ile de dikkat çekmişti. Değişen ne olacak onu şimdiden merak ediyoruz?
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz

NECDET BULUZ - teror terorulanetliyoruz 101015