Eshabil Üstündağ
adanams@gmail.com
6.10.2016 12:05
..Hatırlatma;
Bu bir yazı değil “yarı mîzah hikâye..!” / e.ü.
Size, Türkiye’nin son 50 yılını anlatacağım, bunun 36 yılı bizatihi müşahede, kalanı “Görgü’ye, Duygu’ya (duyum) dayalı şeyler..
Duygu’ya dediğim de “rivayet değil, bizatihi o işi yaşayanların anlattığı, yani mesleğin dışında değil..!”
……
..işte Ben, “Minicik bir kesit Sunacağım! (Bunu Kimse Demez, Bilen de Önemsemez.) 🙁
Eskiden Türkiye’nin nüfusu 30 milyon ve daha az iken (60’lı yıllar ve ötesi),
Adalet şöyleydi;
(Halkın %70’den fazlasının köylerde yaşadığı varsayılırsa,
Adliyeye intikal edecek dava sayısı ve “dava” türü …gayet ortaya çıkar..!)
Adalet parasızdı ve re’sen yürürdü..
Şöyle;
Bir ceza davası veya bir tarla davası (arazi, gayrimenkul, bağ bahçe, ..kısaca taşınmaz);
Vatandaş mahkemeye dilekçeyi verer (verir) ve giderdi!..
Dilekçenin öyle ..aman aman yazılması önemli değildi, “Benim şurda hakkım var, filanca bu hakkımı vermiyor; …Bura benim babamdan intikal etmiştir!” demesi yeterliydi..!
Ve hakim (Mahkeme) Dilekçeyi değerlendirir;
Derhal harekete geçer ve tüm masrafı “Resmî tahsisattan” (Ödenek) karşılanmak kaydıyla ...nizā’nın bulunduğu Birliğe (Köy (karîye), Şehir dışındaki yerleşim birimi) giderdi..
Ve Mahkemenin adı, “Gezici Kadastro Mahkemesi’ydi!..”
Mahkeme denince aklınıza kocaman, Sarı boyalı (çocuk m*oku rengi) adliyeler ve duruşma salonları geliyor;
Hayır,
Mahkeme, “Adalet dağıtan ve tecelli için çalışan mefhumdur, Tıpkı eski Köy Enstitüleri gibi, yani bina olması şart değil, “ve Bir hayma olması bile yeterli; Asl olan Bilgi (Öğeretmek)!”
Ve hakim şehirden intikalle köye giderdi;
Köyün en meydanında, …veya varsa köy odasında Mahkemeyi kurardı (yargılama)! ..Filanca ağanın evi, veya rahat edebileceği bir ortam değil),
ve Önceden haber verdiği kişileri (tebligatla veya mülkî âmir yazışması) (Bilirkişi, şahit, Davacı – Davalı ve sair kişiler; ..Örn. teknik bk.) yerinde dinlerdi! Ve Arazinin Veya, ..neyse, ..Bulunduğu yere giderek Keşif yapardı!
Bilahere bu, “Tapulama Mahkemesi” adını aldı ve …sadece ilk mahkemeleri (İlk oturum), Bir dāvanın …köyde yapılır oldu (kalanı Merkezde! ..göz boyama; The Alıştırma!
..tabi keşif aynen devam etti (Etmek zorunda).
(Ve “kendinden önceki yasada emredildiği üzere,” …yine Vatandaşa kolaylık vardı; ..o hakkını mahrum edemedi hakim!.. (Hakim değil, tepedeki TEK GÖZ!) ve
“Eğer vatandaş (Davacı) Mahkemeye gelemez ise; ..bir durumdan, örneğin mağdur, hasta veya yaşlı vesair,
“Evladı, kızı, oğlu veya anası babası (1. derecede yakını) Onu temsîlen Mahkemede bulunurdu,” ..ve “Vekil/i olurdu!”
..Bu, “Basbayağı Vekildi, yani Vekal/et!”
Vekalet de şöyle olurdu;
“Köy muhtarına müracaat olur ..Davacı tarafından veya Davalı;
Muhtar ona …bir basit vekalet düzenler ve “Filan kişi, filan mahkemede Filanca davayla alâkalı, Filanın hakkını korumak üzere vekildir; Bunu onaylıyorum..” dêrdi ve, ...yine 5 kuruş masraf etmeden (noter masrafı) O şahıs, O vekaletle, “O davada iş yapardı!” Hatta bir adım ileri,
“Eğer davada Bir verâset ilâmı gerekse (mîrasçılık belgesi, Örn. davacı veya davalı öldü; veya irs‘i araştırılmak gerekiyor), Bunu (Mutad usûl, Sûlh Mahkemesi biliyorsunuz),
..Başka mahkemeye hacet kalmaksızın ilgili Kadastro (Tapulama) Mahkemesi (Hakimi), …bizzat karara bağlardı ve Nüfus, veya şahit dinleyerek Mirasçıları seçerdi (tespit)..
*…Düşme, Müracaata kalma veya Zamanaşımı yoktu!!!* (..şimdi, davanın nev’îne göre bunlar değişti, ona girmeyelim..)
..Düşünün,
“Avukata gerek yok; Notere gerek yok; Para pul’a gerek yok ve SEN %100 ADALET ALIYORSUN!”
Eeeee, Devlet de bunun için var değil mi?
Efendim, Devlet senin babanın hamalı mı!” 🙁
“EVET HAMALI, HEM DE 24 SAAT, 365 GÜN!”
..benim, Uğruna öldüğüm Devlet, aynı ölenin hakkını aramayacaksa, …Süs Kabağı mı? ..Ne için var?
Şunun için;
1- ADALET!
2- GÜVENLİK!
..tabi eğitim, Ekonomi veya sair konular ard arda gelir.. 🙁
Bilâhere bunun adı “Tapulama Mahkemesi oldu” demiştim, Gezici Kadastro Mahkemesi’nin.
..sonra Yine Kadastro Mahkemesi oldu; ama “Gezicisi” olmaksızın.. 🙁
Ve şimdi ne haldedir bilemem. 🙁
Geçenlerde (geçenlerde dediğim bir yıl oluyor) Biriyle muhabbet ederken (İnanın adliyelerde neler olmuş ve resmen bir araba pazarı veya işporta, veya Borsa kulübu..),
Basit bir davayı açmak için …masrafı peşinen yatıracaksın ve Onu yatırmadığın takdirde Dilekçen kabul olmuyor açamıyorsun!.. (duyduğumu söylüyorum) 🙁
..O basit dava da neydi bilemem, aklımda kaldığına göre “Dava açanın, …peşinen 3.500 TL. , eski parayla “üç Buçuk Milyar” yatırmasının gerektiği..!” İnanırmısınız bu kadar işi (yukarda saydıklarım, yani hakimin ve ekibin Köye gidişi) sadece 1 dosya
Parasına, yani tek harcırah (..5 davaya da gitse 1 harcırah alır, yani tek davaya gitmiş gibi;
O da bugünün diyelim 40-50 TL. sidir. Yani adı “Yolluk’tur!” ..5’i geçerse 2. harcırah almaya hak kazanır, Zaten 1’ini yaparken Ömrünün yarısı gidiyor ve akşam oluyor 🙂
..yolluk ta, senin para kazanman için değil;
O günkü ihtiyaçlarını karşılaman içindi (zaten amacı o’dur), yani karnını doyuracaksın; elbisen, ayakkabın eskirse …biriktirip onu alman için ve O gün Evine karşı sorumluluklarını yerine …getiremediysen (Çünkü bazan Gün doğumundan, gece geç vakitlere kadar sürerdi), Onu telâfî etmen için, yani evine ekmek parası bırakabilmen! 🙁
Bir hakimim Vardı …kulakları çınlasın; sanırım yaşıyor ve kendisini …son 1980 yılı Haziran ayında görmüştüm ve kucaklaşıp vedalaşmıştık (ben ve 4 arkadaşım! Gözyaşlarını gizlemişti).. 🙁
M…. xxxx idi ismi ve, Yargıtay (x) Huk. Dairesinden “Üye” olarak emekli olmuştu …epey oluyor.. 🙁
..Şöyle dêrdi (1979),
“Zenginin hatrı için, Fakire acıdığın için Adaletinden şaşma!” 🙁
…yani düsturu bu’ydu ve Bunu îmâ ederdi..!
(..ufacık bir adamdı ama,
MANGAL GİBİ YÜREĞİ VARDI VE …ÇOCUKLUĞU VE GENÇLİĞİ, “LİMONATA SATARAK GEÇEN VE HUKUK’U (İst. Huk.) OKUYAN BİR ADAM!.. Şimdi sanırım yaşıyorsa 70 küsüründedir)” 🙁
“..Ben dêrdi, Hilesiz limonata satıyorum, bir başkası boya katıyor;
Onunki kapış kapış, benimkini kimse almıyor..!” …derdi 🙁
……
Adaleti yapanlar (Bu ülkeyi kuranlar) Bunu düşünerek (re’sen müessesesi) “Bunu ihdas etmişlerdi, ve bu tıkır tıkır gidiyordu..”
(Kafanıza takılmasın, Şimdi 40 türlü dava vardır ve Mahkeme,
Eskiden, …sadece Ceza ve Hukuk davası vardı,
Hukuk deyince de …işte (istisnalar hariç) tamamı Taşınmaza dayalı davalardı veya, Küçük bir kısmı “tashih, evlenme / boşanma..” 🙁
..Ceza’ya hiç girmiyorum;
ÇÜNKÜ O, …TAMAMEN ÜCRETSİZDİ!!! (Diğerinden farklı değil, Ama, DAHA ÖZEL VE SIKIYDI!..)
(Ben bir hukukçu değilim, Baldırı cıplak
Bir Adalet emekçisiyim / e.ü.)!
…Ve eskiden hırsızlık olmazdı;
İnanın bunu bizātihî yaşayanlardanım! (70’li yılların başı, 15 – 20 bin nüfuslu ilçemiz).
Kilitli bir bisikletini (sıfır bisiklet) sokakta bırakabilirsin ve asla kimse birşey yapmazdı!..
…Ne zamana kadar,
“70’lerin ortalarına kadar!..” 🙁
Sonra toplum bozuldu; sex furyası (film); ..Soros (Siyon) Televizyon ve Basını!..” 🙁
Şimdi zaten, “Hırsızlık yapmayanı adamdan saymıyorlar..” Hırsızlara ve mağdurlara saygıyla (Nalına da Mıhına da..) 🙁
..Unutmadan;
Vaktinde Köy Enstitülerini bir düzenle (entrika) Yokedenler;
2000’lerin başında, …KÖY OKULLARINI DA YOKETTİLER …VE ADINA, “Taşımalı eğitim diyerek”
(K..çına gidesice) OKULLARI YOKETTİLER VE BİLÂHERE ÇOĞU OKUL “AHIR OLDU, BEN ŞAHÎDİM!”
🙁
(Git gide ..daha da sadeleştirecekler ve “Her yer Ahır, yani SIFIR OKUL..”).
Edep yahu, bu yazılır mı!:(
Niye? (..Kendimle muhakeme ediyorum)
..Niyesi var mı, ādāba mugayyir kelâm. 🙁
“..Peki Y*apan’ı adap içi kabul edersin, Dile getireni ..Nniye???”
(Ortadoğu, Siyon güdümendeki kadim felsefe ve …nesilden nesile intikal;
“Y*apana bir şey demez, dile getirene..!” VE; “..KAPATIN YAHU ŞUNU, BU KONUŞULUR MU..” 🙁 (Bunu çok duymuşsunuzdur)
Çünkü ona öyle öğretmişler ve “Zurna dinlemek sünnete aykırı, veya dine,NEY’LE ORUÇ AÇAR!” 🙁
[Eskiden, “Okuma yazma bilmeyen kadılar vardı ve Rüşvetin, Devlet (imparatorluk,) eliyle teşvik edildiği, yani Halk’ı iyce sindirme, mittehem etme ve ..biat ukdeli!”
Ve şimdi, …yine ona dönüldü! ve Bu,
Turgut Özal Döneminde başladı…,
“…Yüksek Yargı (Daire) Başkanlığına, Hukukçu olmayan biri atanarak, …truva (Bana göre köstebek, prototip) YERLEŞTİRİLDİ VE GÖZ ĀŞİNĀLIĞI YARATILDI! (..adam iktisatçımıydı neci, bilmiyorum; Yani bu işi …takribi 30 sene yaptı)! 🙁
..Şimdi de bakarsanız (bir iki sene önce) …Yüksek Yargı’ya İMAM ATANDI! ..Basından okuyoruz.] 🙁
..Bunu konuşmadığınız için bu hâldesiniz!
Detay arayan,
Google, “Eshabil üstündağ, Bazan doğruyu reddetmeliyiz..”
Kısmetinde varsa okursun (Kavgada bile söylenmeyen şeyleri, Sana din diye nasıl yediriyorlar ve “…Sessiz sedasız Amin!..”) 🙁
Kısaca şuna da değineyim, ve “15 gün kadar önce Sosyal medyada paylaşmıştım..!”
“ŞEYTANI BESİYE ÇEKİYORLAR; ASIL TAŞLANACAĞI BIRAKIP ..BOŞ HAVUZU TAŞLIYORLAR..!” 🙁
(Bu, Hüsnü Bey’in şu yazısını okuyunca çıkan görüş, duygular İçimdeki..). (*)
(*) Şeytanı besiye çekiyorlar (Semirtiyorlar),
“Asıl taşlanacak …Fuhuş-u Şerif, Hilton!
Piknik yeri mi bura (hāşā), veya kaplıca, veya filan soytarı top (futbol) takımın Dinlenme Tesisi?
..Basit bir “tarihi, antik yapı kenarına ..Şu mesafede binā inşā edemezsin diye Her ülkede ..Sit alanı Kanunu Verken, Bura Babanın Çiftliği mi, Sayın Siyon veya, İslâm Ülkelerinin Tepesine Atanan, “Gizli G*âvur?”
..Şeytan taşlama, Bir a*hmak oyunudur ve Siyon ihdası,
“Boş sapta gem dövmek, eskilerin deyimiyle,”
Yani hedefi bulmayan, zürriyetsiz (bilâ istihsâl) ..şeyle uğraşıp durmak.( ..yani başka taşkınlık yapmayın diye ve Asıl hedefi görmeyin (asıl şeytanı)! …gazınızı bu şekilde giderin)!
..İki sene kadar önce,
“..Ona bir de çan takarsınız Olur bir kilise!” ..demiştim Hilton’a atıf!.. Zaten öyle de olacak,
Yıkımı; ..Sayın Siyon İŞİD’ince takvime Bağlanan Kâbe’yi diyorum.. 🙁
THE.