Muhaceret affını mahkemeye taşıyarak, yargıya da vebal yükleyen Cumhuriyetçi Türk Partisi, (CTP) hükümetin yaptığını itibarsızlaştırma adına kendi adına kolay silinmeyecek bir leke sürdü.
Türkiye’den muhaceret affı için gelen vatandaşların cezalı nezarete alınmaları ve orada içinde bulundukları şartları ortaya koyan fotoğraf ve video KKTC’nin yüzkarası olarak kayıtlara geçmiş durumda. Ağustos ayında yürürlüğe giren ancak geçen hafta, CTP’nin müdahalesiyle alınan ara emri sonucu durdurulan “af” onlarca insanın bir anda mülteci konumuna geçmelerine neden oldu.
CTP bu konuda kendini haklı görüyor. Ortaya sürdüğü argüman da “acelesi neydi!”
Oysa iş dünyası, aileler, KKTC’yi yurt bilmiş kişiler yana yana bu affı bekliyordu.
Tabi ekonomik faydası da caba.
İşverenler defalarca bundan duydukları memnuniyeti dile getirdi, aileler kavuştu, işverenin vurdumduymazlığından ötürü kaçağa düşen çalışanların haksızlıkları giderildi.
Nedense birçoklarının memnuniyeti, muhalefet CTP’yi mutlu etmedi. Hükümetin kar hanesine yazılan bu uygulamada bir açık bulup yargıya taşımalıydı, nitekim yaptı.
CTP’nin yeni sekreteri sevdiğim, saydığım bir hukukçu. Hatta iyi bir hukukçu. Yasaları iyi biliyor, boşlukları tanıyor. Kendi hükümet ettikleri dönemde de bu affın çıkarıldığını ve insanların “siz de yaptınız, siz yaparken iyiydi de bu hükümet yapınca mı kötü oldu” diyeceklerini bildiğinden “aciliyetini” mahkemeye taşıdı. “Bize danışılmadı” dedi, “Meclis açılsaydı” dedi. “Yasal olmayan bir şeye sessiz mi kalalım” dedi.
Oysa kendi de çok iyi biliyordu ki bir hafta sonra Meclis açılacak ve yasal süre dolmadan af Meclis’ten geçirilecek.
Nitekim CTP siyasi teamülleri bir kenara iterek hukuksal yaptırımla devleti tıkadı.
Tıpkı Türkiye’de bir dönem tıkandığı gibi!
Geçtiğimiz günlerde açıklama yapan Ulaştırma Bakanı Kemal Dürüst “Her hükümet döneminde aflar çıktı ancak biz bunları gerekli gördüğümüz için itiraz etmedik” demişti. (Ki böyle bir şeye itiraz etmek sağ partilerin fıtratına ters.)
Neticede bir ülkede af çıkıyor, siz gidiyorsunuz ve sizi kapıdan içeri sokmuyorlar. Sebep: Ara emri!
Şaka gibi. Devlet ciddiyetini, insan haklarını, kararları, hükümeti bu denli ayaklar altına alan, paçavra eden bir uygulama olamaz.
Bana göre bu planlı bir uygulama. Belli ki, Ali’nin yaptığını Veli’nin bozduğu bu ülkenin devleti itibarsızlaştırılmak isteniyor.
Tamam, hukukun evrensel ilkeleri var ancak her ülkenin kendine özgü özellikleri olduğu da inkar edilemez bir gerçek. KKTC gerçeklerine rağmen, kozların ısrarla Anayasa mahkemesi üzerinden paylaşılmak istenmesi, CTP’nin böylesi hayati konuyu ‘taşeronlara’ ihale ederek okları başka yöne çekmeyi hedeflediğinin bir göstergesi.
Şimdi istedikleri kadar günah çıkarsınlar, öyleydi, böyleydi desinler, bu parti kısmet olurda iktidara gelirse aynı afları çıkaracak.
O zaman bu halk bu fotoğrafları CTP’nin gözüne sokacak. Zira partileri bir ‘erdem kantarı’na çekmek vatandaş olarak hakkımız.
Ve CTP’nin değerli sekreteri Tufan Erhürman’a naçizane tavsiyemdir; Değerli kardeşim iyi bir hukukçu ve hatipsin, bilgilisin, partinin şansısın. Büyük bir ihtimalle partinin başına geçeceksin. Lütfen Türkiye’deki bir örnekte olduğu gibi, hukukla siyasi teamülleri birbirine karıştırma. Siyaset kimi zaman pratik çözümler gerektirir. Devleti hantallaştırmak kimseye yarar sağlamaz. Nitekim bu af önümüzdeki haftalarda yine çıkacak, akıllarda bu fotoğraflar kalacak.
Yurdagül ATUN