“Has-bağçe” veya “has bahçe” saraylarda hükümdara ait olan, sadece hükümdarın ve maiyetindekilerin girebildikleri mekândır; “ayş ü tarab” da müzikli eğlence ve ziyafet demektir. Prof. Dr. Halil İnalcık “Has bağçede Ayş’u Tarab” eserinde “Fatih’in saray bahçelerinde yaptırdığı kasırlarda işret meclisleri düzenlediğine kuşku yok”tur diyor ve “Dünyanın dağdağasından kurtulmak için nedîmler ve servi boylularla işret meclisine yöneldiğini gösteren beyitleri, sadece bir edebî mecâzdan ibaret değildir. Avnî (Fatih’in mahlâsı), güzellikler karşısında “dîn ü îmânın zabtedemez” diye yazıyor.” Eserde Fatih Sultan Mehmet’in beyitlerinde geçen içki ve hatta esrar ile ilgili beyitlere yer veriliyor.
Şeyhülislam, tarihçi ve müderris Hoca Sâdeddin Efendi’ye (ö.1599) göre kendini şaraba veren ilk Osmanlı hükümdarı Yıldırım Bayezid’dir. Osmanlı İmparatorluğu’nun Genel Tablosu’ adlı eserin yazarı Muradcan Tosunyan’ın (ö. 1807) aktardığı bir rivayete göre II. Bayezid (ö. 1512) de içkiye pek meyilliydi. Bütün ziyafetlerinde sarayının ileri gelenlerine içki ikram eder ve onları içmeye teşvik ederdi. Tarihçi Peçevi’ye (ö. 1650) göre ‘Osmanlı ülkesine halifeliği getirmekle’ maruf Yavuz Sultan Selim (ö. 1520), gönül erlerinden güzel sesli olanları ve güzel saz çalanları bir odaya toplar sabahlara kadar işret ederdi. II. Selim (ö.1574) ise muhtemelen içki konusunda çok mutaassıp olan babası Kanuni’ye inat öyle bir içkici olmuştu ki, sarhoş anlamına gelen ‘Mest’ lakabıyla tarihe geçmiştir. IV. Murat (ö.1640), Halil İnalcık’a göre sıkı bir içiciydi. IV. Murad’ın Şeyhülislamı Zekeriyazade Yahya Efendi bakın şiirinde ne diyordu: “Mescitte riyamişler etsin ko riyayı/ Meyhaneye gel kim ne riya var ne mürai…” (Bırak mescitte ikiyüzlüler devam etsin riyakárlığa/ Sen meyhaneye gel ki orada ne riya var ne riyakár.) Lale Devri’nin padişahı III. Ahmet (ö.1730) de içkiye düşkündür, yine tarihçi Necdet Sakaoğlu’na göre hem dindarlığı hem de 456 kişilik haremi ile tanınan selefi I. Mahmud da halvet âlemlerinden ve içkiden uzak değildir. Ahmet Rıza Bey’in i V. Mehmed Reşat’la (ö.1918) ilgili bir anısı ise şöyledir: “Sırp Kralı geldiğinde, Yıldız’da verdiği ziyafette Ayan Reisi yoktu. Ben, Padişah’ın sağına oturdum. Kadehlere şarap dolduruluyordu. Saygı olarak ben içmiyordum. Padişah yavaşça, ‘Yuvarlayıver’ dedi; ben de sağlığına içtim.” İkinci Abdülhamid’in rom ve konyak sevdiği de bilinir. (Bkz: Radikal)