PKK’nın kontrolündeki belediyelerin astığı Kürtçe isim tabelaları belediyeye atanan kayyum tarafından kaldırmış, fakat İçişleri Bakanı’nın talimatıyla daha sonra geri asılmıştır. Çünkü Bakan Süleyman Soylu, “Türkçe gibi Kürtçe de bizim dilimizdir” demiştir. Anayasasının değiştirilmesi teklif edilemez maddeleri arasında sayılan 3’ncü maddesinde “Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir” hükmü değişmemiştir. Türkiye Cumhuriyeti üniter bir ulus devlettir. Üniter bir devletin “tek resmi dili” vardır.
Danıştay 8’nci Dairesi, belediye hizmetlerinde çok dilli belediyecilik yolunda karar alan Diyarbakır’ın DTP’li Sur Beldesi Belediyesinin bu uygulamasını iptal etmiştir. Danıştay Kararında “Anayasa ve uluslararası sözleşmelerde belirlenen ve güvence altına alınan temel ve hak özgürlüklerin kullanımını aşan, bu kuralların amacına ve öngörüsüne aykırı bir niteliğin oluştuğu sonuç ve kanaatine ulaşılmaktadır” denilmiştir.
Yunanistan’da, Bulgaristan’da ve eski Yugoslav Cumhuriyetleri’nde Osmanlı’nın mirası olan yer adı kalmamıştır. Türkiye’de farklılıkların büyük zenginlik olduğundan, farklı dil ve kültürleri koruyup geliştirmek gerektiğinden yana olanlar, bu zenginlikleri yok eden Ermenistan, Romanya, Yunanistan ve Bulgaristan için aynı hassasiyeti göstermemektedirler. Yunanistan, bağımsızlığını ilan ettiği günden bu yana Makedonya Cumhuriyeti’ni anayasal ismiyle tanımamaktadır. Yunanistan’ın bu yaklaşımı, bu ülkenin diğer ülkeler ve IMF, Dünya Bankası, Avrupa Birliği ve NATO gibi uluslararası kuruluşlarca tanınmasını geciktirmiştir.
Yunanistan’da Kavala’ya gidenler bilirler. Kavala şehrinin merkezinde İstanbul’u gösteren yol işaretinin üzerinde tarafımdan çekilen fotoğrafta da görülebileceği gibi “KONSTANTINOUPOLIS” yazılıdır. İstanbul tüm dünyanın kabul ettiği isim olmasına rağmen bu tabelayı Yunanistan değiştirmemektedir. Yunanistan “İstanbul” yerine hala “KONSTANTINOUPOLIS” ismini kullanırken bizim kent isimlerini Türkçe dışındaki dillerde yazmamız gerekli midir? Yunanistan “tek ulus, tek soy, tek din” üçlemesiyle dile getirilen ulusal bağdaşıklık ilkesini benimserken bizim farklı bir yol izlememiz ne kadar doğrudur?
Türkiye’de bazı kesimler; Yunanistan’da, Ermenistan’da, Romanya’da, Bulgaristan’da Türkçe adlar silinirken ve de 1989’da Bulgaristan’da Müslümanlara zorla Hıristiyan adları verilirken seslerini çıkarmamışlar, Türkiye’de yer adları değiştirilirken “tarihe saygısızlık” diyerek itiraz etmişlerdir. 275 yıl İslam ülkesi olan İspanya’da bugün Müslümanlığın izine bile rastlanmaz.
Tarihte İslami merkezi olan Tiflis’te bugün tek bir cami kalmıştır. Ermenistan’da geçen yüzyılda halkı bütünüyle Ermeni olan ya da Ermenilerle Azerilerin karışık olarak yaşadıkları birçok köyün adları Türkçe iken, şimdi hiçbiri Türkçe değildir. Nüfusunun büyük çoğunluğu Müslüman olan Erivan’da günümüzde tek cami bırakılmamıştır. Borçkha, Şavşeti, Artanuci, Khopa, Maçakheli gibi Gürcü adları günümüze kullanılırken, Gürcüce’de anlamları gizemini korumaktadır.