Deveye, “Neden boynun eğri?” demişler… O, bu soruya, soruyla yanıt vermiş:
“Nerem doğru ki?”
Şu ülkenin doğru olan bir yanı kaldı mı?
Eski deyişle, Türkiye’nin şu hal-i pürmelaline, acıklı haline bakar mısınız?
Hâlâ her gün onlarca şehit gelmeye devam ediyor… Anaların, bacıların, babaların, sevdalıların yürekleri yaralı… Ocakları alev alev… Ama halkta tepki yok… Sanki afyonlanmış gibi…
Kış yaklaşıyor…
Odun derdi, kömür derdi, okul derdi, geçim derdi…
Bir söyle, bin ah işit…
Politikacılara göre ise her şey, her yer yer güllük gülistanlık… Herkes yaşantısından memnun… Herkes mutlu… Ne ezilen var, ne sömürülen… Ne işsiz var, ne aşsız… Ne sayrı var, ne düşkün…
Hele hele şehitler kimseyi ilgilendirmiyor… Günlük olaylardan sayılıyor artık… Ölen ölür, kalan sağlar bizimdir…
Ve binlerce dağılmış aile, kara kara geleceğini, çoluğunu çocuğunu düşünüyor… Haksızlığa uğrasa dahi hakkını arayacak durumda değil… Kimi kime şikayet edeceksin?
Politikacılardan birinin söylediği, birinin söylediğini tutmuyor. Birinin ak dediğine ötekisi kara diyor… Her kafadan bir ses çıkıyor… Kimse geçmişte yaptığı suçları kabullenmiyor…
Bir zamanlar kadınlı erkekli, Fethullah Gülen’in kapısına saf saf dizilenler, eşiğine yüz sürenler, şimdi “AK SÜTTEN çıkmış kaşık gibi” tanıtıyorlar kendilerini…
Sanki 12 kişilik kafileler halinde imamı ziyaret etmek için taa Amerikalara ben gittim…
Sütte leke var onlarda yok…
Şimdi ağızlarına kelen küfürleri savuruyorlar… Hoca Efendinin ne hainliğini, ne sahtekârlığını, ne namussuzluğunu koyuyorlar…
Birisi de çıkıp, mertçe, “Ben, onu makamında ziyaret ettim, ayağına yüz sürdüm, ben bu suçu işledim, yanılmışım…” Ya da “Ben bu suçu bilerek işledim, cezama razıyım…” diyecek kadar inançlı değil…
Sanki yargıya, Emniyete, Milli Eğitimine, tüm devlet kurumlarına onları ben doldurdum…
Sanki Türkiye’yi ben bu hale getirdim…
Sanki kapı arkalarında bebek katilleri ile teröristlerle ben konuştum, ben pazarlıklara giriştim…
Sanki PKK’LI komutanlara “Şehirleri silah deposu yaptığınızı biliyoruz…” diye ben espri yaptım…
Şimdi nerede bu vatan kahramanları???!!!
Şimdi nerede bu FETÖ müritleri?
Hangi deliğe saklandılar?
Kimler “Bizden ne istedin de vermedik” dediler…
Türkiye Cumhuriyeti’nin bütün temsilciliklerine bir genelge gönderip, bulundukları ülkelerdeki Fethullah okullarına destek sağlanmasını emreden ben değildim herhalde…
Peki, şimdi neden herkes birbirini “FETÖCÜ” olarak suçluyor?
Neden herkes iktidar sahiplerinin işlediği suçlar karşısında dut yemiş bülbüle döndü?
Neden açığa alınan görevlilerin arasında suç işleyen bir tek AKP yöneticisi yok?
Ya sen ey halkım bu işler gözünün önünde olup biterken, neredeydin?
Neden haksızlıklara, hukuksuzluklara müdahale etmedin de g.t kılı olmayı kabullendin?
Çocuklarının okulları İmam hatiplere dönüştürülürken, mini mini yavruların okumaya başlar başlamaz, ilkokul 2. Sınıftan itibaren, Arapça öğrenmeye zorlanırken sen neredeydin?
Nazım’ın dediği gibi,
Ve bu dünyada, bu zulüm
senin sayende.
Ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer
ve hâlâ şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak
kabahat senin,
— demeğe de dilim varmıyor ama —
kabahatın çoğu senin, canım kardeşim!