NECDET BULUZ
Geçen gün Takvim Gazetesi’nde bir haber yayınlandı. Haberde şöyle deniliyor:
“Alçak uçuş… Pentagon, terör örgütü PKK’nın Suriye’deki uzantısı PYD ve diğer uzantılarına gizlice silah ve cephane yağdırdı. YPG’liler de teslimatı kaydedip internette yayınladı. Sadece ABD ordusunda bulunan MV-22 helikopter ile uçak karışımı bir hava aracı sürekli olarak PKK’nın uzantılarına silah ve cephane yardımı sağlıyor. 12 asker ve 32 ton yük taşıyabilen bu hava araçları saatte 565 kilometre hız yapabiliyor. 1600 kilometre mesafede uçuş yapıyor. “
Haber hiç kuşkusuz son günlerde Suriye’nin Güneyindeki gelişmeler açısından önem taşıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Amerika’daki temasları sırasında bu konuyu en üst perdeden seslendirdi. Amerika’nın iki numaralı ismi Biden’in bile yüzüne karşı söyledi.
Şu gerçeği artık görelim:
Artık dostumuz ve en büyük müttefikimiz Amerika, PYD güçlerine silah ve mühimmat yardımını yapıyor. Savunma Bakanı bile “Yardımlarımız bundan sonra da sürecek” demedi mi? Bunun gizlisi saklısı kalmadı.
Her ne kadar büyük bir gizlilik içersinde yapılan bu sevkiyatlar bilinmiyor görüntüsü verse bile, Rusya’nın her adımı izlediği ve her konudan haberinin olduğunu biliyoruz. Rusya ile Türkiye arasındaki istihbarat paylaşımından da bu olaylardan aınında haberdar olduğumuzun altını çizelim.
Şimdi biraz gerilere gidelim mi?
Irak’ı işgal öncesi Amerika Kuzey ırak dahil bazı yerlerde “uçuşa yasak” bölgeler oluşturmuştu. PKK’nın da dağlarda bulunduğu ve eylem yaptığı yıllardı.
Amerikan helikopterlerinin dağlardaki PKK’lılara silah, erzak ve ilaç yardımı dağıttığı istihbarat birimlerince tespit edilmiş, bunlar müttefikimizin yetkililerine de iletilmişti. O dönemde bunlar yine inkâr edilmiş, hatta PKK ile mücadelede büyük başaro gösteren Eşref Bitlis Paşa’nın uçağının düşmesinde bunun izlerinin görüldüğü de iddia edilmişti.
Geçenlerde bir yazı yazmış ve “Amerika’nın PKK aşkı bitmedi” demiştik.
Sadece Amerika değil, Batı’nın da PKK aşkının sürdüğünü görüyoruz. PKK’nın terör örgütü olarak görülmesine rağmen bu örgüt halen Batı’da boy gösteriyor. PKK yetkilileri toplantılara konuşmacı olarak çağrılıyor, televizyon yayınlarında propaganda yapmalarına izin veriliyor. Bugün PKK’nın kullandığı bazı silah ve mühimmatlarının da Batı’dan geldiğinin tespit edildiğini de belirtelim.
Kuşatma her taraftan yapılmış durumda.
PKK’nın siyasi uzantıları başları sıkıştığında hemen Batı’dan destek istiyorlar. Hemen Batı ülkelerine ya da Amerika’ya gidip şikâyetlerde bulunuyorlar. Bunlara da kucak açılıyor.
Konuyu şu noktaya taşımak istiyoruz:
PKK bir terör örgütüdür. Suriye’deki PYD unsurları da PKK’nın uzantısıdır. PYD unsurları arasında 2 bin PKK’lının bulunduğu biliniyor.
Amerika PYD’ ye silah ve mühimmat yardımı yapıyor. Dolayısı ile bu silahlar PKK’nın da eline geçiyor.
Bu durumda Amerika dolaylı olarak PKK’ya silah yardımı yapmış olmuyor mu? Amerika Savunma Bakanı açıkça “Biz PYD’ ye silah ve mühimmat yardımını sürdüreceğiz” diyor. Artık bunun gizlisi saklısı yok ki…
Sıkıntı işte bu noktada başlıyor.
Çünkü güvenlik güçlerimiz PKK ile amansız bir mücadele içindeler. Öldürülen ve ele geçirilen PKK’lıların elinde Amerikan silahları bulunuyor. Bu silahların PYD güçlerine verilen silahlar olduğu da tespit edilmiş. Amerika’ya da bunlar belgelerle sunulmuş. Halen bu gerçekler bilindiği halde müttefikimizin PYD’ ye silah ve mühimmat sevkiyatını bütün hızı ile sürdürmesi ne ile izah edilebilir?
Gerçekler gün gibi ortada duruyor.
Suriye’de kurulan tezgâhlar biliniyor.
Her zaman söylediğimizi burada yineleyelim:
Türkiye’deki terörün kaynağı Kuzey Irak ve Suriye’dir.
Kuzey Irak’taki ve Suriye’deki PKK’nın uzantılarının bulunduğu bataklıklar kurutulmadan bu terör belasından kurtulmamız da kolay olmayacak.
Bu nedenle Suriye’deki güvenli bölge ve PYD konusunda atılan adımları olumlu buluyor ve destekliyoruz. Bizim için bölünmez bütünlüğümüz ve ülkemizin, insanlarımızın güvenliği her şeyden önce gelmektedir.
Kuzey Irak’taki Peşmergebaşı Barzani konusunda da daha duyarlı ve dikkatli olunması gerektiğini de düşünüyoruz. Barzani her dönem dansöz gibi kıvırmış ve ikili oynamıştır.
Türkiye ve Türk düşmanıdır. Batı’nın, İsrail’in ve Amerika’nın da kuklasıdır. Adı geçen ülkeler ne isterse Barzani onu yapar. Türkiye’yi de gözünü kırpmadan satacak konumda birisidir. Kesinlikle kendisine ve sözlerine güven olmayan birisidir. Bunu bir kez daha vurgulamak istiyoruz.
[email protected]
www.facebook.com/necdet.buluz
Bir yanıt yazın