Mustafa ACER 26. 09. 16
Kuran tektir, değişmemiştir ve değiştirilemez. Kuran Allah tarafından İnananlara apaçık öğüt olarak gönderilmiş bir kitaptır.
Allah; Kuran’da bildirmek istediği her şeyi eksiksiz ve açık olarak indirdiğini ifade etmektedir. İslam inancının kaynağı da Kuran’dır.
6. Enam Suresi 38. Ayet “Yeryüzünde gezen her türlü canlı ve (gökte) iki kanadıyla uçan her tür kuş, sizin gibi birer topluluktan başka bir şey değildir. Biz Kitap’ta hiçbir şeyi eksik bırakmadık. Sonunda hepsi Rablerinin huzuruna toplanıp getirilecekler.”
6. Enam Suresi 98. Ayet “Allah sizi tek bir nefisten yarattı. Sizin bir istikrar, bir de değişken haliniz var. Doğrusu anlayanlar için ayetlerimizi açık olarak bildirdik.“
Kuran’da eksiklik arayan ve farklı yollarla Mezhepler, Tarikatlar ve Cemaatler oluşturanlar, Allah’ın emirlerine karşı gelmekte ve İslamiyet içinde ayrılıklara neden olmaktadır. Bu da en büyük günah ve fitne vesilesi olmaktadır.
Cemaatçilik; İslami değil, İslamiyet’in emir ve yasaklarına karşı dünyevi menfaat sağlamak için oluşturulmuş kuruluşlardır.
İslamiyet’e en büyük zararı; İslami Cemaat diye oluşmuş olan ayrımcı kuruluşlar vermektedir.
Misal:
İslam adına yapılan cinayetler ve terör olayları da İslamiyet’i kötülemek için kullanılmaktadır.
Gerçek İslamiyet; öğrenilmez, anlatılmaz ve yaşanmaz ise Egemen Dış Güçlerin elinde bir oyuncak olarak kullanılan terör örgütleri sayesinde, İslam dünyası yok edilmek için fırsat yaratılmış olacaktır.
Kuran’da; Allah ile Kulu arasında bir vasıta olması lanetlenmiştir.
Kuran; doğrudan İnsanların şahsına hitap eder.
Kuran; bir Devlete veya bir topluma bildirilmiş öğütler değildir.
Kuran; Kul ile Allah arasında hiçbir aracı olmasını kabul etmez.
Onun İçin İslam Devleti veya İslami Cemaat diye bir kavram kabul edilemez. Müslüman insanların bulunduğu toplumdan bahsetmek daha doğru olacaktır.
7. Araf Suresi 3. Ayet “(Ey insanlar), Rabbinizden size indirilene uyun ve O’ndan başka velilere uymayın. Ne kadar da az öğüt alıyorsunuz!”
42. Şüra Suresi 9. Ayet “Yoksa ondan beride veliler mi edindiler? Fakat Allah’tır ancak veli, ölüleri o diriltir ve her şeye kadir odur.”
74. Müddesir Suresi 11 Ayet “Beni, yarattığım kişi ile baş başa bırak.”
Mustafa Kemal ATATÜRK tarafından uygulanan; İnsanların inançları konusunda serbest olduğu, din ve vicdan hürriyetine müdahalenin olmadığı, tekke ve zaviyelerin kapatılarak din adamı sömürüsünün olmayacağı bir yaşam tarzı ile gerçek İslam’ın yaşatılması sağlanmıştır.
Bugün Müslüman toplumlarının bulunduğu devletlerde, gerçek İslamiyet’in yaşandığı konusunda kuşkularımız bulunmaktadır.
Bakınız Mehmet Akif ERSOY Mısır’dan Türkiye’ye dönüşünde ne diyor: "Mısır’da on bir sene kaldım; on bir saat daha kalsaydım çıldırırdım. Müslümanlık da, insanlık da Türkiye’de var. Allah benim canımdan alsın da Mustafa Kemal Atatürk’ün canına eklesin!"
İnsanlar İslamiyet’i öğrenecek ve İslami esaslara uygun yaşayacak ise; herkesin Kuran’ı bildiği lisanda anlayarak okuması, ondan öğüt alması, emir ve yasaklarına uyması gerekmektedir. İmam veya Hocaların söylediklerine göre değil, Kuran’ın öğütlerine uygun olarak yaşamalıdır.
Kuran; Peygamberin bulunduğu toplum anlayabilsin diye Arapça indirilmiştir. Türk Milleti Arapça bilmiyorsa bildiği lisanda Kuran’ı okuyarak ondan öğüt alacaktır.
Kuran’ı Arapça okumanın, Araplaşmaktan başka bir anlamı yoktur.