EYLÜL GAYRETİ
Hüseyin MÜMTAZ
Hiç olmazsa Eylül’ün bitmesini bekleseydiler.
“9 Eylül” güzeldir, Eylül İzmir’dir, “Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz”dir Eylül…
Papaz, 94 yıl sonra, Eylül bitmeden 33rövanş almış.
Fener’in, 94 yıl sonra, Cumhuriyet tarihinde ilk kez İzmir’e atamasını yaptığı metropolit Bartholomeos Samaras için tören düzenlenmiş. Basmane’deki Aziz Vukolos Kilisesi’ndeki törene, Fener’deki asıl Bartolomeos da katılmış.
Yunanistan’ın Volos şehrinde doğan ve ancak 3 yıl önce Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan 44 yaşındaki yeni Bartholomeos’u; asıl Bartholomeos başkanlığında toplanan yüce Sen – Sinod Meclisi İzmir’e metropolit olarak atamış.
Yetmemiş, İzmir Rum Ortodoks Kilisesi Başrahibi Kyrillos Sykis de fırsattan istifade Urla, Çeşme ve Karaburun bölgesinden sorumlu piskopos olmuş.
Vatandaşımız olan Rumların dine böyle özgürce örgütlenmeleri hoşuma gidiyor, saygı ve sevgiyle karşılıyorum da aklıma hemen Batı Trakya geliyor.
AB vatandaşı Batı Trakya Türkleri de, aynen Türkiye Rumları gibi dinlerini özgürce yaşayabiliyorlar mı? Müftülerini kendileri mi seçiyor, yoksa Yunan hükümeti, valileri mi atıyor?
Camilerini serbestçe onarabiliyorlar mı? Minarenin, komşu evin çatısından yüksek olmaması kuralı kalktı mı, halâ yürürlükte mi?
Atina’da cami var mı, cami?
Fener’deki asıl Barthalemeos’un İzmir’e atadığı yeni Barthalemeos’un 94 yıl önceki selefi, Hrisostomos Kalafatis’ti.
Yunanistan doğumlu yeni metropolitin aksine o Mudanya’nın Zeytinbağı köyünde doğmuştu.
Vikipedi kendisinden “Rum din ve siyaset adamı” diye bahseder.
Hem din, hem siyaset adamı nasıl olunabildiğinin şifreleri ise Yunan işgali sırasındaki davranışlarında gizlidir.
Yunan ordusunca İzmir’in işgali esnasında Yunan İşgal Komutanı Zafiriu’nun bildirisi halka dağıtılırken komutanı ve onunla birlikte bulunanları takdis etmesi, Türk halkında büyük tepki uyandırır. Yunan ordusunun işgal ettiği bölgelerdeki eylemlerine dair şikâyetler üzerine Ekim 1919’da Paris Barış Konferansı’na sunulan Milletlerarası Tahkik Komisyonu Raporu’nun 9. maddesinde “Metropolit’in askeri birlikleri takdis için yaptığı tören ateşe benzin dökmekten başka bir işe yaramamıştır.” denilmiştir.
İşgalden bir gün önce bir bildiri yayımlamış olduğu; “Kurtarıcılarımız yarın şehre gelecektir. Yaşasın milletimiz!” şeklinde ifadeler kullandığı bilinmektedir.
İzmir’in kurtuluşu sonrası linç edilir.
Linç edilir ama Yunan kilisesi, Türk kanı içmeyi sevap kabul eden Hrisostomos’u 1993 senesinde ‘aziz’ ilan eder.
Atina’daki Nea Smyrna “Yeni İzmir” semtine, Hrisostomos’un yüzü İzmir’e dönük heykeli dikilir, altına da “İzmir şehidi” yazılır…
Peki, o halde Bodrum-Turgutreis yolu üzerinde Gümbet sapağında, şaha kalkmış atının üzerinde hem de Mareşal üniformasıyla ve kolunu kaldırarak İstanköy’e zeytin dalı uzatan Atatürk heykelinin mantığını bana kim, nasıl izah edecek?
Papaz, cübbesiyle İzmir’e dönük haç tutarken; Atatürk atın üzerinde üniformayla neden zeytin dalı tutar?
Bu kafayla daha çok ilimize, ilçemize metropolit, piskopos “atanır”.
Atatürk’ün zeytin dallı heykelinden bahsetmişken Anıtkabir’deki çocuk parkını es geçersek ayıp olacak.
Yaver, Muhafız Alayı, Meclis Muhafız taburu kalktı mı, kalktı.
Çocukluğumda Ortaköy-Beşiktaş tramvayında önünden geçerken ağzım açık seyrettiğim Dolmabahçe’nin o muhteşem kapısında da artık nöbet tutan askerler yok.
Dolmabahçe Sarayı ve diğer bütün saraylar nereye bağlı?
Milli Saraylar Daire Başkanlığı’na.
Milli Saraylar Daire Başkanlığı’nın görevi ne?
Yönetiminden sorumlu olduğu “milli sarayların idaresi, bakımı ve restorasyonu”…
Peki, Milli Saraylar Daire Başkanlığı nereye bağlı?
TBMM’ne.
Şimdi…
Genelkurmay’ın bağlısı Anıtkabir; çocuk parkı, kaydırak, dönme dolap gibi rengârenk plastik oyuncaklar inşa ettirip, yaptıran şirkete teşekkür levhası astırıp reklâma aracılık eder hâle gelmişse el değiştirmesinin de zamanı gelmiştir.
Anıtkabir de, Milli Saraylar gibi TBMM’ne bağlanmalıdır.
Meclisi açan ve ilk başkanı zaten Atatürk değil miydi?
“İdaresi, bakımı ve restorasyonu” mutlaka şimdikinden iyi olur.
Yakışır da… 25 Eylül 2016
Yazıları posta kutunda oku