NECDET BULUZ
Türkiye’nin en büyük sorunu hiç kuşkusuz terördür. Bununla birlikte sorunlar yumağının başka alanlarda da büyüdüğünü görüyoruz. Ekonomi uzmanları sürekli uyarıyor, ekonominin giderek kötüleştiğine dikkat çekiyorlar. Bununla birlikte işsizlik konusu da gündemdeki yerini koruyor.
Terörle mücadelede kaynaklarımızın giderek erimesi, ekonomiye zarar veriyor.
Turizm alanında dibe vurmamız, turizm sektöründe 600 bin kişinin işinden olmasına neden oldu.
Yatırım alanlarının azalması istihdamı etkiliyor.
Sadece inşaat sektöründeki hızlanma ve yüksek binaların sürekli yükselmesi işsizliğin önüne geçmeye yetmiyor. Sanayide canlanma, yatırımlarda hızlanmanın olması kaçınılmaz durumda bulunuyor.
Tarım alanlarının azalması ve tarımdaki daralma bu sektörde de işsizlerin çoğalmasını tetikliyor.
Nereden bakılacak olursa olsun sıkıntının hem ekonomide, hem de giderek artan işsizlikte hissedilemeye başladığını görmekteyiz.
Uzun zamandır ekonomide bir yavaşlama var. Bu yavaşlama yatırımları ve üretimi etkiliyor. Bu da hali ile işsizliği körüklüyor. Bazı sektörlerde işçi çıkarmalar da buna eklenince işsizlik sorunu yine gündeme oturmuş oluyor.
Önce işsizlik konusundaki şu resmi rakamlara bir göz atalım:
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Haziran ayına ilişkin iş gücü istatistiklerini açıkladı. Buna göre, Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştakilerde işsiz sayısı, Haziran’da geçen yılın aynı dönemine göre 247 bin kişi arttı ve 3 milyon 127 bin kişi oldu.
İşsizlik oranı ise 0.6 puan artarak yüzde 10.2 seviyesinde gerçekleşti. Böylece işsizlik oranı yeniden çift haneli rakamlara yükseldi. İşsizlik oranı, haziranda bir önceki aya göre de 0.8 puan artış gösterdi.
Mayıs ayında işsizlik oranı yüzde 9.4 olarak gerçekleşmişti. Aynı dönemde tarım dışı işsizlik 0.5 puanlık artışla yüzde 12.2 olarak tahmin edildi. 15-24 yaş grubunu içeren genç işsizlik oranı 1.7 puanlık artışla yüzde 19.4 olarak gerçekleşirken, bu oran 15-64 yaş grubunda 0.7 puanlık artışla yüzde 10.4 olarak hesaplandı.
Türkiye’de istihdam edilenlerin sayısı, Haziran’da geçen yılın aynı dönemine göre 390 bin kişi artarak 27 milyon 651 bin kişiye çıktı, istihdam oranı ise değişim göstermeyerek yüzde 47.1’de kaldı. Bu dönemde, tarım sektöründe çalışan sayısı 421 bin kişi azalırken, tarım dışı sektörlerde çalışan sayısı ise 811 bin kişi arttı.
İstihdam edilenlerin yüzde 20.2’si tarım, yüzde 19.3’ü sanayi, yüzde 7.5’i inşaat, yüzde 53.1’i ise hizmetler sektöründe yer aldı. Haziran’da geçen yılın aynı dönemiyle karşılaştırıldığında hizmet sektörünün istihdam edilenler içindeki payı 2.1 puan, inşaat sektörünün payı 0.2 puan artarken, tarım sektörünün payı 1.8 puan, sanayi sektörünün payı 0.4 puan azaldı.
Bu yıl haziranda herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna bağlı olmadan güvencesiz çalışanların oranı, geçen yılın aynı dönemine göre 0.6 puan azalarak yüzde 34 olarak hesaplandı.
Önümüzdeki tablo bu, bunun parlak tarafı var mı? İlerisi için umutlu olabilir miyiz? Kaldı ki istihdamın da azalması işsiz sayısındaki artışı körüklüyor. Mevsim etkilerinden arındırılmış istihdam, önceki döneme göre 222 bin kişi azalışla 27 milyon 128 bin kişi olarak gerçekleşti. İstihdam oranı ise 0.5 puan azalarak yüzde 46.2 oldu. Mevsim etkilerinden arındırılmış işsiz sayısı önceki döneme göre 166 bin kişi artarak 3 milyon 324 bin kişiye yükselmiş bulunuyor.
Şimdi asıl sorun şu:
Resmi rakamlara göre işsiz sayısı ikili rakamlara çıkmış görünüyor ve % 10,02 olarak görünüyorsa da, gerçek işsiz sayısının % 18’i aştığı görülüyor. Nasıl mı?
TÜİK’in açıkladığı işsizlerin sayısına, iş bulmaktan ümidini kestiği için iş aramayanlar, çalışmaya hazır olup çeşitli nedenlerle iş aramayanlar, belli aylarda çalışıp yılın büyük bölümünde işsiz durumda olan mevsimlik işçiler ve daha fazla çalışmak istemesine rağmen haftalık 40 saatin altında çalışanları ifade eden eksik istihdam da dahil edildiğinde, geniş tanımlı işsizlik oranına ulaşılıyor.
Buna göre, geniş tanımlı işsizlik Haziran ayında yüzde 18 olurken, geniş tanımlı işsizlerin sayısı ise 6 milyona ulaştı. Geniş tanımlı işsizliğin kadınlarda yüzde 25.2 gibi çok daha yüksek bir seviyede bulunuyor.
Buna “gizli işsiz” de diyebiliriz.
Nüfus oranımız artıyor. Yatırımlar yok, istihdam alanları daralıyor bu da iş bulmakta zorlananların sayısında artışlar meydana getiriyor. Her 5 gençten birinin işsiz durumda olması ne demek? BU sayı her geçen yıl daha da artınca endişe de büyüyor.
TÜİK’in Haziran ayına ilişkin iş gücü istatistiklerine göre kadınlarda genel işsizlik oranı yine önceki yılın aynı dönemine göre yükselerek yüzde 12.4 olarak gerçekleşti. Açıklanan rakamlar, kadınlar gibi gençlerde de işsizliğin oldukça yüksek seyrettiğini gösteriyor. Genç nüfusta (15-24) işsizlik oranı, Haziran 2015’teki yüzde 17.7 seviyesinden Haziran 2016’da yüzde 19.4’e yükseldi.
Yani her beş gençten birisi işsiz durumda. Genç işsizlerin sayısı, 2010 yılından sonra ilk kez bir milyon düzeyinin üzerine çıkarak 1 milyon 9 bine yükseldi. Tarım dışı sektörlerde genç işsizliği ise yüzde 23’e çıktı. Genç kadınlarda genel işsizlik yüzde 22.9, tarım dışı sektörlerde ise yüzde 28.7 gibi yüksek bir seviyeye çıktı.
Bu rakamlar, resmi rakamlara göre neredeyse her dört genç kadından birisinin işsiz olduğunu ortaya koyuyor.
Görüldüğü gibi tablo pek parlak değil ve her geçen gün artan işsizlik toplumsal alanda daha çok sıkıntılara neden olabilecek boyutlara doğru yükseliyor.
Ortaya çıkan gerçek genç nüfusun işsizliğidir.
Özellikle üniversite mezunu gençlerin iş bulamamakta zorlanmaları, iş bulamayan genç kadınların evde oturmak durumunda kalmaları da ayrı bir sosyal yara olarak ele alınıp değerlendirilmelidir.
[email protected]
www.facebook.com/necdet.buluz
Bir yanıt yazın