Almanya’nın Köln kentinde “Kürt Festivali” adı altında düzenlenen miting, terör örgütü PKK’nın şovuna dönüşmüş, 31 Temmuz’daki Demokrasi Mitingi’ne Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın video konferansla bağlanması Anayasa Mahkemesi’nin kararıyla engellenmişti. Almanya, terör örgütü PKK’nın mitinginde Cemil Bayık’ın görüntülü mesajının yayınlanmasına izin vererek bir skandala yol açmıştır.
PKK bayraklarının ön planda olduğu, Öcalan lehine sloganların atıldığı mitinge, Avrupa turunda olan terör örgütü PYD/YPG’nin Eşbaşkanı Salih Müslim ve HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş da katılmıştır. Almanya böylece Demokrasi Mitingi’nden 5 hafta sonra terör örgütü olarak kabul ettiği PKK’nın lider kadrosu ve yandaşlarına mesaj izni vermiştir. Mitingde, terör örgütü üyelerinin Öcalan resimlerinin yanı sıra PKK ve YPG bayrakları da yer almıştır.
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Mustafa Yeneroğlu gösterinin PKK’nın kolu olan Nav Dem adlı örgüt tarafından düzenlendiğini ve bu örgütün, Almanya’da PKK gibi yasaklı durumda olduğunu belirterek “Her gün siviller ve güvenlik güçleri PKK bombalarıyla kurban ediliyorlar. Terörle mücadelede Türkiye’yle birliktelik böyle mi oluyor?” demiştir.
Almanya’nın bu çifte standardını anlamak mümkün değildir.
6-7 Eylül 1955 Olaylarını Unutmayalım
İstanbul’da 6-7 Eylül 1955 tarihinde Rum, Ermeni ve Yahudilere yönelik saldırılar, Cumhuriyet tarihimizde onarılması güç yaralar açmıştır. Yunanların 5 Eylül’de Selanik’te Atatürk’ün doğduğu evi bombaladılar yalan haberi üzerine halkın Taksim meydanına gösteri yapmaya çağrılması, istenilmeyen olaylara zemin hazırlamıştır. Büyük bir kalabalık Taksim meydanını terk ederek ilk olayı Şişli’deki Haylayf Pastahanesini basarak başlatmıştır. Ardından Kumkapı, Samatya, Beyoğlu, Galata ve Harbiye’de ne kadar gayrimüslimlere ait işyeri ve mağaza varsa talan edilmiştir.
Bilanço ağır olmuştur: 15 ölü, 300 yaralı. 4.214 ev, 1.004 işyeri, 73 kilise, 1 sinagog, 2 manastır, 26 okul ile işyerleri dahil 5.317 mekan saldırıya uğramıştır. Tahrip edilen işyerlerinin % 59’u Rumlara ait iken, kalan % 17’nin Ermenilere, % 12’nin Yahudilerin olması düşündürücüdür. Olaylar sonrasında sıkıyönetim ilan edilmiştir ama çok geç kalınmış, Türkiye’nin imajı büyük ölçüde zedelenmiştir. (Güz Sancısı, Yılmaz Karakoyunlu, Doğan Kitap, İstanbul, 1992; 100 Soruda Türk Basın Tarihi, Hıfzı Topuz, Gerçek Yayınevi, İstanbul, 1973)
ABD’den Geç Gelen İtiraf
ABD’nin önemli stratejistlerinden ve Başkan Obama’nın danışmanlık görevini de yürüten Zbigniew Brzezinski, 15 Temmuz’daki darbe girişimine destek veren ABD yönetimine sert eleştirilerde bulunmuştur: “ABD’nin Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a karşı yapılan darbe girişimine verdiği destek, bizim itibarımıza büyük zarar verecek ciddi bir hataydı.” The American Interest dergisi için kaleme aldığı makalede Brzezinski ayrıca “Türkiye beş yıl süren başarısız dış politika anlayışının arifesindeydi. Şimdi yaşananlar Türkiye-İran ve Rusya penceresinde bir ittifaka başlatacak” vurgusu da yapmıştır.
ABD’de 1977-1981 yılları arasında Jimmy Carter’ın Ulusal Güvenlik yardımcılığını yapan Brzezinski, Obama tarafından 2007 yılında ABD’nin bu yüzyıldaki en seçkin düşünürlerinden biri olarak nitelenmişti.
YÖK’ün Avrupa Üniversiteler Birliği Ziyareti
Geçen hafta YÖK Başkanı Prof. Dr. M. A. Yekta Saraç ve Başkan Vekili Anadolu Üniversitesi eski rektör yardımcısı Prof. Dr. Hasan Mandal başkanlığındaki heyet, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası Türk yükseköğretim sisteminde yaşanan gelişmeleri görüşmek üzere Avrupa Üniversiteler Birliğine (EUA) ziyaret gerçekleştirmiştir. Türkiye’den 63 üniversitenin üyesi olduğu, 47 ülkeden 839 üyesi bulunan EUA’nın Brüksel’deki merkezinde düzenlenen toplantıda YÖK’ün darbe sonrası faaliyetleri ele alınmıştır.
EUA Başkanı Prof. Dr. Rolf Tarrach Türkiye’deki gelişmelerin Avrupa üniversitelerinde yakından izlendiğini belirterek, “YÖK Başkanından olumlu gelişmeleri duyduk. Verimli bir oturum gerçekleştirdik. Güveni inşa ettik. Türk ortaklara ve üniversitelere desteklerimizi geliştirmek istiyoruz.” demiştir. YÖK tarafından 15 Temmuz darbe girişiminin ardından 1.577 dekanın istifasının istenmesine ve üniversitelerde açılan soruşturmalara yönelik yurtdışından gelen eleştiriler üzerine 118 şemsiye kuruluşa, darbe girişimi ve sonrasında yaşananlar ile FETÖ/PDY terör örgütüne karşı alınan önlemleri içeren mektup gönderilmişti. YÖK’ün bilgilendirici ziyareti EUA nezdinde doğabilecek olumsuz yargıları gidermesi açından olumludur.