Cerablus sıkıntısı…

NECDET BULUZ

Önce şunun altını çizelim:
Türkiye’nin sınırlarını korumasını, terörle mücadele konusunda kararlı tutumunu ve verilen mücadeleyi geç de olsa yerinde buluyor ve sonuna kadar destekliyoruz.
Bu amaçla sınırımızın ötesinde Cerablus’ta yuvalanan IŞİD’ın buradan atılması için Özgür Suriye Ordusu (ÖSO)’nun desteklenerek özellikle PYD güçlerinin Fırat’ın Doğu tarafına geçmesinin de önünün tıkanması girişimini de önemsiyoruz.
Nitekim bu yazı yazılıncaya kadar Türk Ordusu’nun tankları ile desteklediği ÖSO’nun hedeflenen noktalara yerleştiğini görüyoruz.
Ancak, asıl sıkıntının bundan sonra başlayabileceğini de söylemeliyiz.
Nedenine gelince:
Daha önce Fırat’ın Batı tarafına geçen ve Doğu ile Batı arasında Cerablus’u da alarak iki yakayı birleştirip Kürt koridoru açmayı hedefleyen PYD’nin buradan çıkmamakta direnmesidir.
Gerek Cumhurbaşkanı Erdoğan, gerek Başbakan Yıldırım, gerekse Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu “IŞİD ile mücadele sonrasında buradaki tüm terörist grupları temizlemekte kararlıyız” dediler. Bu kararlılıklarını da sürdürüyorlar.
PYD tarafından yapılan açıklamada da “Şu anda bulunduğumuz bölgeden çekilsek bile bu geçici olacak ve yine buralara yerleşeceğiz” denilmesi de Cerablus sıkıntısının süreceğini gösteriyor.
Amerika ve Batılı müttefiklerince desteklenen PYD’nin bölgede özellikle Türkiye için sıkıntı yaratacağını baştan bu yana görmekteyiz.
IŞİD’ın Cerablus’tan atılmasından sonra PYD ile ÖSO’nun çatışması ve çatışmalara Türk askerlerinin de katılması hem Amerika, hem Batılı müttefikleri arasında panik yarattı. Amerika tarafından yapılan açıklamalarda da PYD’ye destek çıkılması ve Türkiye’nin uyarılması da bölgedeki sıkıntının süreceğine işaret ediyor.
Gerçi ilk başlarda Amerika “PYD, Fırat’ın Batı yakasından çekilmelidir” diyorsa da, bunda ne kadar samimi olduğu tartışılır.
Çünkü Amerika istese, PYD’nin bölgeyi bir saatte boşaltması işten bile değil. Ne var ki her konuda olduğu gibi büyük müttefikimiz bu konuda da ipe un seriyor.
Bizim baştan bu yana söylediğimize de gelelim:
Cerablus konusunu iki önemli noktada değerlendirmek gerekiyor.
Birincisi IŞİD’ın bölgeden atılması ve temizlenmesidir. Şu anda birinci aşamanın başarılı ile gerçekleştirilmiş olduğunu söyleyebiliriz.
İkincisi ise, IŞİD’dan boşaltılan yerin geleceğinin ne olacağıdır. Asıl konu bize göre bu olacaktır.
Amerika PYD güçlerine destek verdiği sürece bu bölgenin Türkiye’nin istediği gibi şekillenmesi pek öyle kolay olmayacaktır.
IŞİD’ın Amerika, Batı ve Rusya için de ortak düşman olduğunu göz önünde bulunduracak olursak, Türkiye’nin ÖSO ile IŞİD karşısında kara gücü ile mücadelesi bugüne kadar adı geçen ülkelerce destek gördü ama bundan sonra atılacak adımlara izin verilmeyeceğini de görmekteyiz.
Dikkat edilecek olursa PYD ile çatışma noktasına gelindiğinde Amerika’dan ard arda yapılan açıklamalarda “IŞİD ile yapılan mücadelenin boyutlarını diğer unsurlarla mücadeleye çevirmenin karşısındayız” deniliyor.
PYD tarafından atılan füze ile tankın içinde şehit düşen Türk askerinin PYD’nin elindeki Rusya’ya ait füze olduğunu da vurgulayalım.
Özetle PYD güçleri sadece Amerika’nın değil, Rusya’nın da silahlarını kullanıyor. Bu güçlere Rusya’nın da destek verdiğini biliyoruz. Daha önce PKK/PYD Moskova Büroları faaliyete geçmedi mi?
PYD’nin elindeki silahlar PKK terör örgütünce de kullanılmıyor mu? Bu konuda yapılan tüm uyarılara rağmen Amerika ve Batılı müttefikleri PYD’nin bir terör örgütü olmadığını ve PKK ile bir bağlantılarının da bulunmadığını yüzümüze bakarak söylemeye devam ediyorlar.
Açıkça PYD güçleri korunuyor.
PYD Lideri Müslim’in yaptığı küstah açıklamaların ardında da Amerika’dan gördüğü destek geliyor. Eğer Müslim, böyle bir destek görmezse Türkiye’yi karşısına alıp, böylesine tehditkâr küstah açıklamalar yapabilir mi?
Müslim’in “Türkiye Cerablus’a girerek Suriye batağına batmıştır” açıklamalarını bu açıdan değerlendirmek gerekiyor. Bize göre bu sözleri Müslim’e birileri söyletmiş olabilir mi?
İşte bu noktada bir kördüğüm var. O nedenle biz de “Cerablus Sıkıntısı”nın baş ağrıtacak noktalara taşınabileceğini söylemek istiyoruz.
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz