Olağanüstü Hal uygulaması kapsamında KHK‘yle TSK‘nın yapısı değiştirilmiştir.
Bu yapı değişikliği geleceği de içine alarak süreklilik gösterdiğinden anayasaya uygun olmadığı gibi, şekil itibariyle de ucubedir.
Yapı karmakarışık
Kuvvet Komutanlıklarının istihbarat, harekât, teşkilat ve eğitim konularının Genelkurmay Başkanlığı’na, personel ve lojistik konularının MSB‘ye bağlanması tam bir karmaşadır. Darbeleri önleme bahanesiyle başı sonu belli olmayan böyle bir uygulamanın, karışıklığa yol açacağı, emir komuta birliğini bozacağı, TSK‘da güç zafiyeti yaratacağı açıktır. Bile bile böyle bir uygulamaya gidilmesi, ülke güvenliğinin değil, başka düşüncelerin ön planda tutulduğunu göstermektedir.
Yeni yapılanma iki hafta içinde düzeltme ihtiyacı göstermiştir. Ancak yeni yapı esastan yanlış olduğu için, düzelttikçe daha da bozulmaktadır. Bunun sakıncalarını başta TSK görecek ve yaşayacak olmakla beraber, ortaya çıkacak güç zafiyeti, ülkenin varlığını, bekasını, güvenliğini, hak ve menfaatlerinin korunmasını tehlikeye düşürebilecektir.
TSK‘nın tümünün suçlu gibi gösterilip, alelacele böyle bir uygulamaya gidilmesi doğru değildir. Bu yanlıştan bir an önce dönülmesi elzemdir. İktidarın bu tepki uygulamasından vazgeçmesi, muhalefetin bu konuda etkin olması, TSK‘nın da ülke menfaatleri açısından ısrarla bunun yanlışlığını ortaya koymak için çaba sarf etmesi gerekmektedir. Bunda tümünün sorumluluğu vardır.
TSK sağlık kurumları da çıkmazın içinde
GATA ve asker hastanelerinin Sağlık Bakanlığı’na bağlanması da, askeri tababet anlayışının dikkate alınmadığını göstermektedir. Dünyanın bütün ordularında askeri tababet ve bununla uyumlu kurumlar varken KHK‘yla yapılan yeni düzenleme, düzeltilmesi mümkün olamayacak hatalara yol açmaktadır. Askeri tababet konusunun Sağlık Bakanlığı’yla yapılacak protokollerle yerine getirilmesi sıkıntı yaratacaktır. Rütbeli sağlık personelinin rütbelerini ve statülerini yok saymak mümkün değildir. Daha şimdiden karışıklıklar ortaya çıkmıştır.
Asker hastanelerinin Sağlık Bakanlığı’na devredilmesi, bunun TSK tarafından yönetilemediği, buralarda tarikat ve cemaatlerin yuvalandığı, etkinlik sağladığı, bu kurumların Sağlık Bakanlığı’nca daha iyi yönetilebileceği anlamını taşımaktadır. Bu Bakanlıkta belirli bir tarikat / cemaat / grubun etkinlik sağlamaya çalıştığına ilişkin haberleri, hemen hemen duymayan kalmamıştır. Kurumların TSK çatısı altında ıslah edilmesi, düzeltilmesi ve sağlıklı çalışır hale getirilmesi, daha uygun, etkili ve faydalı olacaktır.
Komutan subay Harbiye’den yetişir
TSK‘nın komutanlık yapacak subayı Harbiye’den yetişir. Harp okulları da kendi kuvvetlerine bağlı olur. ABD‘de dahi her kuvvetin kendi harp okulu, harp akademisi ve harp koleji vardır. Millî Savunma Üniversitesi’nde ise lisansüstü çalışmalar yapılır. Burada hem askerler, hem de siviller öğrenim görür.
Harp okullarında sadece akademik değil, aynı zamanda askeri eğitim verilir. Aynı zamanda öğrencinin Harbiyeli ruhu gelişir. Yeni düzenlemedeki Millî Savunma Üniversitesi’nin yapısı bunu karşılamaz.
Subay açığının sözleşmeli personelle kapatılması sayı itibariyle mümkün olabilir. Ancak fonksiyon açısından ihtiyacı karşılamaz. TSK‘nın bir güvenlik şirketi gibi algılanmasına yol açacak bu gibi uygulamalardan bir an önce vaz geçilmesi gereklidir.
Kışlalar cansız varlıklardır
Darbe girişiminin faturasını TSK‘nın tümüne keserek, eğitim kurumlarının kapatılması, kışlalarının söndürülmesi veya uzaklaştırılması çözüm değildir. Kışlalar ve kurumlar cansız varlıklardır. Onlara can veren personeldir. Bu nedenle uygunsuzlukların sebeplerini araştırmak, onları ıslah etmek, düzeltmek ve yeniden kazanmak esas alınmalıdır. Rant peşinde koşanların ellerini ovuşturduklarına dikkat edilmelidir.
Fırsatçı yaklaşımla TSK‘yla uğraşmaktan vazgeçilmelidir. Kin ve intikam hissi tehlikesine kapılmadan, öfkeden uzak, devletin varlığını bekasını ve güvenliğini ön planda tutan erdemli bir yaklaşım hassasiyetiyle hareket edilmelidir.
Bir yanıt yazın