Cuma günü TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu “Devletin en önemli kuruluşlarını Özelleştirme İdaresi’ne devretmek üzere komisyondan geçirdi.
Muhalefetinde içinde bulunmuş olduğu komisyonlar halkı aldatmacadan başka bir şey değildir.
Nedeni, komisyonlarda üye sayıları partilerin oy oranlarına göre belirleniyor ve 40 üyeden oluşturuluyor.
İktidar partisi oy oranına göre 25 üye katıyor. Mecliste bulunan diğer partilerin toplamı 15 üye ile katılabiliyor.
Yani muhalefet partileri bir önergeyi veya KHK meyi istedikleri kadar kabul etmesinler, kendilerini paralasalar dahi işe yaramıyor.
Bu sadece komisyonlarda değil, Genel Kurulda da böyle…
Dolayısı ile tek partinin her istediği oluyor.
Bu büyük haksızlık ve antidemokratik bir uygulamadır.
Adına Tek adam yönetimi, Reis yönetimi, Başkomutan yönetimi ne derseniz deyin…
Demokrasiyle uzaktan yakından ilgisi olmayan bir yönetim şeklidir bu…
***
Erdoğan Atatürk ve İnönü’yü diktatörlükle suçluyor dilinden düşürmüyordu bir zamanlar.
O yıllarda harpten çıkmış bir ülke yorgun, yoksul ve çağdaşlığa adım atmak istiyor.
Ortam henüz düzelmemiş.
Nitekim 2. Cumhurbaşkanımız İnönü 1 Kasım 1945 tarihinde TBMM açılış konuşmasında,
“Tek eksiğimiz, hükümet partisinin karşısında bir parti bulunmamasıdır. Ülkenin ihtiyaçlarının sevkiyle, özgürlük ve demokrasi havasının doğal olarak işlemesi sayesinde başka bir siyasi partininde kurulması mümkün olacaktır” demişti.
Bu tarihi konuşma sonraları tek partiden çok partiye, demokratik rejime geçilmişti.
Ünlü siyaset bilimci Prof.Dr. Bernard Lewis , “Modern Türkiye’nin Doğuşu” adlı kitabında, 1950 seçimlerini şöyle değerlendiriyor.
“Atatürk devrimlerini tamamlayan ikinci bir devrim ve CHP’nin en büyük başarısıdır ”.
İsmet İnönü, bu başarıyı Atatürk’e bağlamıştır, Bir konuşmasın da şöyle diyor: “Demokratik rejim, Atatürk yönetiminin amacı olmuştur. Atatürk yönetimi demokratik rejimi hazırlama devridir.”
***
O yıllardan günümüze çıkarılan yasalarda tek partinin çoğulculuğu olursa nasıl olur düşünülmemiş.
Bu bir eksikliktir.
Adı demokratik cumhuriyet ama devletin kendi içinde demokrasi olmayan bir devlet!
Ben yıllar önce de bir yazımda yazmıştım.
Anayasayı değiştirmek isteyenler önce bunu düşünmelidirler.
***
AKP parasız kaldı sanırım (!)
15 Temmuz gecesi Fetöcü hainlerin kanlı darbe girişiminden sonra kahraman halkımızı Türkiye genelinde alanlara bir ay müddetle bedavaya taşıdılar.
Meydanlarda ikramlar vardı.
Söz konusu vatan savunması olunca akan sular durulur elbette ama…
Şehitlerimiz, yaralılarımız oldu…
Hastane masrafları, şehit ailelerine, gazilere aylık bağlama…
Bunların bir bedeli olacaktı tabi.
Ortada verilen sözler var.
Tabi bunlar helal olsun diyorum.
Ne var ki Güneydoğu da şehit düşenlere, gazilere de aynen yapılmalıdır.
Sanırım Erdoğan öyle bir şey söylemişti.
İnşallah sözünde durur.
***
Çoktandır özelleşme adına bir şeyler satılmıyordu.
Devletin kasası tamtakır mı kaldı da, çok sayıda Hazine taşınmazı Özelleştirme İdaresine devredildi.
Ekonomik açığı böylemi kapatacaklar?
İnsanın havsalası almıyor.
İnsanın saçını başını yolası geliyor.
Aman yarabbi! Bunlar akıllarını mı kaçırdılar ya?
Yoksa satıp savıp kaçacaklar mı?
İnsanın aklına her şey geliveriyor.
Atatürk Orman Çiftliği, Atatürk Kültür Türk Dil Kurumu, Türk Tarih Kurumu, Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü, TÜBİTAK, MKE, Şeker Fabrikaları, DSİ, Karayolları, Merkez Bankası, İller Bankası, Vakıflar Bankası, DHMİ, TKİ gibi 111 kurumun varlıkları özelleştirme kapsamına alınıyor.
Bu demek oluyor ki bu gidişle biz yakında kendi ülkemizde yabancı konumuna gireceğiz…
Hatırlarsanız 2012 de de Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Yalova’da millete bağışlamış olduğu Millet Çiftliği’nin bir bölümü AKP li belediye başkanı Yakup Koçal tarafından turizm tesisi yapılmak üzere, 250 milyona Suudi Arabistan Kralı Abdullah bin Aziz’e satılmıştı.
Bu özelleştirilme derhal geri çekilmelidir.
***
Erdoğan’ın bu günlerde Atatürk’ten bahsetmesi, Kemalistlerle birleşmiş gibi görünmesine kusura bakmasın, açıkçası inanmıyorum.
Erdoğan bildiğimiz aynı Erdoğan.
TSK’nın yapısını KHK lerle değiştirmeye kalkıyor
Taksime Topçu Kışlasını yapacağım diyor.
Darbe girişimini kendi çıkarına döndürdü.
Askeri Harp okullarını kapatıyor Vs.. Vs.
Ana Muhalefet Partisi CHP Yönetimi ise basiretsiz kalıyor.
İçeride Kemalist milletvekilleri var Allahtan da sesleri çıkıyor.
Yeter mi? Yetmez…
CHP mutlaka kendi ilkelerine dönmeli, üzerindeki ölü toprağını atmalıdır.
Yoksa Türkiye daha karanlık günlere doğru yol alamaya devam edecektir.
Tünay Süer
16.08.2016