CHP Grup Başkanvekili Levent Gök, “15 Temmuz gecesi Türk siyasetinin yüz akıdır. 15 Temmuz gecesi Türk siyaseti demokrasiye, milli egemenliğe, seçmenin iradesine tartışmasız bir şekilde sahip çıkarak darbecilerin karşısında olduğunu bütün dünyaya göstermiştir. Yenikapı’ da 15 Temmuz gecesinin yarattığı bir ruhtur “demiş.
Ona katılmıyorum.
15 Temmuz TSK’nın ve halkın başarısıdır.
Türk siyasetinin ise yüz karasıdır bence…
Çünkü Darbe veya kalkışma adı her ne olursa olsun, yapılan harekete başta AKP olmak üzere siyaset engel olamamıştır.
Bir gün başımıza neler gelebileceğini düşünmemişler…
Uyumuşlar…
Öyleyse hepsinin istifa etmesi gerekmez mi?
***
Başbakan Binali Yıldırımın halka sizler ikinci İstiklal savaşımızın kahramanlarısınız demesi abartılı ve çok yanlıştır.
Ortada bir kurtuluş savaşı yoktur, ABD desteği ile sadece aptalca bir kalkışma vardır.
Kurtuluş Savaşımız küçümsenemez.
Sözü bile edilemez…
***
Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile başlayan bağımsızlık sevdası Türk Milletinin ruhuna
İşlemiştir.
Bu millet 7 düvele karşın yokluklar ve yoksulluklar içerisinde, canını, kanını vererek işgal altındaki topraklarımızı vatan yapmıştır.
15 Temmuz gecesi yanındaki 20 kişi ile birlikte Özel Kuvvetler Komutanlığı’nı ele geçirmek isteyen Cuntacı Generali, Astsubay Ömer Halisdemir işte o ruhla, öldürüleceğini bile bile, adeta ölüme meydan okurcasına alnından vurmuştu.
(Şehit olan kahraman askerimizin vücudu 30 kurşunla delik deşik olmuştu. )
O yiğidin darbeciyi öldürmesi ve gerçek Kemalist askerlerimizin müdahalesi ile Ankara’da çok şey değişmiş, darbeciler başarılı olamamışlardı.
İşte, Türk halkı da o ruhla sokaklara dökülmüşler, tankların önüne yatmışlar, kurşunların üzerine yürümüşlerdir.
Çünkü büyük önderimizin dediği gibi söz konusu vatansa gerisi teferruattı…
Evet, tüm dünya bir kez daha görmüştür ki bölünmek istenen Türk Halkı, Türk’üyle Kürdüyle, Laz’ıyla, Çerkez’iyle, Alevi’siyle kökeni ne olursa olsun tek yumruk olmuş, düşmanla canı pahasına mücadele etmiştir.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün adını Türk Milleti koymuş olduğu bu millet can verir ama vatanını asla vermez, onun yolundan dönmez.
***
15 Temmuz gecesi aslında Türk Silahlı Kuvvetlerine 2. Darbe yapılmıştır.
Birinci darbe dalgalarla gelen Ergenekon davaları ile başlamıştı.
Fethullah ve AKP’nin flört zamanıydı, her ikisi de ABD güdümündeydiler çünkü.
Özel Yetkili Mahkemelerin savcısına zırhlı araç bile verilmişti.
Amaç emperyalist güçlerin savaş alanlarında yenemedikleri dünyanın güçlü orduları arasında olan Türk Ordusunu yıpratmak, hatta yok etmekti.
O asil, Kemalist, vatansever askerlerimizin yerlerine FETÖ denilen örgüt elemanlarını devlet eliyle teker teker önemli konumlara yerleştirdiler.
Ve kendi ağızlarından itirafla “ne istiyorlarsa veriyorlardı”…
Aslında her iki tarafında istediği cumhuriyet rejimini yıkmak ve din eksenli bir devlet kurmaktı.
Her iki tarafta Atatürk’ten nefret ediyordu çünkü.
AKP İST. Milletvekili Anayasa Profesörü Burhan Kuzu’nun geçen akşam bir kanalda itiraf ettiği gibi AKP seçim kazansın diye İşbirliği içine girmişler, onları kullanmışlardı.
Kimin kimi kullandığı meydana çıktı işte.
Bir taraf seçim kazanmıştı ama diğeri de boş durmamıştı.
İktidar hırsı ile olanlara göz yumulmuştu.
Birisi BOP eş başkanıyım diyerek ortalarda salınırken, diğeri Amerika ve İsrail güçlerinin ardına sığınmış, sinsice diğerini alt etmek, Humeyni olmak için çalışıyordu.
Pastanın bölüşümünde anlaşamadılar.
Yolları ayrıldı.
Ne zaman ki 17+ 25 Aralık rüşvet olayları meydana çıktı birbirlerinin can düşmanı oluverdiler…
(Şimdilerde aldatıldık demek komik oluyor.)
***
Gelelim (8 Ağustos Pazar 2016) Yenikapı’da demokrasiden söz edilmeyen Demokrasi ve Şehitler mitingine.
Bir mitingde şehitlere kuran okunduğunu şahsen ilk defa gördüm.
Mehter takımı ve alanda Osmanlı bayrakları ile din ve Osmanlı ön plana çıkmıştı.
Atatürk’ün kalpaklı posteri Erdoğan’la yan yana asılmıştı.
Bence göstermelikti sadece.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu şart koşmasaydı acaba miting alanına konulur muydu?
Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Atatürk’ün posterlerinin alanda bulundurulması bir lütuf olamaz.
Olmamalıdır.
Alanda Osmanlı bayrakları vardı ama Atatürklü bayraklar neden yoktu?
Oysa Atatürk ortak değer olmalıydı.
Kılıçdaroğlunun o mitingde olamaması gerekirdi bence.
Nasılsa darbeyi ilk kınayan ve mücadele edeceğini açıklayan ilk liderdi.
Mitingde figüran gibi kaldı.
AKP yine bir ilk yaparak Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ı konuşma yapması için sahneye çıkarttı.
Başkanın sözleri en büyük asker bizim asker sloganları ile sık sık kesildi.
Büyük bir tezahürat yapıldı.
Bu tezahürat elbette onun şahsında Türk Silahlı Kuvvetlerineydi.
Mitingde en ilginç ve güzel olanı buydu.
Dış basının iddia ettiği gibi alanda olan milyonlarca kişinin çoğunluğunu AKP tayfası teşkil etmiş olsa da, tüm dünyada görüldü ki, Türk Milleti olarak halk ordusuna çok önem veriyor ve seviyor.
Ast solistliği cumhurbaşkanı Erdoğan yaptı.
Yine Domra müziği eşliğinde takdimcinin Avaz, avaz;
İşte Reisimiz, İşte başkomutanımız, işte cumhurbaşkanımız çağrısı ile platforma çıkartması, bu mitingin sanki Demokrasi ve Şehitler için değil de AKP’nin gövde gösterisi için yapıldığı izlenimini uyandırdı.
O da, bazı konuşmacılar gibi Atatürk demeden Mustafa Kemal dedi.
Ve Erdoğan, Akar kadar tezahür görmedi bence…
***
Aslında tüm ülkeler için demokrasi, din duygusu, bayrak, vatan sevgisi gibi ortak değerler her zaman birleştirici olmuştur.
Yeterki bu güzel hava vatanımızın ve cumhuriyetimizin selameti için her zaman sürsün.
TSK içine sızmış eli silahlı üniformalı FETÖ teröristlerinin kalkışması kursaklarında kaldı.
En büyük cezayı hukuk ve dünya normları içinde almalıdırlar.
TSK gözbebeğimizdir.
Unutulmamalıdır ki bu coğrafyada mevcut tehdit ve riskler her zaman olasılık içindedir.
Ordumuz içinde Kemalist askerlerimiz olduğu müddetçe bizi kimse yenemez.
Yeterki siyaset şimdi doğru askerleri atasın ve askerin üzerinden elini çeksin.
Bu arada umarım Erdoğan da bir ders almıştır.
Kalkışmayı kendi çıkarı için kullanmaz, ümmetçi rejim hevesinden inşallah vaz geçer…
Geçmelidir de…
Tünay Süer
Bir yanıt yazın