Türkiye’de demokrasiyi ayaklar altına almak ve çiğnemek için 15 Temmuz gecesi yapılan ve Türk halkının direnci sayesinde önlenen darbeden sonra darbenin organizatörleri olan ABD ve AB, Türkiye ile olan ilişkilerini,- darbe sonrası yaşanan tutuklamaları bahane ederek- adım adım koparmaya başladı.
Şimdi ABD ve AB’nin lokomotiflerinden olan Fransa ve Almanya Türkiye’deki darbe girişimi sonrası ortamı çok güvensiz buluyorlarmış ve ilişkileri da adım adım azaltma yönüne gideceklermiş. Digomo’ya kadar yolları var. (Bu bir Kıbrıs Türk deyimidir)
Oysa Fransa, 2015 yılının Kasım ayında yürürlüğe koyduğu Olağanüstü Hal ilanını (İngilizce- State of Emergency) Ocak 2017’ye kadar uzattığını unutmuşa benziyor. Avrupa Birliği ülkesinde nerde görülmüş 15 ay süreli bir Olağanüstü Hal. Ama bu Fransa, hem kendi bunun uygular, yoldan geleni geçeni gözü kırpmadan tutuklar ve içeri sokar, sonra da Türkiye’yi kınar!
ABD ise bir başka demokrasi kısıtlayıcısı. Zannedilir ki ABD’de herkes özgürdür ve sınırsız demokrasi vardır. 11 Eylül 2001’de New York’taki İkiz kulelere yapılan saldırıdan sonra “Vatandaşlık ve vatandaşların Hakları” ile ilgili yasada yapılan değişiklikten sonra Polise, gözünün beğenmediği yerli veya yabancı herhangi bir kişiyi sorgusuz sualsiz süresiz tutuklama yetkisi verildi.
İşe önce AB şemsiyesi altında Fransızlar başladı. Avrupa Birliği tarafından finanse edilen, Avrupa Birliği Bakanlığı’nın yürütülmesinden sorumlu olduğu Jean Monnet Burs Programı 2016 – 2017 akademik yılı için Türkiye uygulaması iptal edildi.
Bunun arkasında ABD Dışişleri Bakanlığı, Türkiye’deki ortamı güvenilir bulmadığı için Fulbright eğitim programının Türkiye uygulamasını iptal etti.
Sıra ABD’nin dünyadaki en büyük ilk 3 üssü arasında yer alan İncirlik Üssünde bulunan 50 adet B61 modeli nükleer bombalara geldi. ABD Türkiye’yi cezalandırmak için bunları geri almanın yollarını hazırlamaya başladı.
İlk adımda ABD’li basın kartellerinin yönettiği Batı basınında, ABD’li güvenlik uzmanlarına atıf edilen yazılar ile kulaklara “Türkiye’de siyasi istikrar yok. Türklere güvenilmez. İncirlik Üssü’nde bulunan nükleer bombalar tedirginlik yaratmaya başladı, geri alınmalıdır” görüşleri işittirilmeye başlandı. Zaten bundan sonrasında ne olacağını kestirmek güç değil.
İkinci adımda Türkiye Hükümetine diplomatik bir yazı gönderilecek ve B61 modeli nükleer bombaların İncirlik Üssü’nden kaldırılması konusunda bilgi verilecek. Basının da bir şekilde söz konusu nükleer bombaların geri alındığını duyması ve yazması olasılığında da, “B61 modeli nükleer bombaların revizyondan geçirilmek amacı ile alındıkları” veya da benzer bir gerekçenin yer aldığı bir açıklama ile konu kapatılmaya çalışılacak.
Güvenilemez devletlerin dostane, yapmacık davranışlarının tavan yaptığı, kendi çıkarları için özellikle Ortadoğu’da acımadan yüzbinlerce insanın ölmesine yol açan girişimlerde bulunmalarından ve de en önemlisi Türkiye’de darbe yapmaya cüret etmelerinden sonraki bu dönem ve ortamda, Türkiye’nin artık önümüzdeki 10 yıl içinde nükleer silah üretme planını yapması ve “Pakistan ve Hindistan’ın yaptığı gibi ne pahasına olursa olsun nükleer silah teknolojisi sahibi ülkeler kulübüne” üye olması gerekmektedir…..
Ata ATUN
e-mail: [email protected] veya [email protected]
Facebook: Ata Atun
8 Ağustos 2016
Bir yanıt yazın