NECDET BULUZ
15 Temmuz darbe girişiminden sonra, terör örgütünün başı Fethullah Gülen’in Amerika’dan Türkiye’ye iade edilmesi sürecinde de bir hızlanma başladı. Bu konuda daha önce yapılan iade isteklerine yeni kanıtlarla yenileri eklendi. Ancak, Amerika’nın Gülen’i iade edip etmeyeceği henüz netlik kazanmadı.
Amerika yönetimi, öyle görünüyor ki terör örgütü lideri Gülen’i iadeye yanaşmıyor. Sözcüler aracılığı ile yapılan açıklamalarda “Yeterli kanıt yok” deniliyor. Konunun Adalet Bakanlığı tarafından inceleneceği ve uzun süre alabileceği vurgulanıyor.
Türkiye’nin bütün çabasına, iade için dosya üstüne dosya hazırlamasına ve çeşitli kanıtlarla bu dosyaları güçlendirmesine rağmen, Amerikan yönetimi Gülen konusunda halen frene basmaya devam ediyor.
Daha açık ifade ile Türkiye’yi oyalıyor.
Şimdi ise şöyle bir gelişme var ama önemli olan sonucudur:
ABD Dışişleri Bakanı Kerry, 24 – 25 Ağustos tarihlerinde Ankara’ya ziyarette bulunacak. Bu ziyaretin en önemli konusunu, Gülen’in iadesi oluşturacak. Kerry’den önce ise Ankara’ya ABD Adalet Bakanlığı uzmanlarının içinde ağırlıklı olarak yer tutacağı teknik bir heyet gelecek. Bu heyet, ABD’nin Ankara Büyükelçiliği’nde ilgili yetkililerin katılımı ile genişletilecek. ABD heyeti; Adalet Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı’nda görüşmelerde bulunacak. Darbe girişimi soruşturması çerçevesinde örgütün liderinin Gülen olduğuna yönelik kanıtlar bu heyet tarafından incelenecek.
Konu ile ilgili sıkıntıların süreceğini ve özellikle de iki ülke arasındaki ilişkilerin bundan oldukça zarar görebileceğini sanıyoruz.
Amerika yönetiminin bu tutumuna medya da destek veriyor. Yönetim yanlısı gazetelerde çıkan haber ve yorumlarda da ABD’nin şimdiye kadar sunulan kanıtların ikna edici bulunmadığı, Türk yetkililerince kamuoyu önünde yapılan “tehdit edici” açıklamalardan da “rahatsızlık” duyulduğu belirtiliyor.
ABD’nin çok satan gazetelerinden Wall Street Journal, “Görüşmeleri yakından bilen ABD yetkilileri, Türkiye’nin başarısız darbe girişiminden sorumlu tuttuğu imamı iade etmeyi beklemiyor çünkü Ankara’nın sunduğu kanıtlar kendilerini ikna etmedi ve Türk yetkililerince kamuoyu önünde yapılan tehdit edici açıklamalarından rahatsız” sözleriyle okurlarına yansıtıyor.
Şunu hemen ekleyelim:
Adı geçen gazeteler bir noktada Amerika yönetiminin söylemek isteyip de söyleyemediklerini yazmaları açısından önemlidir. Çıkan haberler ve yorumlar yetkililerden alınan bilgilerin yansıtılmasında da kamuoyunda etki buluyor. Birçok haber ajanslarının ve gazetelerin de haber kaynağını oluşturuyor.
Genellikle de Wall Street Journal’de çıkan haberler yalanlanmıyor.
Şimdi gazetenin haberlerine ve iddialarına devam edelim:
“ABD ve Türk yetkililerinin özel konuşmalarında Fethullah Gülen’in iade edilebileceği ilişkin senaryoları görüşülüyor, ancak Amerikan otoritelerin iade için geçerli kanıtların olduğuna henüz ikna olmadıkları görülüyor. Cumhurbaşkanı ve Başbakan dahil Türk yetkilileri kamuoyu önünde Gülen’in darbedeki iddia edilen rolünden söz ettikçe ve hemen iade edilmesini talep ettikçe iade gerçekleşmesi olasılığı azalıyor. Bu tür açıklamalar, Türkiye’de Gülen’e uygulanacak muamelenin ne ölçüde adil olacağı konusunda soru işaretleri yaratıyor. İade konusunda henüz “nihai” bir karar verilmediği, görüşmelerin aylarca sürmesi beklendiğini de biliniyor. Görüşmelerle ilgili bilgi sahibi olan kişilerin bazılarının şu anda, Gülen’in iade edileceği bir senaryo düşünemediklerini de söylüyorlar. ABD istihbarat yetkilileri Türk otoriterlerin komplocu oldukları iddia edilen kişilerin verdikleri ifadeler sırasında elde edilen bilgileri destekleyecek, kendilerine ait istihbarata sahip olmadıklarını söylüyorlar.”
Gazete, ABD yetkililerinin ayrıca darbe girişimi sonrası “muhaliflerin gözaltına alınma koşullarının, kanıtların güvenirliliği konusundaki kuşkularını arttırdığını ifade ettikleri” nin de kaydedildiği haberde Türkiye’nin şimdiye kadar sunduğu kanıtların mahkemede kullanılamayacağı” savına de yer verilirken bunun bir örneği olarak da ABD yetkililerinin, komplocuların Gülen’i darbeye karıştıran ifadelerinin nasıl elde edildiğine ilişkin kuşkularının olduğunu da savunuyor.
WSJ, Gülen’in iadesi meselesini, Türkiye ile ABD arasındaki ilişkileri açısından “dikenli” bir konu olarak nitelediği haberinde iki ülkenin aynı zamanda Türkiye’nin Gülen’in iadesini “basit bir hukuki mesele” çerçevesinde talep etmesi olasılığını da ele aldıklarına dikkat çekti. Bu bağlamda FBI’nın, ABD’deki Gülen okullarında bazı finansal suçların işlenip işlenmediğine ilişkin olarak uzun bir süre devam eden soruşturmaya değinen gazete, buna karşın yetkililerin o soruşturmanın Gülen hakkında suçlamaların getirilmesi için yeterli olacağına inanmadıklarını da yazdı. WSJ, darbe girişiminden bu yana Türkiye’deki ordu, yargı ve diğer sektörlere yönelik “bastırma”nın ABD ve diğer Batılı yetkilileri arasında “artan bir alarm” yarattığını da öne sürdüğü haberinde Gülen sorununun bu “gerilimleri körükleyebileceği” iddiasında da bulundu.
Şimdi gazetede çıkan haberi iyi analiz ettiğimizde ve Amerikan yönetiminin sözcülerinin açıklamalarını da buna eklediğimizde ortaya şu çıkıyor:
Amerika, bu koşullarda Gülen’i iadeye yanaşmaz. Gülen üzerinden bazı hesapların var olduğunu da söyleyebiliriz. Amerika gibi bir ülke, Türkiye gibi bir müttefiki ile bu konuda sıkıntıya girer mi? Girmeyeceğine göre bazı hesaplarının var olduğunu da görmek gerekir.
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz
Bir yanıt yazın