“Türkiye’ye gel ve kendini keşfet…”

NECDET BULUZ

Turizmdeki olumsuzlukların giderilmesi konusunda Turizm Bakanlığı atağa kalkıyor. Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi, Fetullahçı Terör Örgütü’nün darbe girişimi sonrasında Türkiye’ye ilişkin negatif algıyı gidermek için bir kampanya başlatacaklarını bildirerek, “8-10 Ağustos gibi dünya genelinde bir tanıtım kampanyası başlatıyoruz. Dostlarımız bizi anlatacak. Türkiye’de yatırımları olan uluslararası kuruluşların CEO’ları Türkiye’deki fırsatları, dostluklarını, yaşadıkları olumlu gelişmeleri anlatacak” diyor.
Bu tutar mı?
Hiç kuşkusuz faydası olur. Turizm alanında en büyük eksikliğimizin tanıtım olduğunu sürekli vurguluyoruz. Gittiğimiz ülkelerde de bu konuda uyarılar almaktayız. Gerek Bakanlığın, gerekse kurum ve kuruluşların tanıtımda çok gerilerde olduğunu da görmekteyiz.
Burada asıl önemli olan, tanıtım için bütçe ayırmak, harcamaktan kaçınmamak ve sonuç almaktır. Yapılan işin hedefine ulaşması önemlidir. Yoksa çuvallar dolusu para harcamak da bir noktada hedef iyi seçilmemişse sonuç vermez.
Önce Bakan Zeybekçi’nin konu ile ilgili görüşlerini yansıtalım:
“Ağustosun 10’unda, yani 8-10 Ağustos gibi tüm dünyada bütün televizyonlarda, gazetelerde, bilboardlarda, havaalanlarında, web sitelerinde bir kampanya başlatıyoruz. Biz anlatmayacağız, bizi dostlarımız anlatacak. Türkiye’de yatırımları olan uluslararası kuruluşların CEO’ları, ABD, Almanya, İtalya, İspanya, Japonya, Suudi Arabistan, Kore’nin Türkiye’de yatırımı olan CEO’ların ağzıyla o ülkelerde, Türkiye’deki fırsatları, Türkiye’deki dostluklarını, yaşadıkları olumlu gelişmeleri anlatan bir kampanya. Bizim ‘Turkey Discover the Potential’ kampanyasının diğer bir versiyonu. ‘Türkiye’ye gel ve kendini keşfet ve mutluluğunu keşfet, yatırımı keşfet veya burada güzellikleri keşfet.’ Bu şekilde sloganlarla devam edecek ve bir ay sürecek. New York, Moskova, Pekin, Riyad, Londra, Frankfurt gibi 24 merkezden bir dünya turu şeklinde olacak. Ve oralara da Ekonomi Bakanlığı olarak yanımızda 5 kuruluş veya 6 sivil toplum kuruluşu olacak.”
Dikkatimizi çeken, geçmişte turizm alanında yapılanların tekrarı niteliğine geri dönüşün başlatılmasıdır. Hâlbuki daha değişik açılardan konuya yaklaşmak, yeni pazarlar oluşturmak, ucuz ve kaliteli tatilin önünü açmak, ülkenin güvenilir hale getirilmesini sağlamak çok daha önemlidir.
Ekonomi Bakanı Zeybekçi’nin şu görüşlerini de yansıtalım:
“Türkiye’yi yerinde görün, kendiniz bakın, inceleyin, araştırın, sorun diyeceğiz, Türk demokrasi devrimini anlatacağız. Bu bir Fransız Devrimi kadar önemli, bu, Türk sivil demokrasi devrimi diye tarihe geçecek bir dönüm noktası olacak, bunu anlatacağız. Yani artık demokrasinin, insan haklarının ve hukukun üzerindeki tüm şaibeler, tüm söylentiler ve gölgeleri bir kenara bırakarak çok daha gözü arkada olmadan, sağına soluna tedirgin olmadan ileri bakan, gelecekle ilgili öngörülerini 5 yıldan 10 yıla, 10 yıldan 20 yıla çıkarabilen bir ekonomik perspektifte tüm dünyaya kendimizi tanıtacağız, yüklerimizden kurtuluyoruz şu anda.”
Bu noktada söyleyeceklerimiz var:
Başlangıç güzel ama tanıtım atağının yapılacağı adı geçen ülkelerle olan siyasi ve ekonomik ilişkilerimiz de önemlidir. Bugün AB ile neredeyse kavgalıyız. Bizi, demokrasi dışı, insan hakları ve basına saygısı olmayan, hukuksuzluğun giderek boyut kazandığı bir ülke olarak görüyorlar.
Ortadoğu’da iç savaşlarla boğuşan, kentleri harabeye dönmüş, güvenli olmayan, Radikal İslamcılara kucak açmış bir ülke görünümünde olduğumuzu söylüyorlar. Batı medyası da buna çanak tutuyor.
Öncelikle üzerimizdeki bu olumsuzlukları gidermemiz gerekiyor.
Ülkemizde güvenlik sorununu aşmalıyız. Turizmde işbirliği yapacağımız ülkelere güven verebilmeliyiz. Bunların yapılması uzun yıllar alır. Öyle kolayca aşılacak konular da değildir. Turizmde rakip ülkelere kaptırdığımız pazarları geri almak da sanıldığı kadar kolay olmayacaktır.
Ancak, bütün bu olumsuzluklara rağmen atılmak istenilen adımları desteklemek, hedefine ulaşması konusunda çalışmak gerekiyor. Gerektiğinde bu konularda yabancı uzmanlardan da destek almak yerinde olacaktır.
Yaratıcı olmak durumundayız. Bugüne kadar turizme yön verenler, vermeye çalışanlar neler yaptı? Hep aynı noktadalar. Kendimizi ve sektörün geleceğini yenilemek için projeler üretip, bunları geniş boyutta devreye sokmak gerekmektedir.
Ekonomi Bakanı Zeybekçi’nin söyledikleri ve yapmak için atmaya çalıştığı adımlar daha önceden de yapıldı, sonuç alınamadı. Bu kısır döngüden mutlak şekilde kendimizi çıkarmamız gerektiğini vurgulamak istiyoruz.
Gidilecek ülkelerde ekonomi bakanları ile görüşmek, geniş kapsamlı sempozyumlar düzenlemek tıkanan turizmimizin önünü açar mı bu noktada kuşkuluyuz.
Ancak, oturup, kaderimize razı olmaktansa, hiç değilse cılız da olsa varlığımızı ortaya koyup, sesimizi çıkarmak da bir noktada olumlu olarak değerlendirilmelidir.
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz

Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir