Site icon Turkish Forum

Türkiye, Bu Günlere Nasıl Geldi, Şimdi Nereye Gidiyor?

1960 Anayasası ile getirilen özgürlük ortamında, daha önce yasaklanmış kitaplar okunmaya başlandı… - siir sair mektup kalem edebiyat

IMG_1819

1960 Anayasası ile getirilen özgürlük ortamında, daha önce yasaklanmış kitaplar okunmaya başlandı…

Yasaklanan Nazım Hikmet şiirleri yeniden gün yüzüne çıktı…

Toplum, Marks’larla, Lenin’lerle, devrimci yazarlarla tanıştı… Büyük uyanış başladı…

Halk, haksızlıkları, yanlışları, yolsuzlukları sorgulama aşamasına geçti…

Bu uyanışı durdurmak için gençlik, aydın kıyımı yaşandı… Yüzlerce genç kahpece kurşunlandı… Nice yurtsever değerlerimiz suikastlarda, saldırılarda can verip, toprağa düştü…

Tüm olayların arkasında yine emperyalizm ve dinci yobazlar vardı…

Sonunda egemen güçler, bilinçlenen toplumla baş edemeyeceğini anlayınca, ABD desteğinde 12 Mart darbesini gerçekleştirdi…

Bu darbe ile 27 Mayıs Anayasasıyla getirilen tüm özgürlükler rafa kaldırıldı. Grevler, yürüyüşler, toplantılar yasaklandı. Partiler, sendikalar kapatıldı…

İmam hatiplere lise statüsü verildi, tarikatlar, cemaatler toplumda yeniden söz sahibi oldu…

12 Mart Darbesinin komutanı, darbenin hedefini tek cümleyle özetledi:

“Sosyal uyanış ekonomik gelişmeyi aşmıştı, bunu durdurmak gerekti…”

Daha sonra 12 Eylül darbesi yapıldı. ABD’nin, “Bizim Oğlanlar” dediği komutanların yaptığı ilk icraat, Atatürk’ün Türk Dil Kurumunu ve Türk Tarih Kurumunu kapatmak oldu… Okullara mecburi din dersleri kondu…

Özal, PKK ve APO ile müzakerelere başladı…

12 Mart, 12 Eylül darbeleri Türk milletini AKP iktidarına götüren renkli parke taşlarıydı…

12 Mart, 12 Eylül darbeleri ile başlatılan çağdışı girişimler, Ortaçağa dönüş çalışmaları 2002’den sonra AKP ile tamamlandı.

Tarikatlar, cemaatler baş tacı edildi, laikliğe, 1923 Devrimine, Atatürk’e savaş açıldı…

Ama AKP, bu işi tek başına yapmadı… Ona uysal, yumuşak başlı, Amerikancı muhalefet de destek verdi… Koltuk değnekliği yaptı… Düştüğü yerde, kolundan tutup kaldırdı…

Sonunda gide gide, FETÖ darbesiyle karşılaştık…

Darbe, Türk ordusunun direnci, yiğitliği ve kararlı duruşu ile bastırıldı… Bir ABD gladyo yapılanması, bir CIA örgütlenmesi olan FETÖ, şimdi kurumlardan temizleniyor…

Ve yeni bir döneme girdik…

Bu dönem RTE’nin fiilen başkan olduğu bir dönem… Çünkü MİT ve Genel Kurmay Başkanlığının Cumhurbaşkanlığına bağlanması için hazırlıklar yapılıyor…

AKP, yıllar önce belirlediği hedeflere doğru adım adım ilerliyor artık…

90 yıllık Kızılay Meydanının adı Büyükşehir Belediyesi tarafından “15 Temmuz Kızılay Şehitler Meydanı”, Boğaziçi Köprüsü’nün adı “15 Temmuz Şehitler Köprüsü” olarak değiştirildi.

Yakında “30 Ağustos Zafer Bayramı”nı, “15 Temmuz Zafer Bayramı” olarak değiştirirlerse hiç şaşmayalım…

Taa başından beri, AKP’nin hedefinde üç kurum vardı: Ordu, yargı, Milli Eğitim… Niyetleri bunlara egemen olmaktı…

Yargı, Milli Eğitim onlar için çantada keklikti… O yapılanma, daha önce gerçekleştirildi…

Orduyu dağıtma, parçalama işini ise Ergenekon Davası ile gerçekleştirmek istedi… Ancak FETÖ ile arası bozulunca ve Kemalist güçlerin şiddetli muhalefeti ve mücadelesi ile karşılınca bu girişimden vaz geçmek zorunda kaldı…

AKP şimdi ortamı elverişli bulduğu için, orduyu yeniden yapılandırma faaliyetlerine hız verdi…

Şu anda muhalefet de dâhil her şey ondan yana… Ortalık güllük, gülistanlık…

Artık ülkemizde İmam hatipli subaylar, valiler, kaymakamlar, hâkimler, savcılar (vb.) dönemi başlıyor… Artık meslek lisesi mezunu ve imam hatipli öğrenciler tüm üniversiteler girebilecek…  Harp Okuluna da…

Genel Kurmay, Cumhurbaşkanlığına, kuvvet komutanlıkları Milli savunma Bakanlığına bağlanacak… Askeri liseler kapatılacak… Ordunun eğitim, sağlık, personel gibi tüm destek hizmetlerini bakanlık karşılayacak. Silahlı kuvvetlerin subay, astsubay personel talebi, bunların hangi koşullarda alınacağı ve eğitimleri gibi konularda bakanlık sorumlu olacak.

Yani ordu ve Milli Savunma Bakanlığı sivilleşecek… Başbakanın deyişi ile “Bütün kışlalar kapatılacak; halkımızın piknik yaptığı, vakit geçirdiği alanlar haline gelecek…”

İşte AKP’nin yıllardan beri düşünüp de yapamadığı tasarımlar bunlardı…

Bu çalışmalar sürdürülürken bir taraftan da Doğudan şehitler gelmeye devam ediyor…

Uysal muhalefet, “Demokrasi, birlik, bütünlük, milliyetçilik, bayrak – vatan…” aşkıyla daha da uysallaştırılıp, kafese konulunca, AKP’nin işi iyice kolaylaştı… Şimdilik orduda yapılan köklü değişikliklere muhalefetten hiç ses yok…

Günlerden beri insanlarımız ve televizyonlar, gazeteler 15 Temmuz Darbe gecesini konuşuyor, cep telefonlarımıza belediye başkanlarından, imamlardan sokağa çıkma çağrıları geliyor, selalar veriliyor, arabalar sabahlara kadar kornalarını çalarak, şehir caddelerinde turlar atıyor…

Ortada ne “mültecileri TC vatandaşı yapma”, ne “diploma sorunu” ne “Topçu Kışlası”, ne de “PKK” kaldı… Ne güzel bir ortam… Dikensiz gül bahçesi…

“AKP, doğru yola girdi, ABD’ye ve AB’ye kafa tutuyor, milli devlet olmaya yöneldi” diye seviniyoruz, bayram yapıyoruz da “Yarın bu devletlerle Irak, Suriye gibi karşı karşıya gelirsek, bir çatışma çıkarsa, savaşı imam hatipli subaylarla selalar vererek, piknik alanına çevrilen kışlalarla mı kazanacağız” diye hiç düşünmüyoruz…

(alieralp37@gmail.com)

Exit mobile version