Benim gibi Kırım Türkü olan, “tarihçilerin kutbu” olarak nitelendirilen TÜBA Şeref Üyesi Prof. Dr. Halil İnalcık’ı 25 Temmuz’da Ankara’da 100’ncü yaşında kaybettik. Kendisini son olarak Denizli Pamukkale Üniversitesi’nin düzenlediği bir etkinlikte görüp konuşmuş idim. Prof. Dr. Halil İnalcık 7 Eylül 1916’da İstanbul’da doğmuş, orta eğitimini 1931’de Ankara’da Gazi Muallim Mektebinde tamamlamıştır.1936 yılında Ankara Üniversitesi Dil, Tarih ve Coğrafya Fakültesi Yeni Çağ Tarihi bölümünde yüksek öğrenimine başlamıştır. 1942 yılında “Tanzimat ve Bulgar Meselesi” adlı doktora tezini savunmuş,1942-1972 döneminde aynı fakültede öğretim üyesi olmuştur.
1972’de Chicago Üniversitesi’ne “Osmanlı Profesörü” olarak davet edilmiş, eserlerini İngilizce yayınlayarak Osmanlı tarihinin yabancılar tarafından doğru olarak öğrenilmesine büyük katkıda bulunmuştur. Halil İnalcık’ın Osmanlı İmparatorluğu Klasik Çağ: 1300- 1600 (The Ottoman Empire the Clasiccal Age 1300- 1600) adlı eseri 1973 yılında Londra’da Weidenfeld and Nicholson yayınevi tarafından yayınlanmıştır. Kitap şimdiye kadar Türkçe dışında Sırpça, Yunanca, Romence, Arnavutça, Arapça ve Ukrayna diline çevrilmiştir. Yapı Kredi Yayınları tarafından bu yıl İnalcık’ın katkılarıyla Türkçe’ye kazandırılmıştır.
Prof. İnalcık’ın son Osmanlı tarihi çalışması olan Devlet-i Aliyye – Osmanlı İmparatorluğu Üzerine Araştırmalar 1 eseri İş Bankası Kültür Yayınları tarafından 5 cilt olarak tasarlanmıştı ve üçüncü cildi geçen yıl yayınlanmıştı. Eser, toplumda gençlere Osmanlı’yı öğretecek ve ders çıkarmasına yardımcı olacak niteliktedir. Özellikle gençlerin okumasını öneririm.
TV söyleşilerinde Osmanlı’nın yıkılış nedenleri arasında padişahın kimseye hesap vermeyen sorumsuz otorite sahibi olmasına öncelikli yer vermiştir. Bilkent Üniversitesi Tarih Bölümü kurucusu olan İnalcık, 7 Eylül 2015 tarihindeki 100’ncü yaş günü kutlamalarında “Hedefim, Türklerin tarihini bir yabancı değil, bir Türk gözüyle yazmak, ömrümü bu amaca hasrettim. Ana kaynağım arşiv belgeleri oldu. Bu sayede objektif bir tarih yazdığıma inanıyorum” demişti.
Topkapı arşivinde Kösem Sultan’ın notlarını bulup çıkaran, sonra yayınlayan ve iktidardaki etkisini ilk anlatan da Halil Hoca’dır. Halil İnalcık’ın İş Bankası’ndan yayınlanan Has Bağçede Ayş u Tarab – Nedimler Şairler Mutripler adlı eseri sultan sofralarında şairleri, nedimleri, saz ve söz gecelerini anlatır. İnalcık, 20’nci yüzyıl sona ererken Cambridge Uluslararası Biyografi Merkezi tarafından dünyada sosyal bilimler alanında sayılı 2000 bilim adamı arasında gösterilmiştir.
Halil İnalcık’ın yeni yayınlanan son kitabındaki şu tespitler çok önemlidir: “Son araştırmalar ortaya koymuştur ki II. Abdülhamid dönemi (1876-1909), siyasette Batı fikirlerine karşı olmakla beraber, kültür ve eğitim alanında büyük atılımların gerçekleştiği bir dönemdir. Sivil Batıcı eğitimin genelleşmesi, mektebin, kitabın ve gazetenin etkisi altında aynı ilkeleri paylaşan bir kamuoyunun ortaya çıkması, Batılı zihniyette bir seçkin sınıfın oluşması, Mustafa Kemal kuşağını ve onun düşüncelerini anlamak bakımından önemlidir….Böylece Atatürkçülük, Türk tarihinin doğal gelişiminin kesin, vazgeçilmez sonucu olarak görünmektedir. Bugün Türkiye demokrasisinde bu tarihi süreci geriye çevirme çabası, tarihin akışına ters düşer.
Tanzimat döneminin Batıcı, sivil eğitim projesi (Saffet Paşa’nın 1869 tarihli Nizamname-i Ma’arif-i Umumiye tüzüğü) II. Abdülhamit döneminde 1880’li yıllarda uygulamaya konmuş, 1908 yılına kadar Hicaz dışında bütün vilayet merkezlerinde ve önemli sancak merkezlerinde lise düzeyinde idadiler açılmıştır. Rüşdiye ve idadiye mekteplerinde pozitif ilimlere öncelik veren ‘nizami, maddi terakkiyatçı, padişaha ve milletine sadık’ insanlar yetiştirme ilkesi benimsenmiştir. Bu eğitimden beklenen temel amaç bir laik eğitimle devletin müslim ve gayrimüslim tebaasını Osmanlılık ideolojisi çerçevesinde birleştirmekti.”
Prof. Halil İnalcık’ı derin bir sevgi ve saygı ile anıyoruz. Allah rahmet eylesin.