Eski Rum milletvekili Hristos Rotsas’ın “15 Temmuz gecesi ele geçirdiğimiz fırsatı yitirdik. Türklerin zayıf olacağı bir anı yakalayıp hepsini esir alabilmek için 42 yıl boyunca hazırlık yapsaydık, Kıbrıs’taki 43 bin Türk askerini darbe gecesi esir alıp Vasiliko veya Baf’a götürüp, adanın tümünü ele geçirebilirdik” itirafından sonra diğer sıradan Rumlar da içlerindeki kin dolu ve adanın tümünü ele geçirmeye yönelik yıllarca sakladıkları duygularını daha doğrusu ağızlarındaki baklayı çıkarmaya başladılar.
Aşağıda adresini verdiğim “Beyin yıkama ters çevrildi” başlıklı siteye bir göz atarsanız;
Rumca metin üstte, İngilizce çevirisi de altta olarak biz Türkler ve Kıbrıs adasının geleceği ile ilgili neler düşündüklerini ve müzakerelerden neler beklediklerini çok daha iyi anlayacaksınız. Birileri çıkıp “bunlar azınlıktadır, dikkate almayın” diye yorum yapacak ama kazın ayağı hiçte öyle değil. Rumlar arasında bu şekilde düşünen büyük bir çoğunluk var ve bu çoğunluk neredeyse yüzde 90 civarında.
Aşağıda yer alan ve söz konusu sayfadan yaptığım bire bir çeviri, gerçekte neredeyse tüm Rumların akıllarındaki, kalplerindeki üstü örtülmüş duygularını ve düşüncelerini ortaya koyuyor. Bu yazının altına koyduğum ve 1963-1974 yılları arasında Rumların bize uyguladıkları soykırımı dile getiren dört yorumumu ve bu yorumlarımı görsel olarak destekleyen resimleri anında kaldırdı sayfanın moderatörü işine gelmediği için.
Bakın neler yazmış Rum adadaşımız; “Kıbrıs’ı binlerce kişiyi öldürdükten sonra işgal edenlerle Kıbrıs Cumhurbaşkanı Anastasiadis’in görüşme yapmasına Kıbrıslı Rumların pasif bir şekilde izin vermesi gerçeği karşısında şaşkına döndüm. NİÇİN BENİM KARDEŞ KIBRISLILARIM, NİÇİN????? Anastasiadis Türklerin yasal olarak Kıbrıs’ı yönetmesini istiyor!!! Bu işte gerçekte olandır!. Nasıl olur da hepiniz orada oturup bir şey söylemiyorsunuz ve bunun yapılmasına izin veriyorsunuz????? Ülkemizi satacak müzakerelerin olmaması lazımdır!!! Türkler barbarlardır, Türkiye bir İslam devletidir ve halıhazırda bizim olan birşeyin müzakere edilmesi çok TEHLİKELİ ve saçmadır. Çok geç olmadan uyanın benim kardeş Kıbrıslılarım. Tüm topraklarımızı geri alacağımız ve Türklerin de adayı terk edeceği (ve Kıbrıslı Türklerin de tekrar eskisi gibi azınlık olacağı ve adanın kontrolü üzerinde hiçbir yetkileri bulunmayacağı) dışında herhangi bir müzakere, 1974 işgalini ebediyen yasallaştıracak ve Kıbrıs’ı bir Türk İslam Devletine dönüştürecektir. Bunun olmasına izin verme! Sakın hata yapma, Kıbrıslı Türklerin ezici çoğunluğu İslam’a inananlardır ve Hristiyan değillerdir. İŞGAL EDİLMİŞ KIBRIS’ın hayali Kıbrıs Türk Başbakanının medyada söylediği gibi dini inanışları “anavatanları” Türkiye ile aynıdır. UYANIN KIBRISLILAR! ÖZGÜRLÜK İÇİN PROTESTODA BULUNUN.”
1955 yılından başlamak üzere Kıbrıs adasının tümünü ele geçirmek ve adayı Yunanistan’a bağlamak için yolda belde, evde, dükkanında, işyerinde, tarlada ve benzeri yerlerde bulduğu masum ve savunmasız Kıbrıslı Türkleri acımadan öldürmeye başlayan, 1963-1974 yılları arasında insanlık dışı soykırım uygulayan, şimdi de bizlere “Azınlık” olmaktan başka hiçbir hak tanımak istemeyen Kıbrıslı Rumlarla niye müzakereleri devam ettiriyoruz, anlamam mümkün değil.
Birtakım hastalıklı beyinlerin üretimi olan “nüfusumuzu arttırmayalım, vatandaşlığı zorlaştıralım, kimseyi vatandaş yapmayalım, müzakereler sonunda Rumların idaresi altında azınlık olarak yaşayalım” felsefesi nedeniyle resmen bilinçli olarak azınlığa düşürüldüğümüz bu dönemde, Anastasiadis’in dünyaya, bizler Kıbrıslı Türkleri “Azınlık” olarak tanıtması ve müzakerelerde 4 Rum’a, 1 Türk oranının kabul edildiği iddiasını da maalesef, KKTC Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Burcu Barış da 12 Temmuz günü yaptığı açıklamada “mevcut 220 bin KKTC ve 802 bin Güney Kıbrıs Rum Yönetimi yurttaşının başka herhangi bir kritere bakılmaksızın, otomatik olarak federal Kıbrıs cumhuriyeti vatandaşı olacağı” sözleri ile Anastasiadis’in 4 Rum’a, 1 Türk iddiasının doğruluğunu teyit etmektedir.
Bakınız
Tamamen yanlış yola girmiş bazı siyasilerimiz, sendikalarımız, kuruluşlarımız ve derneklerimiz. Bu iddialarına ve saman altından yürüttükleri çalışmalarını devam ettirmeden önce tavsiyem azınlık haklarının ne olduğunu iyice öğrenmeleridir. Örneği de çok uzakta değil. Batı Trakya’da yaşayan kardeşlerimizle görüşmeleri ve yaşam koşullarını incelemeleri yeterli olacaktır…
Ata ATUN
e-mail: ata.atun@atun.com veya ata.atun@gmail.com
Facebook: Ata Atun
25 Temmuz 2016
Bir yanıt yazın