NECDET BULUZ
15 Temmuz’daki darbe girişiminin başarısızlığa uğramasından sonra şimdi de karşımıza çıkan yeni bir tehlike var: Bulanık havayı seven ve ortalığı karıştırmak için pusuda bekleyen iç ve dış provokatörlerin yeni oyunlar peşinde oldukları haberleri geliyor. Darbede başarılı olamayan çevrelerce yeni oyunlar oynanabileceğine de dikat çekiliyor.
Tehlikenin boyutları görmek gerekiyor:
Birincisi, toplanan kalabalıklara bombalı suikastlar düzenlenmesidir. Daha önce bu tür olayları çok yaşadık. Özellikle meydanlarda toplanan kalabalıkları hedef alabilecek bu tür olayların bir yerde kargaşayı üst boyutlara taşımak olarak değerlendirebiliriz.
İç ve dış düşmanlar uyumuyor ve boş durmuyor. Barış ve istikrar ortamını ortadan kaldırmak için yeni planların var olabileceği düşünülüyor.
Dış basından ve istihbarat birimlerinden öğrenebildiğimiz kadarı ile Türkiye’de halen yabancı istihbaratçı kaynıyor ve bunların sayısının da binleri bulduğu ifade ediliyor.
Darbe girişimindeki istihbarat zafiyetinin ortaya çıkmasından sonra, bundan sonra olabilecekler konusunda da bu zafiyetin devam edebileceğini düşünüyoruz. Nitekim Hükümet yetkilileri “İstihbarat konusunda yeni oluşumlar ve düzenlemeler gerektiğine inanıyoruz. Bunun için de düğmeye bastık” diyor. Muhalefetten yükselen seslerde ise “İstihbarat zafiyetinin yanı sıra yönetim zafiyeti de var” deniliyor.
İçinden geçmekte olduğumuz şu sıkıntılı durumda suçlama ve çekişmeleri bir kenara bırakıp, bir an önce düzlüğe nasıl çıkabiliriz, üzerimizde kurulmak istenilen tuzakları nasıl yok edebiliriz bu konularda kilitlenmemiz gerekiyor. Tartışmaları bir sonraya bırakmak daha doğru atılmış adım olacaktır.
Tehlikenin en önemli ayağı ise mezhep çatışmalarının körüklenmesi konudur.
Türkiye’nin yumuşak karnı mezhep tartışmalarıdır.
Emniyet yetkilileri, darbe girişiminde başarılı olamayan FETÖ/PDY’nin Alevi vatandaşları da provoke etmeye çalıştığını ve bunun için özellikle sosyal medyayı kullandığını belirtiyor.
Türk-Kürt çatışmasının ardından karanlık yüzler şimdi de yoğun olarak Sünni-alevi çatışmasının oluşması için çaba gösteriyor. Bu konuda b-vatandaşları sokağa dökecek, kardeş çatışmasını ülke çapında yaymak için yeni planlarını uygulamaya sokmaya çalışıyorlar.
Aman dikkat…
Sosyal medyanın da bu konuda çok duyarlı olması gerekiyor. Yalan yanlış, milleti ayağa kaldıracak haber ve fotoğrafların yayınlanmaması son derece sakıncalıdır. Birçok doğru olmayan haberlerin paylaşılmasından sonra bile bazı yerlerde halkın sokaklara taşması, gelmekte olan tehlikenin boyutunun önemini ortaya koyuyor.
Son bir haberi paylaşalım:
Sosyal medya Bolu Valisi Aydın Baruş’un kaçırıldığı haberi yayınlandı. Bunun üzerine halk ayağa kalkıp sokaklara taştı. Bazı noktalarda kargaşa yaşandı.
Yine Erzincan, Sivas, Malatya, Kahramanmaraş gibi hassas illerimizde Sünni-alevi çatışmasını alevlendirebilecek bazı asılsız haberlerin yayınlanması ile vatandaşların rahatsızlığının tavan yapmış olduğunu da görüyoruz.
Ankara Etimesgut’ta askeri hareketlilik yaşandığı haberlerinin duyulması iddiasının sosyal medyada hızla yayılması üzerine vatandaşların sokağa döküldüğünü gördük.
Yine sosyal medyada İstanbul’da bazı kışlalarda hareketlilik olduğu yönündeki haberler de halk arasında büyük panik ve hareketlilik yaşanmasına neden oldu.
Özetle söylemek istediğimiz şudur:
Çok sıkıntılı, stresli ve huzursuz bir ortamdayız. En ufak bir kıvılcım bile milletin hareketlenmesine, sokaklara taşmasına neden olabiliyor. Hassas konulardaki ortaya çıkabilecek asılsız iddialarla da beklenmedik çok daha büyük olayların yaşanabileceğini görmekteyiz. Bu nedenle herkesin sorumluluk duygusu içinde çok daha duyarlı davranmak zorunda olduğunu söylemeliyiz.
Provokatörler var ve boş durmuyor.
Meydanlara, sokaklara, evlere kadar inebilen bu iç ve dış düşmanlara karşı son derece uyanık olmak, provoke hareketlere gelmemek gerekiyor. Geçmişte bunların oynadığı oyunların bize nelere mal olduğunu gördük. Önümüze konulmak istenilen yeni tuzaklar olabilir, bunlara düşmeyelim.
Bir başka uyarı da bizi yönetenlere, muhaliflere ve aşırıya kaçanlaradır:
Söylemlerde milleti ayrıştırıcıcılıktan uzak durulsun. Kışkırtıcı, provoke edici, kardeşi kardeşe karşı getirecek adımlar atılmasın. Türk-Kürt, alevi-Sünni gibi insanlarımızı birbirine düşürecek, karşı karşıya getirecek ve milleti kamplara ayıracak hareketler içinde olunmasın, bunu yapmak isteyenlere de izin verilmesin. Sağduyulu davranmanın, bugünleri sıkıntısız şekilde atlatmamız için önemli olduğunun özellikle altını kalınca çizmekte yarar görüyoruz.
Geçmişte de çok sıkıntılara düştük, çok köşelere sıkıştırıldık. Beklenmedik olayları yaşadık. Çok acılar çektik. Ama hiçbir güç bizi yıkamadı. Millet olma özelliğimizle bütün bunları yenip atlatmayı bildik. Bugünleri de mutlaka atlatacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz
Bir yanıt yazın